Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu kaçmamız için tek şansımızdı. | Open Subtitles | كان يجب علي أن أفعل شيئاً هذة فرصتنا الوحيدة للهرب |
Ne oldugunu anlamam gerekiyordu. Bir seyler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ماذا سأفعل ..يجب أن أفعل شيئاً, وعندها |
Ama manzara değişikliği yapmam gerekiyordu ben de memlekete geldim. | Open Subtitles | ولكنني احتجت إلى تغيير في الأجواء فجأت إلى الريف |
Hadi ama, ne yapmam gerekiyordu ki? Yemim ağzımdayken bütün gün oturup bekleyemem. | Open Subtitles | هيا , ماذا كان يفترض بي أن أفعل |
Bunu en başından yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | وهذا ما كان علي فعله من البداية |
Adamlarımdan bir kaçıyla gözetleme yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لذا كان عليا مراقبته بأفراد من فريقي |
Bak ne yapmam gerekiyordu? | Open Subtitles | إسمع، ماذا كان يفترض أن أفعل ؟ |
Savaş başlığının teslimatıyla ilgili düzenlemeler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لابد أن أقوم بالترتيب لاستلام الصاروخ |
Bunu geçen hafta yapmam gerekiyordu ama sonra kızımın başına bunlar geldi. | Open Subtitles | كان من المفترض ان افعل هذا منذ اسبوع لكن حدث هذا لابنتي حينها |
Kazanabileyim diye ki kazandım. Bak, bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كي أنتصر، وها قد انتصرت، انظر، كان علي فعل شيء |
Dikkat çekmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu, değil mi efendim? | Open Subtitles | كان عليّ أن أفعل شيئاً لكيّ أبرز. أجل، فعلتُ ذلك، سيدي. |
Onu saf dışı bırakmak için bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيءٍ لإبعاد الرائحة. |
Ne yapmam gerekiyordu ki? | Open Subtitles | حسنا , ماذا يجب على أن أفعل ؟ |
Aslında benim Cynthia Driscoll ile bir röportaj yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | بالواقع من المفترض أن أجري (مقابلة مع (سينثيا دريسكول |
Ne yapmam gerekiyordu? | Open Subtitles | -وماذا يُفترض بي أن أفعل. ؟ |
Dikkat cekmek icin bir seyler yapmam gerekiyordu, degil mi efendim? | Open Subtitles | كان علي أن أفعل شيئاً لكي أبرز، نعم سيدي |
Bizi riske attın. Ne yapmam gerekiyordu? | Open Subtitles | أنت تخاطر بكل شيء ماذا كان علي أن أفعل ؟ |
Hiç biri işe yaramadı. Bir şey yapmam gerekiyordu artık. | Open Subtitles | لا ينفع ذلك معها علي أن أفعل شيئا |
Ama eğer özgür olmak istiyorsam, bunu kendim yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | و لكن أذا كنت سأصبح حرا كان يجب أن أفعل هذا علي طريقتي |
Ama bunu yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد بأنني يجب أن أفعل هذا. |
Sıradaki adıma hazır olmak için bunu yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | احتجت إلى ذلك لأكون جاهزاً لاتخاذ الخطوة التالية |
Ne yapmam gerekiyordu sizce? | Open Subtitles | مالذي كان علي فعله ؟ |
Adamlarımdan bir kaçıyla gözetleme yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لذا كان عليا مراقبته بأفراد من فريقي |
Ne yapmam gerekiyordu? | Open Subtitles | لا تحكموا عليا ماذا كان يفترض أن أفعل |
Bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | وأنت ِ أختفيتي كان لابد أن أقوم بشيئا ما |
Ne yapmam gerekiyordu? | Open Subtitles | ماذا كان من المفترض ان افعل ؟ |
Göğsünü tekrar hissetmek için elimden geleni yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان علي فعل ما يمكنني فعله لأشعر بصدرك في مواجهتي |
Bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليّ أن أفعل شيئاً. |
Onu saf dışı bırakmak için bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيءٍ لإبعاد الرائحة. |
Aslında benim Cynthia Driscoll ile bir röportaj yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | بالواقع من المفترض أن أجري (مقابلة مع (سينثيا دريسكول |