Yasalar gereği tüm silahla yaralanma olaylarını rapor etmem gerek. | Open Subtitles | وأنا ملزمة بالقانون أن أكتب تقريراً عن إصابات الطلق الناري |
Fakat adli tıp tetkikçisi başka bir yaralanma olmadığını ifade etti. | Open Subtitles | لكن الفاحصة الطبية شهدت أنه لم تكن هناك أي إصابات أخرى. |
yaralanma ve hatta ölüm riski arttıkça, gerilim de tırmanıyor. | Open Subtitles | يشتد وطيس المعركة كما يشتد خطر الإصابة أو حتّى الموت |
Gördüğün gibi elimde, mahkemede savunduğun yaralanma vakalarından oluşan bir liste var. | Open Subtitles | كما ترى هنا لدي قائمة لقضايا الإصابات التي ترافعتَ بها في المحكمة |
Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda birçok yaralanma olduğunu söylüyor. | TED | وقد أفاد شهود العيان أنه أصيب بعدة جروح. |
Geçmişte bu tür bir yaralanma yüzünden çürük almanız olası idi.. | Open Subtitles | جرح مثل جرحك كان يجعلك غير صالح للخدمة في وقت سابق |
Elbette, askeriyede tehlike ve yaralanma riski yüksek. | TED | من الواضح، يمكن للعمل العسكري أن يكون خطيرًا ويتضمن إصابات. |
Kesinlikle kötü değil. Hiç ciddi bir yaralanma yaşanmadı şimdiye kadar. | TED | هذا ليس سيئا، ليست هناك أي إصابات خطرة حتى الآن. |
Ciddi bir yaralanma yok,değil mi? | Open Subtitles | كيف تشعر؟ لا توجد إصابات خطيرة، أليس كذلك؟ |
Ne çatlak, ne incinme, ne beyin sarsıntısı, ne çürük, hiç yaralanma yok. | Open Subtitles | لا كسور لا تمزيق لا هزّات, كدمات أو إصابات أو أيّ نوع |
Başta, bunun kaçtığın zaman olduğunu düşünmüştüm ama bu yaralanma çok daha eski. | Open Subtitles | في البداية ظننته حصل أثناء هروبكِ، لكن هذه الإصابة أقدم بكثير من ذلك. |
Yani, kırık kemik uçlarının kaynamaması sıkça rastlanan yaralanma şeklidir. | Open Subtitles | كما تعلم، الكسور الغير التحامية معروفة بذلك النوع من الإصابة |
Yani bu veride, araç koltukları ve karın-omuz kemerleri arasındaki yaralanma farkları istatiksel olarak çok küçük. | TED | حتى في هذه البيانات ، هو فرق احصائي قليل جدا في الإصابة بين مقاعد السيارة وأحزمة الخاصرة والكتف |
Hastanede bir dizi şüpheli yaralanma olayları daha buldum. | Open Subtitles | لقد تعقبت مجموعة أخرى من الإصابات المريبة بالمستشفى |
Kızlık soyadıyla altı tane yaralanma davası kazanmış. | Open Subtitles | لقد كسبت العديد من قضايا الإصابات الشخصية تحت إسمها الأعزب |
Hiçbirinin elinde, kendini korumaya çalışırken yaralanma izi yok. | Open Subtitles | ولا اي واحدة منهن لديها جروح دفاعية على يديها |
Geçmiste bu tür bir yaralanma yüzünden çürük almaniz olasi idi, | Open Subtitles | جرح مثل جرحك كان يجعلك غير صالح للخدمة في وقت سابق |
Saldiri ve hirsizlik magduru... yuzunde yaralanma var, kirk ikinci Dogu girsinde. | Open Subtitles | مع اصابات في الوجه عند المدخل الشرقي الثاني والاربعون |
Onlar da sana, hayati tehlikesi olmayan bir yaralanma için 20 saatlik bir operasyon mu yapılır diyecekler. | Open Subtitles | سيخبرونكِ الشيء ذاته جراحة لمدة عشرين ساعة لأجل اصابة لا تهدد الحياة، فرصة كبيرة أليس كذلك؟ |
yaralanma olayı var. Onu kuyuya indirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لدينا جرح بسبب طلق ناري علينا ان نذهب به سريعاً |
Sonra bir yaralanma, uçuş kariyerini bitirince ülkeye geri dönmüş. | Open Subtitles | وبعدها توقف من عمله بسبب إصابة ثم عاد للولايات المتحدة |
Sonunda gemide tam bir yaralanma oluyor, ve ben kaçırıyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | أخيراً، جرحٌ محترم على السفينة وأنا حرمت منه |
Erkek, belli bir yaralanma yok, başı boş bırakılmış. | Open Subtitles | ذكر, لا وجود لجروح ظاهرية, علامات إهمال |
Günümüzde motosikletçiler kaza yaptığında, ciddi yaralanma ihtimalleri eskisinden daha az. | Open Subtitles | عند اصطدام الراكبين في وقتنا الحالي فنسبة التعرض لإصابة خطيرة أقل مما كانت عليه |
Sol dirsekte yaralanma, leğen kemiğinde 10 santimlik yara var. | Open Subtitles | تمزق في الكوع الايسر تمزق ب 10 سنتميترات فوق الحوض |
Doktor lazım. Bir yaralanma daha var. - Sen git. | Open Subtitles | اريد طبيب لدي اصابه اخرى بطلق ناري |