Sesninde aynı şekilde sürüngen Jack için yapman gerektiği gibi. | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما يتعين عليك القيام به عندما يتعلق الأمر بجاك |
Ne yapman gerektiği umrumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني ما عليك القيام به. |
- O zaman ne yapman gerektiği biliyorsun. | Open Subtitles | - أنا لن ندعه . - ثم هل تعرف ما عليك القيام به . |
Bunu yapman gerektiği için yaparsın tıpkı dişlerini veya kıçını beyazlatman gerektiği gibi. | Open Subtitles | ،أنت فقط تفعلينه لأنه من المفترض عليكِ فعله مثل تبييض أسنانكِ أو فرجكِ |
Hayatta yapamadığın şeyleri, düşünmene gerek yok çünkü ne yaptıysan, yapman gerektiği için yaptın. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لستِ صامدة للأمور التي لم تفعليها لأنكِ فعلتِ ما كان عليكِ فعله كنتِ هنا لقد أثّرتِ بنا |
Ne yapman gerektiği bileceksin. | Open Subtitles | -ستعرفين ما عليكِ فعله |