yaptığımız her şey sadece sana daha çok zarar verdi. Bu şey kendisini iyileştiriyor. | Open Subtitles | كل ما فعلناه كان يزيد من ألمك هذا الشئ يعالج نفسه تلقائيا |
Eğer babama bunu yapanın kim olduğunu söylerse yaptığımız her şey boşa gider. | Open Subtitles | ان اخبر والدي من فعل هذا كل ما فعلناه سينهار |
Leo, bizim yaptığımız her şey sihirli hayatımızı devam ettirmekle ilgili. | Open Subtitles | ليو، كل شيء نفعله مخصَّص لحياة المسحورات |
Burada yaptığımız her şey, geleceğimiz bu haritayı ele geçirmemize bağlı bu yüzden eşyalarınızı alın ve sıradaki dalgada yelken açın. | Open Subtitles | كل شيء نفعله هنا يعتمد عليه مستقبلنا في الحصول على هذه الخريطة لذا، خذ ما تريد وأبحر مع الموجة التالية. |
Sürekli bu konuda şaka yapıyorum... ama hayatta yaptığımız her şey, biraz daha sevilmek için değil mi? | Open Subtitles | نحن نسخر من ذلك دوماَ أليس كل ما نفعله في حياتنا لأجل أن نكون محبوبين ؟ |
Bazı günler, yaptığımız her şey sanki toksin sızdırıyor gibi. | Open Subtitles | في بعض الأيام يبدوا أن كل ما نفعله هو تسميم الغذاء |
yaptığımız her şey adımızı aklayacak kadar hayatta kalıp eve dönmek içindi. | Open Subtitles | كل مافعلناه ببقائنا على قيد الحياة من أجل تبرئة اسمائنا وعودتنا الى وطننا |
Bana ve Tardis'e ait her iz birlikte yaptığımız her şey, gittiğimiz her yer silinmek zorundaydı. | Open Subtitles | كل أثر لي، أو للتارديس كل ما فعلناه سويا، كل مكان ذهبنا إليه .. |
Unutmamalısınız ki yaptığımız her şey ilk kez yapılıyor. | Open Subtitles | يجب ان تذكر ان كل ما فعلناه ينفذ للمرة الاولى |
yaptığımız her şey dünyayı daha güvenli hâle getirmek içindi. Ama yolumuzdan saptık. | Open Subtitles | كل ما فعلناه كان لجعل العالم مكانا أفضل لكننا حدنا عن الطريق. |
yaptığımız her şey, tüm emeklerimiz aptal bir yapay zekânın ne için programlandığını hatırlayamadığı için boşa mı gitti yani? | Open Subtitles | كل ما فعلناه ، كل جهودنا ضاعت من قبل ذكاء اصطناعي غبي لا يستطيع أن يتذكر ما كان مبرمجا للقيام به ؟ |
...onun için yaptığımız her şey için bize teşekkür edecek. | Open Subtitles | ستشكرنا على كل ما فعلناه من أجلها |
yaptığımız her şey, geri alabilsek bile her şeye rağmen Tanrı görüyor. | Open Subtitles | أتعلم، أن كل شيء نفعله حتى إن أعدناه لسابقته حدث على الرغم من ذلك |
Kongre üyesi, gördüğünüz gibi Global Dinamik'te yaptığımız her şey sınırları zorlamakla ilgili. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي كما ترى كل شيء نفعله هنا في مؤسسة الديناميكة العالمية ... متعلق بدفع الحدود |
yaptığımız her şey eninde sonunda Hetty'ye gelmiyor mu? Neredeydin? | Open Subtitles | هل كل شيء نفعله يذهب إلى " هيتي " تلقائياَ ؟ |
Bunların hepsi, yaptığımız her şey, o kaderin bir parçası. | Open Subtitles | -كل هذا، كل شيء نفعله جزء من ذاك القدر . |
yaptığımız her şey, hayatımızın atmosferini yansıtmalı. | Open Subtitles | كل شيء نفعله يجب ان يعكس شيء من حياتنا |
Burada yaptığımız her şey riski en aza indirmek için,.. | Open Subtitles | كل ما نفعله هنا هو من أجل أن نقلل الخطر |
ARC'ta yaptığımız her şey, daha büyük bir fayda için. | Open Subtitles | أعني كل ما نفعله في المركز هو للصالح العام |
ISS'te yaptığımız her şey dünyada yaptıklarınız gibi. | Open Subtitles | كل ما نفعله في المحطة مشابه لما تفعلونه في الأرض |
yaptığımız her şey adımızı aklayacak kadar hayatta kalıp eve dönmek içindi. | Open Subtitles | كل مافعلناه ببقائنا على قيد الحياة من أجل تبرئة اسمائنا وعودتنا الى وطننا |
Ve de büyük ihtimalle en önemlisi, basitçe ilk tatilden sonraki yedi sene içerisinde yaptığımız her şey o ilk seneki tatilde bulduğumuz fikirlerin sonucuydu. | TED | وربما الأهم من ذلك ، كل شيء فعلناه في الأساس ، في سبع سنوات في أعقاب أول إجازة نتج عن تلك السنة الواحدة. |
yaptığımız her şey erkekler için, değil mi? | Open Subtitles | كل ما نقوم به يصب في مصلحة الرجال، أليس كذلك؟ |
Ama bugün yaptığımız her şey babanın hayalleri üzerine kuruldu. | Open Subtitles | ولكن كل شيء نقوم به اليوم ويستند على رؤية والدك. |