Orası yasaklanmış bölge, oyunun sınırlarının dışında seni oraya götürmeye çalışsam bile yapamam. | Open Subtitles | إنّها منطقة محظورة, خارج حدود اللعبة. لا أستطيع أن أضعك هناك حتى لو حاولت تحذير |
Orası yasaklanmış bölge, oyunun sınırlarının dışında seni oraya götürmeye çalışsam bile yapamam. | Open Subtitles | إنّها منطقة محظورة, خارج حدود اللعبة. لا أستطيع أن أضعك هناك حتى لو حاولت منطقة محظورة |
Pek çok yerde bisiklet yasaklanmış durumda. | TED | وأضحت الدراجات ممنوعة في العديد من الأماكن |
Kendilerince veda ediyorlar-- yasaklanmış çalgılarla, yasaklanmış melodiler çalıyorlar. | Open Subtitles | ماذا يفعلون؟ يقولون وداعاً بطريقتهم. يعزفون نغمة ممنوعة قانوناً على آلة ممنوعه. |
- Biliyorum. Ama sanki zihnimden silinip atıldı. yasaklanmış gibi. | Open Subtitles | أعرف، لكن الأمر قد مُسح من ذاكرتي كأنه أمر محرم |
Tecrübe edinmek gibi, yasaklanmış benliğimin ifşası gibi. | Open Subtitles | تجربة تعليمية مثل إيحاء حول نفسي المحرمة |
yasaklanmış çalgılarla, yasaklanmış melodilerle. | Open Subtitles | اللعب المحظور ينسجم مع المزامير المحظورة |
Yani, yasaklanmış bir hareketi $100 milyon dolarlık bir savaş jetiyle deneyebilirsin, öyle mi? | Open Subtitles | أنت حر لتؤدي مناورة محظورة مع 100 مليون مقاتلة نفاثة؟ |
Silahların bu istasyonda yasaklanmış olduğunu bilmelisiniz. | Open Subtitles | ينبغي أن أنوّه بأنّ الأسلحة محظورة بالمحطّة. |
"Burası yasaklanmış bölgedir. Savaş alanına geri dönün." | Open Subtitles | هذهِ منطقة محظورة, عُد إلى منطقة اللعبة |
Avrupa malları yasaklanmış olabilir, Ama çok makul fiyatlara satılıyorlar. | Open Subtitles | ربما تكون البضائع الأوربية ممنوعة لكنها تباع بسعر جيد. ثلاثة, واحد, جين. |
Fakülte içinde ilişkiler sert bir şekilde yasaklanmış durumda. | Open Subtitles | العلاقات مع أعضاء هيئة التدريس ممنوعة كليًّا |
Yanlış kullanıldığında zararlı, yasaklanmış bir bitki olabilir ama nasıl kullanıldığını bilirsen insanlar üzerinde mücizeler yaratabilirsin. | Open Subtitles | أجل، إن استخدمت خطأ.. ولكن الأعشاب التي يدعوا أنها ممنوعة.. |
Net olarak kanunda yasaklanmış,duydun mu? | Open Subtitles | محرم تماما فى الدستور هل تسمعنى |
Önce insan transmutasyonu neden yasaklanmış sorusunu sormalıyız? | Open Subtitles | لماذا التحويل البشري محرم قبل كل شئ؟ |
O yasaklanmış bir silah Ash onu Vex'e ulaşmak için kullandığını duyduklarında beni ziyarete geldiler. | Open Subtitles | أنهسلاح"محرم" و عندما يعرف " الأش " بأستخدامك له منأجلالوصولل"لفيكس " -سوف يزورونى |
yasaklanmış kapıları bu kadar sık çaldıktan sonra öbür taraftan birilerinin buna cevap vermesi çok da mantıksız değil. | Open Subtitles | من المنطقي أنه بعد الطرق في كثير من الأحيان على الكثير من الأبواب المحرمة شيء ما على الجانب الأخر ينبغي أن يستجيب |
Amerikan hükümeti, gizli çalışan hiç bir personelini muhtemel bir diplomatik krize karşı yasaklanmış bölgeye göndermez. | Open Subtitles | لا يمككنا إرسال موظفين متخفين في هيئة اشخاص غير أمريكان لتلك المنطقة المحرمة مع إمكانية حدوث مشاكل دبلوماسية، كلا |
1967 müstehcen neşriyat yasası ile yasaklanmış materyalin imali ve dağıtımından para elde etmekten tutuklusun. | Open Subtitles | وللحصول على الأموال التي تصنيع والتوزيع المواد المحظورة من قبل 1967 قانون المنشورات الخليعة. |
yasaklanmış olan şeyin heyecanı gibisi yoktur. | Open Subtitles | الممنوع مرغوب؟ لا يوجد ما يُنافس هذا |
Çöl kuşağı ve Güney Kutbu yasaklanmış. | Open Subtitles | حزام الصحراء والقطب الشمالى منطقه ممنوعه |
En azından artık burada yasaklanmış değiliz. | Open Subtitles | على الأقل لسنا ممنوعين من هذا المكان بعد الآن. |
Eminim yasaklanmış bir araştırmaya yasal olarak benim diyemezsiniz. | Open Subtitles | أوقن أنك تعجز عن إبساط سطوةِ ملكيّةٍ قانونية على نتائج بحث محظور. |
Batının yasaklanmış markaları binlerce yeni büfede 7 gün 24 saat bulunur hale geldi. | Open Subtitles | السلع الغربية الممنوعة توفرت على مدار 24 ساعة في آلاف الأكشاك المحدثة |