Kürasyon bizim yaptığımız her şeyin merkezinde. | TED | العناية المتحفيّة هي أساس كل ما نقوم به. |
Düşmanlarımız yaptığımız her şeyi izliyor. Tek bir hatayı bile kaldıramayız. | Open Subtitles | أعداؤنا يراقبون كل ما نقوم به لا يسعنا أن ينزلق واحد من الأعلى |
yaptığımız her işin beklenmeyen sonuçları olur Bill. | Open Subtitles | دائما هناك عواقب غير مقصودة , بيل في كل ما نقوم به |
Bunu, yaptığımız her şeyi gören bir güç olduğuna yaptığımız her şeyin önemli olduğuna ve asla yalnız olmadığımıza dair bir hatırlatıcı olarak tak. | Open Subtitles | إرتدي تلك كتذكير بأن هناك قوة واحدة ترى كل شئ نقوم به وأن كل أفعالنا تهم |
Bu hafta yaptığımız her bir şey, senin istediğin şeylerdi. | Open Subtitles | كل ما قمنا به هذا الأسبوع ، هو شيء انت تود عمله |
yaptığımız her şey erkekler için, değil mi? | Open Subtitles | كل ما نقوم به يصب في مصلحة الرجال، أليس كذلك؟ |
yaptığımız her şey, artık insan kanunları altında. | Open Subtitles | كل ما نقوم به الآن هو بموجب القانون الإنساني |
ISS'te yaptığımız her şey dünyada yaptıklarınız gibi. | Open Subtitles | كل ما نقوم به على محطة الفضاء الدولية هو مثل كل ما تفعلونه على الأرض |
Ancak, galiba yaptığımız her şeyi profesyonelleştirdiğimiz dünyada şunu gerçekten biliyorum ki sadece dinlemek bile hayatları değiştirebilir. | TED | كنت أظن في عالم يهيمن عليه الطابع الاحترافي على كل ما نقوم به أنا حقاً فهمت أن هذا الفعل البسيط الاستماع يمكن أن يكون له تأثير بتغير الحياة |
Şöyle bir durum var, yeni bir tekniğe karşı yaklaşımımız yaptığımız her şeyin içine işliyor: Konuşma biçimimize, insanları eğitime teşvikimize, şakalarımıza, yasalarımıza.... | TED | تبين أنه كيف نشعر حيال أية تقنية جديدة خاصة تحصل في كل ما نقوم به: كيف نتحدث عنها، كيف نشجعُ الناس على الدراسة ونوادرنا وقوانيننا .. |
yaptığımız her şeyi kontrol etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يسعون للسيطرة على كل ما نقوم به |
Sakın unutma, yaptığımız her şey izleniyor ve değerlendiriliyor. En azından orta parmağımı göstereyim? Hayır. | Open Subtitles | فقط تذكر أن كل ما نقوم به مُراقب ومُسجل ويُحكم عليه . لا . |
New York'un canlılığı, sokak yaşamı yaptığımız her şeye ilham veriyor ve sokaklara çıktığınızda, bunu gerçekten hissediyorsunuz. | Open Subtitles | "حيوية شوارع مدينة "نيويورك تضخ الحياة في كل ما نقوم به وتشعر بذلك حقاً عندما تكون في الشوارع |
Bunlar yaptığımız her işte kesinlikle gereklidir. | Open Subtitles | وهي ضرورية للغاية في كل ما نقوم به. |
Böylece evlerin, iş yerlerinin, bowling ve golf sahalarının, Sonny'nin Barbekü Restoranı'nın bile altında yüzdüm, oldukça kayda değer ve bunun bana öğrettiği şey, yeryüzünde yaptığımız her şey bize içtiğimiz şey olarak geri dönecek. | TED | لقد سبحت تحت المنازل والشركات وممرات البولينغ وملاعب الغولف، وحتى تحت مطعم Sonny's BBQ، لافت للنظر جدا، وعلمني هذا أن كل ما نقوم به على سطح أرضنا سوف يُعاد لنا لنشربه. |
C yaptığımız her şeyi izliyor. Ona daha fazla istihbarat vermiş oluruz. | Open Subtitles | يراقب (سي) كل ما نقوم به سنسلمهم مزيد من المعلومات فحسب |
yaptığımız her şey bir şekilde sarpa sarıyor. | Open Subtitles | كل ما نقوم به يعبث بشئ آخر |
yaptığımız her şeyde dürüstlük, doğruluk, bağlılık olmalı. | Open Subtitles | الصدق والنزاهة والولاء فى كل شئ نقوم به |
yaptığımız her hareketi izliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يراقبون كل شئ نقوم به |
Canterbury'den beri yaptığımız her şeyden pişmanlık duyduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول انك تندم عليه؟ كل ما قمنا به منذ كانتربري؟ |
Eğer Fitzmartin o konuları bir bir ortaya çıkarsaydı bu şehir için şimdiye dek yaptığımız her şey ortaya çıkabilirdi. | Open Subtitles | إذا كان يحتفظ بها Fitzmartin سحب على تلك المواضيع، ثم كل ما قمنا به لهذه المدينة قد تعرضوا للعدوى. |