Biraz önce yemek yedim, bir saat beklememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | لقد أكلت لتوي ،أليس من المفترض أن أنتظر ساعة ؟ |
- Sonra otel odama geçtim tüm şekerlemeleri yedim, ve uykuya daldım. | Open Subtitles | ثم ذهبت إلى غرفتي في الفندق , أكلت كل الحلوى وسقطت نائما. |
Sütyenimin içinde bulduğum kruvasan kırıntısını yedim biraz önce. İğrencim. | Open Subtitles | لقد أكلت لتوي فُتات شطيرة وجدتها في صدريتي أنا مُقززة |
Akşam çok fazla yedim içtim. - Hasta değilsin ya? | Open Subtitles | لقد اكلت وشربت الكثير انت لست مريضا يا سيدى ؟ |
Evde yer açılsın diye koskoca balık güvecini yedim demin. | Open Subtitles | قد أكلتُ للتوّ كسرولة تونة كاملة لأفسح مجالاً في الشقّة |
İçtenlikle iyiyim Ekselansları, şehre gelmeden önce hizmetkarımdan yemek yedim. | Open Subtitles | بأحسن حال, سموكم. لقد تناولت من خادمي قبل مجيئي هنا |
Biraz önce o domuzların pastırmasını yedim. Nasıl olur ki? | Open Subtitles | لا أدري , قد أكلت اللحم المقدد للتو , لذا.. |
Geçen akşam bir Hint lokantasında yemek yedim, anlatmış mıydım? | Open Subtitles | هل أخبرتك أنني أكلت في مطعم هندي قبل بضع ليال؟ |
Sonra bir dilimini yedim. | TED | وبعد ذلك أكلت شريحة واحدة. حقيبة واحدة، تفاحة واحدة، شريحة واحدة. |
Bu süre boyunca neredeyse her şeyi yedim ve yenilmesini tavsiye ettim. | TED | خلال هذه الفترة أكلت ونصحت بأكل أطعمة في كل شئ. |
Arka bahçede oynadım, okumayı öğrendim ve hatta sebzelerimden bile biraz yedim. | TED | لعبت في الحديقة وتعلمت القراءة وحتى أكلت بعض خضرواتي |
Ve sonra çıktım, muhtemelen akşam yemeği falan yedim. | TED | ثم أنصرفت بعيداً، ومن المحتمل أكلت العشاء أو شئ ما. |
Salyangoz, akbaba, tavşan... ...yılan ve hayatta kalmak için her şeyi yedim. | TED | أكلت الحلزون، النسور، الأرانب، الثعابين، وكل شئ حي. |
Kilo almak için bugün yiyebildiğim kadar fazla yedim. | Open Subtitles | لقد أكلت كل ما أستطيع اليوم حتى أكتسب وزناً |
Kırmızı et yedim, neredeyse olduğu gibi çiğ çiğ yedim. | Open Subtitles | لقد اكلت لحمة حمراء عندما اردت ان اكلها على الفور |
Bu sabah kahvaltıda bir tane yedim ve içinde kurt vardı. | Open Subtitles | أكلتُ واحدة منها على الفطور هذا الصباح و وجدتُ دودة بها |
Pek aç değilim, trende sandviç yedim. | Open Subtitles | لست جائعاً في الواقع لقد تناولت شطيرة في القطار |
Söyle işte, ne bileyim, köpeğim yedi de. "Ben yedim," de. | Open Subtitles | أخبرها إنك لا تعلم، أخبرها أن كلبك اكلها، أخبرها إنك أكلتها |
"Diğer yarısını kızartıp yedim. Çok güzeldi." | Open Subtitles | و النصف الآخر أكلته بعد شوائه و كان شهياً |
Rach, seni milyon defa çıplak gördüm. Üzerinden sıcak şekerleme yedim. | Open Subtitles | لقد رأيتك عارية مليون مرة وأكلت حلوى من عليك وانتى عارية |
Nihayetinde, hayatımda ilk kez, ama gerçekten ilk kez, bir yumurta yedim. | Open Subtitles | وقد تناولتُ أول بيضة في حياتي كلها. على الإطلاق, على الإطلاق, على الإطلاق. |
Ben de seksi açıkça ele almak istedim ve tokadı suratıma yedim. | Open Subtitles | و عندما تحررت فى العلاقات الجسدية تلقيت صفعة على وجهى جزاء ذلك |
- yedim. Babam balıkçıdır. Marine balık, levrek, balık çorbası içtim. | Open Subtitles | أبي صياد سمك, كنت آكل جيداً أسماكاً كبيرة وصغيرة, حساء بحرياً! |
Sonra çikolata ve kek yedim ve limonata. Bir şişe içtim. | Open Subtitles | ثمّ أَكلتُ الشوكولاتهَ والكعكةَ وشَربَ قنينة شرابِ الليمون. |
Bu hafta inanılmazdı. Bir kedi yavrusunu patakladım. Sulu yemek yedim. | Open Subtitles | لقد كان هذا الأسبوع مذهلا ضربت قط و أتناول طعاما مبللا |
Çin Seddi'ni gördüm, yemeklerinden yedim, yerel halktan birisiyle bir çocuk yaptım. | Open Subtitles | شاهدت سور الصين العظيم وتناولت الطعام فيه وأنجبت طفلاً من فتاة صينية |
Önce bir iki kurşun yedim. Hiç şans diye düşünmedim. | Open Subtitles | تعرضت من قبل لطلقات نار عديدة ولم أشعر أننى محظوظ |
Acımı dindirmek için tüm zaman boyunca yedim ve sonunda böyle oldum! | Open Subtitles | كنت اكل طوال الوقت لكي اخفف حزني واصبحت هكذا |