| Ve daha bir sürü farklı şey de var: yastıkların şekli, koyduğumuz jel. | TED | وهناك اشياء اخرى مختلفة, شكل الوسائد المادة الهلامية التي وضعناها |
| yastıkların üstündeki küçük çikolatalar. | Open Subtitles | أحيانا عندهم شوكولاتة على الوسائد عندهم شوكولاتة صغيرة على الوسادات |
| Dağınık yastıkların üzerinde bir gece daha yatamam. | Open Subtitles | حقاً، لا يمكنني قضاء ليلة أخرى على الوسائد |
| Odalara yerleştirilen bu dişler... yastıkların altındaydı. | Open Subtitles | الأسنان كانت موجودة في الغرف، تحت الوسادات. |
| İki yıl Graham krakerleri yiyerek ve dekoratif yastıkların üzerinde uyuyarak yaşadım. | Open Subtitles | لقد عشت على بسكويت غراهام ونمت على وسادات صغيرة لمدة سنتين |
| Küçük yastıkların, büyüklerin arkasında olmaları; seni çıldırtırdı. | Open Subtitles | كنت تهتاجين عندما تكون الوسادة الصغير خلف الكبيرة |
| Daha önce yastıkların arasında mücevher kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد فقدت المجوهرات في وسائد من قبل. |
| Senin ayrıntılı fotoğraflara bir göz atıyordum, özellikle... yastıkların olduğu. | Open Subtitles | بشكل أكثر تحديدا، هذا واحد مع الوسائد. |
| İpek yastıkların yararı olabilir. | Open Subtitles | سوف تلطف الوسائد الحريرية من وجعك. |
| Hayır. Köpekler yastıkların altına saklanmazlar. | Open Subtitles | لا،الكلاب لا تختبى تحت الوسائد |
| Şey, kesinlikle yastıkların arasında. | Open Subtitles | حسنا، هو بالتأكيد في الوسائد. |
| En sevdiği kitabı yastıkların üstünde duruyordu. | Open Subtitles | كتابها المفضل كان علي الوسائد |
| yastıkların altına bakman gerektiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أنك يجب أن تتفحص تحت الوسادات |
| yastıkların üzerine ve araba tamponlarına yazılan bütün saçmalıklar aslında doğru. | Open Subtitles | كل تلك التفاهات التي يضعونها على الوسادات ومصدّات السيارات آسف - جميعها صحيحة - |
| Morris, yastıkların altına bak. | Open Subtitles | موريس، تفحَّص تحت الوسادات |
| İpek yastıkların üzerinde uzanmış durumdasın. | Open Subtitles | أنت تستلقى على وسادات حريرية |
| Artık antika dükkanında her şey var oyalı yastıkların, art deco lambaların ve bak 2. | Open Subtitles | حسناً، الآن أنتِ تملكين خبرة التاجر من (أ) إلى (ي) تملكين وسادات (نيدلبوينت) الأثرية، وتملكين مصابيح مزخرفة وجميلة، وألقِ نظرة |
| yastıkların üzerine küçük nane şekeri bırakıyorlar. Ve bu şekerler... | Open Subtitles | يتركون بعض من اوراق النعناع على الوسادة.. |
| - Hava yastıkların var mı? | Open Subtitles | -هل لديك وسائد اصطدام هوائية؟ |