ويكيبيديا

    "yasaktı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ممنوعاً
        
    • ممنوعة
        
    • غير مسموح
        
    • لم يكن مسموح
        
    • عليّ الا
        
    • مُحرّمة
        
    • مُنعنا
        
    • محظوراً
        
    • كان ممنوع
        
    • يكن يسمح
        
    Bir trompetçinin ya da saksofoncunun enstrümanıyla sağa sola yaylanması yasaktı. Open Subtitles كان ممنوعاً لعازفى البوق و الساكسفون أن يتمايلوا بأجسادهم أثناء العزف
    Ama bütün etler Alman'lara gittiği için, et yasaktı. Open Subtitles وأعود به،كان هذا ممنوعاً فقد كان كل اللحم من نصيب الألمان
    Pek fazla roman okumadı. Geçen seneye kadar okuması yasaktı. Open Subtitles إنها لم تقرأ روايات كثيرة لقد كانت ممنوعة حتّى العام الماضي
    Sürdinli trompet çalmak bile yasaktı. Open Subtitles كان غير مسموح لعازفى البوق أن يعزفوا حتى بمستوى خفيض
    Sadece bir süredir böyle bir şeye dikkat etmem yasaktı ama artık serbestim. Open Subtitles أنا فقط لم يكن مسموح لي بملاحظة . . مثل هذه الأشياء منذ فترة و
    Oğlum da dâhil, sizinle iletişim kurmam yasaktı. Open Subtitles عليّ الا اتواصل مع اي من احدكم بما فيهم ابني
    Çok kadınsılardı, çok erotikti ve yasaktı. Open Subtitles كانت تنضح بأنوثة طاغية، كانت مثيرة جنسياً، وكانت... مُحرّمة عليّ.
    Bizim temel kodumuzda değişiklikler yapmaya başlamanıza kadar, herhangi bir yaşayan insanın şeklini almamız yasaktı, ama şu an istediğimiz şekle girebiliriz. Open Subtitles منذأنبدأتم, بتغيير شيفرتنا الأساسية, نحن مُنعنا مِنْ إتِّخاذ شكل أيّ إنسان حيّ. ولكن الآن يمكننا اتخاذ أي شكل من الأشكال التي نحب.
    Yahudilerin sinemaya ya da parka yahut başka bir yere gitmesi yasaktı. Open Subtitles كان محظوراً على اليهود الذهاب إلى دور السينما أو المتنزهات أو أى مكان عام
    Nehir kıyısında avlanmak artık yasaktı çünkü orman kanununa göre içmek yemekten önce gelir. Open Subtitles "الصيد عند ضفاف النهر كان ممنوعاً"، "لأن وفقاً لقانون الغابة، الشرب يأتي قبل الأكل".
    Do notasından daha kalın bir notada çalmak yasaktı. Open Subtitles كان ممنوعاً عزف أى موسيقى (مكتوبة على سلم أعلى من (السى
    Birleşmemiz yasaktı. Open Subtitles ...لقد كان ممنوعاً أن نختلط
    Omaha'da iki farklı restorana girmem yasaktı. İkisi de Chili's. Open Subtitles في أوماها هناك مطعمين أنا ممنوعة "من دخولهم كلاهما "شيلي
    Bükreş'teki komünist rejim döneminde insanların bir araya gelmesi yasaktı. Open Subtitles خلال النظام الشيوعي التجمعات العامة كانت ممنوعة في بوخارست
    Her zaman yasak bir yer olmuştur. Almanların girmesi yasaktı. Open Subtitles لقد كان دائماً ممنوع دخوله الالمان غير مسموح لهم
    Şey, şimdi bir belgesel izleyeceğiz senin televizyon izlemen yasaktı, değil mi? Open Subtitles سنشاهد فيلم وثائقي الأن و أنت غير مسموح لك بمشاهدة التلفاز , أليس كذلك؟
    1 858'den önce yahudilerin Avam Kamarası'na girmesi yasaktı biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعلم أن اليهود لم يكن مسموح لهم أن يجلسوا في مجلس العموم البريطاني قبل عام 1858؟
    Oğlum da dâhil, sizinle iletişim kurmam yasaktı. Open Subtitles عليّ الا اتواصل مع اي من احدكم بما فيهم ابني
    - Oraya girmem yasaktı! - Otur! Open Subtitles -تلك المنطقة مُحرّمة عليّ !
    Buraya girmemiz yasaktı... Open Subtitles مُنعنا أن ندخلها
    50'li yıllarda asbest de yasaktı. Open Subtitles كان الحرير الصخري محظوراً أيضا في الخمسينات.
    Kendi orkestranızla konser vermeniz yasaktı. Open Subtitles كان ممنوع ايضاً عمل أى استعراض بصحبة فرقتك الخاصة
    Kadınların bu grubun dışına çıkmaları ve esas toplumla çalışmaları yasaktı. Biz buna hitap edebildik. TED لم يكن يسمح للنساء بالخروج من المجتمع والعمل مع بقية المجتمع. لذا، أستطعنا معالجة ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد