O yıl körfezde ekipman ile balık avlanması yasaklanmıştı.. ....bu yüzden fakirdik. | Open Subtitles | منعوا صيد الأسماك الكبيرة في تلك السنة وكنا فقراء |
Buradaki bazı zanaatkarların hüneri o kadar değerliydi ki Venedik'i terk etmeleri yasaklanmıştı. | Open Subtitles | هنا مجموعة من الحرفيين المهرة الذين منعوا من مغادرة فينيسيا |
Genel bir kural olarak Auschwitz'te fotoğraf çekilmesi yasaklanmıştı.... ...ama buna rağmen, bir SS mensubu bu Macar sevkıyatının varış anını görüntüledi. | Open Subtitles | كقاعدة عامة كان إلتقاط "الصور ممنوعاً في "آوشفيتس "لكن واحد من أعضاءالـ "إس إس سجّل وصول هذا الفوج المجري |
Ne var ki yabancı yayın dinlemek yasaklanmıştı. | Open Subtitles | فى نفس الوقت كان الأستماع إلى (الأذاعات الأجنبيه ممنوعاً فى (ألمانيا |
Kumar dünyada henüz yeni yasaklanmıştı ve eski patronum Mike Marucci, ayı iyi tanıyan birini klonlaması için Dr. Runa Pedanken ile anlaştı. | Open Subtitles | وكانت المقامره ممنوعه على كوكب الارض. لذلك رئيسى القديم000 مايك ماروتشى, قام بتكليف الدكتوره رونا بيدانكن لكى تقوم باستنساخ |
Ama savaş nanomakineleri Amsterdam Antlaşması ile yasaklanmıştı. | Open Subtitles | . آلات النانو في الجيش ممنوعه |
Kanserojen madde olduğu için 2003 senesinde yasaklanmıştı. | Open Subtitles | تم حظره منذ عام 2003 لأنهُ مادة مسرطنة |
Rönesans döneminde bu zanaatkârlar Venedik için o kadar önemliydi ki şehirden ayrılmaları ölüm cezasıyla yasaklanmıştı. | Open Subtitles | خلال عصر النهضة، هؤلاء الحرفيون كانوا ذوي قيمة إلى البندقية منعوا من مغادرة المدينة تحت طائلة الموت. |
Sırlarını açıklamaları yasaklanmıştı. | Open Subtitles | لقد منعوا من كشف اسرارهم |