Kağıt, odun parçaları selüloz, bitki dünyasına ait bir sürü ortak şeyden yapılmış. | Open Subtitles | لقد صنع من الورق، ألياف الخشب، السلولوز, وهي مكونات شائعة في النباتات المحليه |
Kolyeyi beğendiğini söylüyor. O kadar güzelmiş ki, cüceler tarafından yapılmış olmalıymış. | Open Subtitles | تقول أن القلادة جملية للغاية لدرجة أنها اعتقدت أنه من صنع الأقزام |
Bu işaretler gösteriyor ki şapka Coğrafyacılar Derneği üyeleri için yapılmış. | Open Subtitles | لا ، هذه العلامات تعني أنها صنعت لعضوٍ في نقابة الجغرافيين |
İlk iz 94 derece açıyla yapılmış ve ikincisi... 135 derece. | Open Subtitles | حسنا، العلامة الأولى صنعت بزاوية 94 درجة والثاني هي 135 درجة |
Çelik askeri derecede, bir bombaya dayanacak şekilde yapılmış. Ama sana dayanamaz. | Open Subtitles | الفولاذ من الدرجة العسكريّة وقد صُنع ليصمد ضدّ القنابل، لكن ليس ضدّك. |
DARPA'nın hipersonik test aracı şu ana kadar yapılmış en hızlı manevra kabiliyetine sahip uçak. | TED | إن الآلة الاختبارية التابعة لوكالة داربا هي أسرع طائرة مناورة بنيت على الاطلاق. |
Öyle ki bu birlikte yaşadığımız ve olduğu gibi kabul ettiğimiz kara kutular başkaları tarafından yapılmış ve oldukça karmaşık şeyler. ve bunları öğrenebiliriz. | TED | لذلك فان هذه الصناديق السوداء التي نعيش معها ضمنيا تمثل حاليا أشياء معقدة صنعها أشخاص آخرون وبامكانك فهمها |
Çok şükür ki, o gözcü kulesi uzun zaman önce yapılmış. | Open Subtitles | ..لحسن حظنا فإن برج الحراسة ذلك تمت هندسته منذ زمن بعيد |
Ve online dünyada neler olduğuna gidip bir göz atacak olursak, Clarifed Network tarafından yapılmış bir video tek bir kötü amaçlı yazılım ailesinin dünyada nasıl hareket ettiğini gösteriyor. | TED | و اذا ذهبنا واخذنا نظرة على ما يحدث في العالم الافتراضي هنا فيديو صنع بواسطة كلارفيد نتوركس حيث يوضح كيف ان عائلة برامج خبيثة واحدة تستطيع ان تتحرك حول العالم |
Bu güzel bir su şişesi -- kiminize tanıdık -- tasarımcı Ross Lovegrove tarafından yapılmış. | TED | هذه عبوة مياه جميلة ربما يعرفها بعضكم انها من صنع المصمم روس لوفيجروف |
Bugün dişleri tarıyoruz, siz de dişlerinizi taratabilir ve bu yöntemle yapılmış size uygun diş kaplaması yaptırabilirsiniz. | TED | فحص الاسنان اليوم تستطيع فحص اسنانك و طلاء اسنان صنع بهذه الطريقة ليناسبك |
gibi tepki vermeyiz. Daha ziyade; tepkilerimiz, onların ne olduğuna, nereden geldiğine, nelerden yapılmış olduklarına, gizli doğalarının ne olduğuna göre değil, inançlarımıza | TED | بل اننا نتفاعل مع الامور تبعاً لمعتقداتنا و قناعاتنا وعلى ماهية الامور .. ومصدرها ومما صنعت .. وماهي طبيعتها الدفينة |
Bu film yaklaşık altı yıl önce yapılmış, biz bir odadan diğerine taşınırken kilolu bir insan üzerine oturarak yok etmişti. | TED | والشاشة صنعت قبل ست سنوات وعندما نقلتها من غرفة الى اخرى جلس عليها شخص ضخم ودمرها |
Örneğin bir terzi için yapılan dokunmatik paneli şöyle görünür, tekstilden yapılmış bu yüzden onu makasla kesip dikebilirsiniz. | TED | على سبيل المثال، شاشة لمس صنعت للخياط ستبدو كهذه، مصنوعة من القماش، حتى تتمكن من قصها بالمقص وخياطتها. |
Mesela, gördük ki; pamuk liflerine -- gömleğimin yapılmış olduğu madde -- çok az yüzdeyle nanoselüloz eklediğimizde dayanıklılığı inanılmaz bir şekilde artıyor. | TED | على سبيل المثال لقد أظهرنا أنّ إضافة نسبة صغيرة من النانوسيلولوز إلى ألياف القطن نفسها التي صُنع منها قميصي يزيد قوتها بشكل كبير |
Yeryüzünde bu güne dek yapılmış olan en büyük gemiler orada tam da benim sokağımın sonunda yapılmıştır. | TED | إن بعض أكبر السفن التي بنيت على كوكب الأرض تم بناؤها عند نهاية شارعي. |
Sağdakiler Neandertaller, Avrupa'da yaşayan uzak kuzenlerimiz doğrudan atalarımız değil, tarafından yapılmış. Ve 50.000 ya da 60.000 yıl öncesine ait. | TED | التي على اليسار صنعها البشر البدائيون، أبناء عمومتنا الذين من أوروبا، وليس أسلافنا، وعمرهم ما يقارب ما 50000 أو 60000 سنة |
Arkadaşınız Best'in göz yummasına rağmen son zamanlarda kıza güzel bakım yapılmış. | Open Subtitles | حسنا,بغض النظر عن خداع صديقك بيست فقد تمت معاشرتها مؤخرا و بقوة |
Hayvan istismarına dair kanıt yok ve deneyler yasal sınırlar içerisinde yapılmış. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على تعذيب الحيوانات، والتجارب تمّ إجرائها وفق حدود قانونية. |
Çoğu neoklasik, ağır ve donuk, taş veya betondan yapılmış. | TED | معظمها نيوكلاسيكية وثقيلة وغير شفافة، مصنوعة من الحجر أو الخرسانة. |
Keşke ıslahevinde giydiğim tulum da bu malzemeden yapılmış olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو لدي بذلة قفز مصنوعه من ماذدة هذا الشيء |
Aynı dönemde Takeshi İshiguro'nun muhteşem eserleri vardı: pirinç hamurundan yapılmış tuzluk ve biberlikler. | TED | وفي الوقت ذاته ، العمل الرائع من تاكيشي إيشيغورو، الذي صنع هذه الحاويات الجميلة للملح والفلفل المصنوعة من عجينة الأرز. |
Plastikten yapılmış bir vücudu var ve suyun üzerinde oturuyor. | TED | لديه جسد، جسدها مصنوع من البلاستيك، ويمكث على سطح الماء. |
Benim gerçekten de mermerden yapılmış bir sığınak olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدي حقاً أنني ملجأ للغارات الجوية مصنوعٌ من الرخام؟ |
Herife 38 kalibrelikle penis ameliyatı yapılmış. | Open Subtitles | جثة رجل أجريت له جراحة لعضوة التناسلي بمسدس عيار 38 |
Bu ne? Nasıl yapılmış? Neden yapılmış? | TED | عن مانرى. وعن الكيفية التي تم صنع مانراه بها وعن سبب صنعه |
Bu yapı 400 yıl önce yapılmış, ama halk 3000 yıl kadar eski. | Open Subtitles | الهيكل تم بناؤه منذ 400 سنة ولكن الحضارة يعود تاريخها الى 3000 عام |