Bunu yaptığın için teşekkür ederim. Tabiî ki. Çocuk olmak zaten yeterince zor. | Open Subtitles | اشكرك لقيامك بهذا بالطبع ، يكفى كونك طفلاً |
Vince, bu kadar kısa bir zamanda bunu yaptığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً يا فينيس لقيامك بهذا بمجرد طلب صغير |
Bunu yaptığın için sağol. Benim için ne ifade ettiğini bilemezsin. | Open Subtitles | شكراً لفعلك هذا، لا تملك أيّ فكرة عما يعنيه الأمر لي |
Öncelikle, paramızı, madenimizi ve en önemlisi madencilerimizin hayatını kurtarmak adına elinden geleni yaptığın için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | بدايةَ أود شكرك لفعلك ما استطعت لإنقاذ مالنا ومنجمنا والبقية من حياة العمال |
- Merhaba Carlene. - Bunu yaptığın için sağ ol. | Open Subtitles | مرحبا يا كارلين - شكراً لك على فعل ذلك - |
Bana bak yerden bitme. Yapman gereken şeyleri yaptığın için sana teşekkür etmeyeceğim. | Open Subtitles | اسمعني ايها الصغير ، لن أشكرك على قيامك بأشياء يفترض أن تفعلها |
Bunu yaptığın için bütün sığırlardan ve bütün kır hayvanlarından daha lanetlisin. | Open Subtitles | لأنك فعلت ذلك ملعونة انت من جميع البهائم و من جميع وحوش البرية |
Üzgünüm. İşte test. Bunu yaptığın için tekrar teşekkürler. | Open Subtitles | آسف، هاك الإختبار، أكرر شكري على القيام بذلك |
Seni hala hor görüyorum, ama bir seferlik de olsa doğru şeyi yaptığın için sağ ol. | Open Subtitles | ..ما زلت أحتقرك ولكن شكرك لقيامك بالأمر الصواب لمره |
Bunu yaptığın için deli bir piç kurusu olduğunu mu söylüyor? | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأنك مجنون لقيامك بهذه الرحلة؟ |
Bunu yaptığın için deli derdim sana ama o kızı nasıl gördüğünü anladım. | Open Subtitles | تعلم , أريد أن أقول بأنك مجنون لقيامك بهذا ولكني أرى كم تعنيه لك تلك الفتاة |
-Bunu yaptığın için teşekkürler, hayranınım. Teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لقيامك بهذا أنا معجبة بكِ |
İşini yaptığın için teşekkür ederim. Seni takdir ediyorum. | Open Subtitles | اهلا, شكرا لقيامك بعملك انا اقدر ذلك |
ve yaptığında, sırf bunu yaptığın için sana şapka çıkarıcağım. | Open Subtitles | وانت فعلت وانا ارفع القبعة لك، لفعلك ذلك فقط |
O salakların güzel bir şey yaptığın için seni cezalandırmalarına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع أولئك الفشلة يعاقبونك لفعلك شيء جيد |
O salakların güzel bir şey yaptığın için seni cezalandırmalarına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع أولئك الفشلة يعاقبونك لفعلك شيء جيد |
Artie, sonunda doğru olanı yaptığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك على فعل الشيء الصحيح أخيراً |
Akıllı olduğun için ve doğru şeyi yaptığın için ödüllendiriliyorsun. | Open Subtitles | تكافأ على ذكاءك, و على قيامك بالشيء الصحيح |
Doğru şeyi yaptığın için iyi hissetmiyor musun ? | Open Subtitles | أنا أعلم. لا تشعر جيدا لأنك فعلت الشيء الصحيح؟ |
Ben yapamayınca aileyi bir arada tutmak için elinden geleni yaptığın için. | Open Subtitles | على القيام بأفضل ما عندك من اجل لم أفراد الأسرة بينما انا لم أستطع |
Bu arada yapacağını söylediği her şeyi yaptığın için teşekkürler. | Open Subtitles | وبالمناسبة، شكرا على فعلك كل ما قالت أنك ستفعليه |
İşe bak! Sense görevini yaptığın için görev yapamaz hale geliyorsun. | Open Subtitles | أنظر إليك، لا تستطيع العمل لأنك قمت بعملك؟ |
Doğru şeyi yaptığın için neden özür diliyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنتِ آسفة لقيامكِ بالأمر الصواب؟ |
Bunu yaptığın için. Çekip gitmek gibi bir tercihin olduğu hâlde, burada bulunduğun için. | Open Subtitles | لأجل فعل هذا بينما كانت لديك الفرصة للإنسحاب |
Sağ ol bunu yaptığın için, Kip. Gerçekten teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا كيب لعملك هذا حقا اقدر لك هذا |
Yaşlı, şişko ve deli bir komünisti mutlu bir adam yaptığın için. | Open Subtitles | لجعلك شيوعيا سمينا عجوزا مجنونا في غاية السعادة |
Seni çok sevdiğimi biliyorsun ama bu yaptığın için senden nefret ediyorum. | Open Subtitles | و أنت تعلم كم أنا أحبك, و لكني أكرهك لجعلي أرى ذلك. |
Hayır, yapmayı sevmediğin şeyleri yaptığın için. | Open Subtitles | لا , لانك تفعل الأشياء التى حتى لا تحب أن تفعلها |
Ama beklemediğin ya da kabul edemeyeceğin şey... görevini sana öğretildiği şekilde yaptığın için... kendi şefinin odasında sırtından hançerlenmektir. | Open Subtitles | ما لا تتوقعه او توافق عليه فستحمله على ظهرك في مكتب رئيسك لتؤدى عملك بالضبط كما لقنوك |