Bu da yorucu olurdu ve yeni şeyler öğrenmeye vaktimiz olmazdı. | TED | وهذا سيكون مرهقاً، كما لن يكون لدينا الوقت لتعلم أشياء جديدة. |
Beyinlerle ilgili sürekli yeni şeyler öğreniyoruz ve bu da yapay zekânın neden gerçek beyinlerle aynı düzeyde olmayacağını açıklıyor. | TED | وحيث أننا نتعلم باستمرار أشياء جديدة عن العقول التي توضح كم أن الذكاء الاصطناعي لا يرقى إلى مستوى العقول الحقيقية. |
Bu yüzden beynimiz her gün yaptığımız işleri alışkanlık olarak kodlar, böylelikle yeni şeyler öğrenmek için boşluk açar. | TED | ولهذا يعمد عقلنا إلى برمجة الأمور اليومية في خانة العادات لنتيح المجال أمام تعلم أمور جديدة. |
İnsanların hayatlarıyla ilgili yeni şeyler keşfettikleri bir yer olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقولون إنها مكان يأتي إليه الناس ليكـتشفوا شيئاً جديداً عن حياتهم |
Artık malzeme bilgisine para yatırmaya başladılar, ama bunlar malzeme bilminde yeni şeyler. | TED | بدؤوا يستثمرون في علم المواد، لكن هذه هي الأشياء الجديدة في علم المواد. |
yeni şeyler parlak olur. | Open Subtitles | الأشياء الجديده لامعه |
Ama gelişme kaydettiğimizi düşünüyorum yeni şeyler çıkardık ortaya... | Open Subtitles | لكني اعتقد بأننا تقدمنا جيدا للامام و عرفنا بعض الاشياء الجديدة |
Dünya'yı gezip yeni şeyler öğrenmek çok heyecan verici olmalı. | Open Subtitles | لا بّد أنـّها تجربة مثيرة. مشاهدة العالم وتعلم أشياء جديدة |
Buraya yeni şeyler alırken, yeni bir kahve makinesine ne dersin peki? | Open Subtitles | ولربّما لأنّكَ تحصل على أشياء جديدة هنا، ما رأيكَ بـصانعة قهوة حديثة؟ |
yeni şeyler denemeye, yeni insanlar ile tanışmaya ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث لكلامك عن تجربة أشياء جديدة ومقابلة أناس جدد؟ |
Bu alçakgönüllü ve meraklı iletişim sayesinde yeni şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. | TED | إذ أنه ومن خلال هذا النوع من التواصل المتواضع والمليء بالفضول نتمكن من محاولة البدء في تعلم أمور جديدة. |
O kitap her şeyi çözecek. Kitap hep değişiyor, yeni şeyler yazılıyor, eskileri siliniyor. | Open Subtitles | الكتاب دوما ً يتغير أمور جديدة تُدون وأمور قديمة تُمحى |
Mesela, piste yeni şeyler katmakla ilgili. | Open Subtitles | بل عليك أن تُقدم شيئاً جديداً على ساحة الرقص |
O zaman yeni şeyler öğren. Rahat bölgenden çık. | Open Subtitles | إذن, تعلم شيئاً جديداً اخرج من منطقة راحتك |
Yollar veya penisilin değil, ya da jantlar. Tüm yeni şeyler. | TED | إنها ليست الطرق أو البنسلين، أو مصنع الإطارات. إنها الأشياء الجديدة. |
yeni şeyler eskir. | Open Subtitles | الأشياء الجديده تصبح قديمة |
Evet, yeni şeyler denemen lazım. | Open Subtitles | اجل , يجب ان تجرب الاشياء الجديدة فأنت اصبحت مثل الفرق الموسيقية القديمة |
Fakat bu fırında yeni şeyler üretmezseniz sonsuza kadar çalışmayacak gibi. | Open Subtitles | لكن هذا المخبز لن يدوم إلى الأبد إن لم تقم بشيء لإحضار العملاء |
Ailem beni seviyordu ve...ve yeni şeyler denememek beni mutsuz etmiyordu. | Open Subtitles | لقد أحبتني عائلتي ولم أشعر بالسوء عند عدم قيامي بأشياء جديدة |
dememeliyiz. Her gün yeni şeyler öğrenmek için çalışmalıyız. | TED | لا، كل يوم ينبغي علينا أن نسعى إلى تعلم شيء جديد. |
yeni şeyler keşfettiniz birbirinize inandınız kendinize inandınız. | Open Subtitles | إكتشفتم اشياء جديدة آمنا ببعضنا البعض وثقتم في أنفسكم |
O değiştiğinden beri onunla ilgili yeni şeyler öğreniyoruz. Genetik yapısı gibi. | Open Subtitles | ومنذ أن بدأ يتغير ونحن نتعلم أموراً جديدة عنه كأصوله الجينية |
İnsanların yeni şeyler denemekten korkması çok yazık. | Open Subtitles | محزن عندما يدع الناس الخوف يمنعهم من تجربة أشياء جديد |
Kızdırmak için sürekli yeni şeyler dener. | Open Subtitles | إنها تجرب أشياءً جديدة دوماً، لتثير جنونه |
yeni şeyler yapmak istemiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نريد أن نعمل الأمور الجديدة |
Tabii işin en hoş yanı yeni şeyler bulmaktı. | Open Subtitles | بالطبع، أفضل جزء كان ياتي مع الموضوع الجديد |