Ama bana yaptığı şey yüzünden asıl hissettiğim minnettarlık ve gurur. | Open Subtitles | لكن ما أشعر به حقاً... هو الامتنان و الفخر. بسبب ما فعله بي. |
Benim için yaptığı şey yüzünden hapse girecek. | Open Subtitles | لكنه سيذهب إلى السجن بسبب ما فعله لأجلي |
Babamın yaptığı şey yüzünden her şeyi kaybettim. | Open Subtitles | فقدت كل شيء بسبب ما فعله والدي. |
Kara, yaptığı şey yüzünden ona kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كارا، وأنا أعلم أنك مستاء معه على ما فعله. |
yaptığı şey yüzünden Bonny'den nefret etsem de gidecek başka yerim yoktu. | Open Subtitles | ورغم أنني قد كرهت "بوني" بسبب ما فعلته, إلا أنني لم أجد مكاناً آخر أذهب إليه. |
Bana yaptığı şey yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ما فعله من أجلي. |
Kardeşimin yaptığı şey yüzünden mi? | Open Subtitles | بسبب ما فعله أخّي؟ |
yaptığı şey yüzünden yıkılmış durumda. | Open Subtitles | إنه متحطم بسبب ما فعله |
Bana yaptığı şey yüzünden mi? | Open Subtitles | هل هو بسبب ما فعله بي ؟ |
Bana yaptığı şey yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ما فعله بي |
Buraya Matt'in yaptığı şey yüzünden mi geldiniz? | Open Subtitles | هل أنتما هنا بسبب ما فعله (مات)؟ |
Buraya Matt'in yaptığı şey yüzünden mi geldiniz? | Open Subtitles | هل أنتما هنا بسبب ما فعله (مات)؟ |
Zaten Deb'e yaptığı şey yüzünden oraya gittim. | Open Subtitles | -ذهبتُ إلى هناك بسبب ما فعله بـ(دِب ) |
Thea, kendi babasının yaptığı şey yüzünden ölüyor. | Open Subtitles | -ثيا) تحتضر بسبب ما فعله أبوها) . |
Roman, yaptığı şey yüzünden mahvoldu. | Open Subtitles | لقد دُمر (رومان) بسبب ما فعله |
Tamamen açığa çıkarma, Walt'un yaptığı şey yüzünden adaletle yüzleşmesini sağlamak için gerekli olacaktı. | Open Subtitles | الاعلان عن هذا الأمر كان ضرورياً في حالة محاكمة (والت) على ما فعله |
Sizin evliliğinize yaptığı şey yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ما فعلته لزواجك |
yaptığı şey yüzünden. Çok kızgındım. | Open Subtitles | تعرفون، بسبب ما فعلته |