ويكيبيديا

    "yaratır" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تخلق
        
    • تصنع
        
    • يخلق
        
    • خلق
        
    • يصنعون
        
    • يؤدي
        
    • سيخلق
        
    • ينتج
        
    • ويخلق
        
    • لخلق
        
    • يصنع
        
    • يخلقون
        
    • ويصنع
        
    Eylemler sonuçları ve dolayısıyla yeni dünyaları yaratır ve hepsi farklıdır. Open Subtitles الأفعال تؤديّ إلى عواقب التي تخلق عوالم جديدة لكنها جميعها مُختلفة،
    Bu insanların birbirlerine özendıkları ve saygı duydukları canlı ve enerjik bir toplum yaratır. TED إنها تخلق مجتمعاً مفعماً بالحياة. حيث يقدر الناس بعضهم ويحترمون بعضهم.
    Bu dalgalar baloncuklar yaratır, baloncuklar patlar ve patladıklarında bir ses çıkartırlar. TED هذه الأمواج تصنع فقاعات؛ تنفجر الفقاعات، وعندما يحدث ذلك، فإنها تُحدث ضوضاء.
    Bir yıldız yağmuru galaksisi büyük bir oranda yıldız yaratır. Open Subtitles مجرّة الانفجار النجمي هي المجرّة التي تصنع النجوم بمعدّلٍ أسرع
    Hükûmetlere ve vergi mükelleflerine de fayda sağlar. Çünkü, ilaç sektöründeki yenilikçi çalışmalar için kalıcı bir kaynak yaratır. TED كما يفيد الحكومات أو دافعي الضرائب، إذا أردت، لأنه يخلق مصدرا دائما للإبتكار الصيدلاني الذي سيكون موجودًا في المستقبل.
    Barışçıllar savaş motorları yaratır, istilacılar yenilmezler yaratır. Open Subtitles إن السلام خلق حرب. الأجانب المنتقمون خلقهم.
    Bu buz kırıcılar, başka kış sakinleri için de beslenme fırsatı yaratır. Open Subtitles مكسرينالجليدهؤلاء، يصنعون فتحة للأخرين عبر فصول الشتاء.
    Ama ölümcül bir hastalığınızın olduğunu bilmek sizde nasıl bir sıkıntı yaratır? TED لكن، كم ستعاني؟ عندما تعلم أنك مصاب بمرض يمكن أن يؤدي لوفاتك؟
    Bu kadar zor olmasının sebebi de budur. Çünkü bu değişimler maceralar yaratır. TED لهذا السبب هي صعبة للغاية، لأن تلك التغيرات تخلق المغامرة.
    Maceralar yaratır. Mimarinin kendisi de bir maceradır. TED إنها تخلق المغامرة. والعمارة ما هي إلا مغامرة.
    Bizi neyin özel ve benzersiz yaptığını önemseyen bir kültür ve topluluk yaratır. TED إنها تخلق ثقافة ومجتمع يقدر قيمة ما يجعلنا مميزين وفريدين.
    Mesela ipek böceği kendine içinde metamorfoz geçireceği oldukça karmaşık bir mimariye sahip olan bir ev, koza yaratır. TED على سبيل المثال، شرنقة دودة القز هذه، تخلق درجة عالية من البنية المتطورة، مايشبه المسخ داخلها.
    Ve öğrendikleri şey, böyle küçük şeyler, doğru yapıldıgında, fark yaratır ve bu iyi tasarlanmış dakikalar markaları yaratabilir. TED وما تعلموه ان تلك الاشياء الصغيرة اذا عملت بشكل متقن فان لها تأثير, واللحظات المصممة بشكل جيد تصنع علامة تجارية
    Kurşun bağırsaklarını parçalarsa, ölü dokudan oluşan bir boşluk yaratır. Open Subtitles ..عندما تخترقكالرصاصة. تصنع تجويف من النسيجِ الميتِ.
    Kurşun bağırsaklarını parçalarsa, ölü dokudan oluşan bir boşluk yaratır. Open Subtitles ..عندما تخترقكالرصاصة. تصنع تجويف من النسيجِ الميتِ.
    Okur, bilgiyi karakterle birlikte keşfettiği için bu durum belirsizlik yaratır. TED بإمكان هذا أن يخلق التشويق لأن القارئ سيكتشف الأحداث مع الشخصية.
    İnsanlar bunu hiç duymadı, ve bilinmeyenler daha fazla korku yaratır. Open Subtitles الناس لم يسمعوه أبداً من قبل والشىء الغير معروف يخلق الخوف
    Burada, bir elektron bulutu molekülün bir yanına doğru kayar ve bir ucunda eksi, diğer ucunda artı yük yaratır. TED وهو ما يحدث عند تحرك غمامة من الإلكترونات إلى أحد جوانب الجزيء، ممّا يؤدي إلى خلق شحنة سلبية في طرف، وشحنة موجبة في الطرف الآخر.
    İnsanlar zamanı olmadığını söyler, ama zamanı insan yaratır. Open Subtitles الناس يقولون انه لا يملكون الوقت لكن الناس يصنعون الوقت
    Bir kızı eğitmek eşit ve kararlı bir gelecek yaratır. TED تعليم الفتيات سيخلق مجتمعات متكافئة ومستقرة.
    Östrojen, doğurganlığı simgeleyen özellikler yaratır. TED الإستروجين ينتج ملامح تشير إلى الخصوبة.
    Gerçek iletişim anlayışı arttırır ve daha ilgili ve şefkatli bir dünya yaratır. TED التواصل الحقيقي يرفع من الفهم ويخلق عالم أكثر عطف ورحمة.
    Geriye çekilmek iyi bir atış için alan yaratır. Open Subtitles التظاهر بالعودة للخلف عند التصويب طريقه ممتازه لخلق مساحه.
    Çünkü düşündüklerimiz onurlar dünyasını yaratır. Bütün herşey enerji ve bağlılık ile alakalı. Open Subtitles لأنّ ما نفكّر به يصنع العالم من حولنا، جوهر الأمر بالطاقة وقوّة التواصل
    Duygular sadece sorunlar yaratır. Örnek olarak Peter; Open Subtitles ليس لدي أصدقاء اشعر انهم فقط يخلقون المشاكل
    İnsanların kalbine girer ve en derindeki bağımlılıklarını ve takıntılarını kullanarak kuklalar yaratır. Open Subtitles يتسلل إلى عقولِ الناس. ويصنع دمى تتوافقُ مع أعمق مشاعرهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد