Annem, yastıklardan nasıl duvar yapılacağını gösterdi. | Open Subtitles | أمي علمتني كيف أصنع حائط حماية من الوسائد |
yastıklardan ve battaniyeden yaparsın kaleni. | Open Subtitles | ما يزال بأستطاعتك بناء حصن من الوسائد والبطانيات |
Bak, sadece indirimli alışverişten, ya da taklit yastıklardan ya da arkadaşlarının tüm yemek sorunlarından ya da senin hakkında konuşmayı, senin hoşlandığın her şeyden konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | اسمعي , الامر فقط اني لا احب الحديث عن تخفيضات التسوق او الوسائد او كل اضرابات الأكل التي يعاني منها اصدقائك |
Uçaklarda kullanılan küçük yastıklardan yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أصنع الوسادات الغيره التي تستخدم في الطائرات |
Bayanlar, şu yastıklardan birini aldığım sürece benim oda için bir şikayetim yok. | Open Subtitles | حسنا , سيداتي لا توجد معي مشكلة بالنوم على الارض شرط ان اخذ واحدة من تلك الوسادات |
Ben şu yuvarlak yastıklardan alabilir miyim? | Open Subtitles | ان احصل على واحده من هذه الوسائد |
Brookstone'daki köpük yastıklardan mı? | Open Subtitles | هل هذه إحدى الوسائد المطاطية من متجر "بروكستون"؟ |
Bak, yatak nihayet yastıklardan arınıp çıplak kaldı. | Open Subtitles | وأنظري أخيرا السرير مجرّد من الوسائد |
Renklerden nefret ediyorsun! yastıklardan! | Open Subtitles | تكره الألوان تكرع الوسادات |
yastıklardan bahsediyorsun sanmıştım. | Open Subtitles | ظنتتك تقصد الوسادات |