Yarım saat kadar. Tanrı zamanı yarattığından, çok zaman yarattı. | Open Subtitles | تقريباً نصف ساعة , عندما أوجد الله الوقت, أوجد الكثير منه |
Mermeri cilalamam Yarım saat kadar sürer, ama isterseniz girip oturun. | Open Subtitles | لن أنتهي من صقل الرخام إلا بعد... تقريباً نصف ساعة لكن... بإمكانك الدخول و الجلوس إن أردت... |
Yarım saat kadar hayatta kalmış sonrasında doğal sebeplerden ölmüş. | Open Subtitles | بقي على قيد الحياة لنصف ساعة تقريباً، من هنا. قبل أن يموت في الأخير ميتة طبيعية. |
İçkileri var. Sanıyorum, Yarım saat kadar boş vaktimiz var. | Open Subtitles | إنهم لديهم مشروباتهم يمكننا جميعا أخذ وقت راحتنا لمدة نصف ساعة |
Onunla Yarım saat kadar şu şeylerden birinde konuştum... | Open Subtitles | تحدثتُ إليها حوالى نصف ساعة ، و خلال تلكَ المُدة. |
Yarım saat kadar sürer. Depoyu da doldurayım mı? | Open Subtitles | سيأخذ حوالي نصف ساعة لتفقده، أتريد أن أزودها أيضاً؟ |
- Ne kadar vaktim var? - Yarım saat kadar. | Open Subtitles | ــ كم تبقّى لنا من الوقت ــ نصف ساعة تقريباً |
Fakat bu yağ, onları sadece Yarım saat kadar uçurabilecek. | Open Subtitles | ولكن هذه الدهون سوف تكفيها لمدة نصف ساعة من الطيران فقط. |
Sonra bana gideceğiz. Yarım saat kadar konuşmam gerekecek. | Open Subtitles | ثم إن هذا يرجع إلى ، سأحتاج حوالى النصف ساعة كى أثرثر |
Mermeri cilalamam Yarım saat kadar sürer, ama isterseniz girip oturun. | Open Subtitles | لن أنتهي من صقل الرخام إلا بعد... تقريباً نصف ساعة لكن... بإمكانك الدخول و الجلوس إن أردت... |
Yarım saat kadar işte. | Open Subtitles | تقريباً نصف ساعة. |
Yarım saat kadar oldu. | Open Subtitles | أنها مرت تقريباً نصف ساعة. |
Ve hayır cesedin kemik dokusunun Yarım saat kadar daha dekalsifike edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يحتاج لنزع الكالسيوم منه لنصف ساعة اخرى |
Önemli değil. Biraz daha benimle kal. Yarım saat kadar. | Open Subtitles | لا شيء، ابقي معي لنصف ساعة. |
Kapsül olmadan zaman yolculuğu yapmak berbat bir şeydir. Biraz nefeslen, Yarım saat kadar yüzmeye gitme. | Open Subtitles | ،السفر عبر الزمن بلا غلاف واقٍ أمر سيئ إلتقط أنفاسك، ولا تذهب للسباحة لمدة نصف ساعة |
affedersiniz. Yarım saat kadar önce Walsh Moscone'yi aradı, Toledeo'nun dışından. | Open Subtitles | المعذرة , "ولش" إتصل ب"مسكون" منذ "حوالى نصف ساعة من خارج "توليدو |
Yarım saat kadar önce. | Open Subtitles | -منذ حوالى نصف ساعة |
Orda Yarım saat kadar kaldık. Uzmanlar ne buldu? | Open Subtitles | كنا هناك حوالي نصف ساعة - ماذا وجد رجال تحقيق الحرائق ؟ |
Yarım saat kadar o sürecektir. | Open Subtitles | وأعتقد حوالي نصف ساعة من أجل ذلك |
Yarım saat kadar sonra. Pire ısırığı olan tek sen değilsin. | Open Subtitles | بعد نصف ساعة تقريباً - أنت لست الوحيد الذي عضته البراغيث - |
Yaklaşık Yarım saat kadar taksi aradık. | Open Subtitles | وحاولنا لقرابة النصف ساعة إيجاد سيّارة أجرة، ولكننا لم نستطع. |