| - Seni bundan kurtaramam, bunu durdurmak için Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكنني إنقاذك من هذا لا يوجد شيء أستطيع فعله لإيقاف هذا ماذا ؟ |
| İşin gerçeği, Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حقيقة الأمر أنه لا يوجد شيء أستطيع فعله |
| İki numaralı emir: "Güneş için Yapabileceğim hiçbir şey yok. " | Open Subtitles | عدد الوصية الثانية: لا يوجد شيء يمكنني القيام به حول الشمس. |
| Hassasiyetinden dolayı memnunb oldum.Bunu birçok Kübalı vatansever den duydum fakat bunuun için Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أقدر تعاطفكم ولقد سمعتُ من الكثير من الوطنيين الكوبيين ولكنني لا أستطيع فعل شيء حيال ذلك |
| Biliyorum, eşini geri getirebilmek için Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | اعلم أنه لا شيء يمكنني فعله قد يعيد زوجتك.. |
| Üzgünüm, Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا آسف لا أستطيع عمل شيء |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد أى شيء أستطيع فعله ـ ما الذى تعنيه , هو قتل نفسه ؟ |
| Ama bunun için Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن لا يوجد شئ يمكنني فعله حيال هذا |
| Hiçbir şey yok... Yani Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني فعله على الإطلاق |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء أستطيع فعله |
| Bu konuda Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أذيتُ من هم حولي، وما بيدي حيلة حيال ذلك |
| Bu konuda Yapabileceğim hiçbir şey yok. Ölerek, ona bu şansı vermemek dışında. | Open Subtitles | "ولا حيلة بيدي عدا الحرص على عدم بقائي حيّة كيلا أعطيه الفرصة" |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع فعله مُطلقًا. |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع فعله |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع فعله |
| Kızgınım ve bundan utanıyorum ama Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا غاضب والخجل، لكن لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
| Bay Riley, Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | السيد رايلي، لا يوجد شيء يمكنني القيام به |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني القيام به لمساعدتها. |
| Bak, Marshall'ın ne yaptığı ya da ne yapamadığı hakkında Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ما فعله أو لم يفعل (مارشال) لا أستطيع فعل شيء حيال ذلك |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. Sandalyeye bırakın. | Open Subtitles | لا شيء يمكنني فعله ضعه على الكرسي |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا أستطيع عمل شيء |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد أى شيء أستطيع فعله |
| Ama bunun için Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن لا يوجد شئ يمكنني فعله حيال هذا |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني فعله |
| Yapabileceğim hiçbir şey yok Mike, duruyoruz. | Open Subtitles | ليس هناك شيء أستطيع فعله يا (مايك)،نحن نتوقف |
| Bu konuda Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أذيتُ من هم حولي، وما بيدي حيلة حيال ذلك |
| Bu konuda Yapabileceğim hiçbir şey yok. Ölerek, ona bu şansı vermemek dışında. | Open Subtitles | "ولا حيلة بيدي عدا الحرص على عدم بقائي حيّة كيلا أعطيه الفرصة" |
| "ve bu konuda Yapabileceğim hiçbir şey yok." | Open Subtitles | ولا شيء استطيع فعله بهذا الخصوص |
| Çok büyük bir hata yaptım. Ve düzeltebilmek için Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد ارتكبت خطأ هائلاً ولا يمكنني فعل شيء لإصلاحه |
| Bulmacanın bu parçası olmadan Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ، دون العثور على تلك القطعة من الأحجية لا يوجد شيء يُمكنني فعله |