Değersiz biri olsam da, senin yardımcın olacağım. | Open Subtitles | مع أننى غير جدير بالأستحقاق سأكون مساعدك |
- fran yardımcın uçakta uçuş göre,vlisini dö,vdü. - dö,vmedim. | Open Subtitles | "فران"لقد اطاح مساعدك بمضيفة الطائرة لم افعل لقد كسرت انفها |
Bak, senin yardımcın olayım ve tümüyle muhteşem bir gösteri yapalım. | Open Subtitles | أنت تحتاج إلى عرض , سوف أكون مساعدك وسنقوم بإعداد عرض جيد |
Tanrı yardımcın olsun. Ben olmam. | Open Subtitles | حسنا ، فليساعدك الرب يا جراو أنا لن أساعدك |
Asıl olay şu ki, yardımcın, burnunun dibinde tüm bunları yapıyordu ama senin bir halttan haberin yoktu. | Open Subtitles | أعني، حقيقة أن نائبك كان يقوم بكل ذلك ،تحت قيادتك ولم تكن على علمٍ بأي شيء إطلاقاً |
Roger, eğer babamın binasına birşey yaptıysan, Tanrı yardımcın olsun. | Open Subtitles | كان الله في عونك إن كُنت فعلت شيئاً في مبني أبي |
- Tanrı yardımcın olsun Hemşire! | Open Subtitles | ليصعد الجميع بالتوفيق في العمل الجيد، راهبة |
Sana öyle bakarsa Tanrı yardımcın olsun. | Open Subtitles | .أنا أعني, لكان الله بعونك لو نظرت إليك بتلِك الطريقة |
Çünkü senin sağ kolun ve özel yardımcın olabilirim. | Open Subtitles | الأمر ومابه أنها اخبار عظيمة السبب أنه من الممكن ان أكون مساعدك الشخصي في الضرب رقم 2 |
Bir de bana kalırsa tüm bunların sorumlusu o küçük yardımcın. | Open Subtitles | و طالما أنا أشعر بالقلق مساعدك الصغير يتحمل اللوم أيضاً في هذا. |
yardımcın olmamı istiyorsan neden sormadın ki? | Open Subtitles | إذا أردتني أن أكون مساعدك لماذا لاتطلب منّي ذلك ؟ |
Şef, yardımcın karını görmeye gittiğini söyledi. | Open Subtitles | أيها النقيب، مساعدك قال أنك ذهبت لرؤيه زوجتك |
Şef, yardımcın karını görmeye gittiğini söyledi. | Open Subtitles | أيها النقيب، مساعدك قال أنك ذهبت لرؤيه زوجتك |
O zaman karşı taraftaki adamın önceden senin yardımcın olduğunu neden söylemediğin konusuna gelelim. | Open Subtitles | إذاً يمكننا المواصلة، لماذا لم تخبرني بأن الرجل بالجانب الآخر من المعركة كان مساعدك |
50 yaşın üstündeysen ve ailene biraz garip gelen bir şey yaparsan Tanrı yardımcın olsun. | Open Subtitles | فليساعدك الرب إذا كنت بالخمسين و تفعل أي شئ فيدو غريبا على الأقل بالنسبة إلى عائلتك |
yardımcın gidip elbiselerimi almama izin vermedi. | Open Subtitles | نائبك لم يدعني أعود و أحصل على ملابسي |
Seni işletirlerken Tanrı yardımcın olsun oğlum. | Open Subtitles | ليكن الله في عونك حين يأخذون عيّنة من بولك |
Bol şans, can dostum. Allah yardımcın olsun. | Open Subtitles | ، حظاً طيباً ، ياصديقي . بالتوفيق |
Bu konuda, merhamet tanrıçası yardımcın olsun. | Open Subtitles | في هذا الأمر, فلتكن آلهة الرحمة بعونك. |
yardımcın yerine kendin arayabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكانك أن ترفع الهاتف بنفسك بدل المساعد وتكلمني |
yardımcın olarak başka birini seçmeni istemek durumundayım. | Open Subtitles | يجب أن تختار شخصاً آخر ليساعدك |
- Doktor seni seçtiyse, eğer evini ararsa Tanrı yardımcın olsun. | Open Subtitles | لو أنه اختصكِ بهذا ،لو أن الدكتور يقومبزياراتمنزلية.. فليساعدكِ الرب |
- Başkan yardımcın olmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد مني أن أكون نائبتك ؟ |
Sen gelecek dalgasın ve ben yardımcın olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنتَ الموجَة التاليَة، و أُريدُ أن أكونَ مُساعدَك |
Yeni yardımcın nasıl? | Open Subtitles | كيف حال مساعدكِ الجديد؟ |