Ama androidi istasyonu patlayacağı konusunda uyardı bunu yapmak zorunda değildi. | Open Subtitles | لكنه أخبر الروبوت بأن تقوم بتحذيرنا , بأن تلك المحطة على وشك الأنفجار لم يكن عليه فعل ذلك |
Bunu yapmak zorunda değildi. Yardım ettiğime çok sevinmiştim. | Open Subtitles | لم يكن عليه فعل هذا لقد كنت مسروراً لفعله |
Bunu yapmak zorunda değildi. | Open Subtitles | لم يكن عليه فعل ذلك |
Bunu yapmak zorunda değildi. Bu önemli birşey. | Open Subtitles | بينما أخبرك سكوتي بالحقيقة لم يكن عليه القيام بهذا |
Bunu yapmak zorunda değildi. | Open Subtitles | لم يكن عليه القيام بذلك تماماً. |
Üzgünüm. Bunu herkesin önünde yapmak zorunda değildi. | Open Subtitles | أنا آسف، لم يكن عليها القيام بذلك علناً |
Böyle yapmak zorunda değildi. | Open Subtitles | ولم يكن عليها القيام بذلك مثل هذا. |