Bir kadın aradı. Berlin'den yeni gelmiş. | Open Subtitles | اتصلت السيدة، وصلت للتو من برلين. |
Leydi'm. Size yeni gelmiş olan bir mektup var. | Open Subtitles | سيدتي لديك رسالة, وصلت للتو |
Büro seni yeni gelmiş sanacak. | Open Subtitles | ستعتقد المحطة أنكَ وصلت للتو |
Buna karşın İran'ın taşrasından Batı'ya yeni gelmiş bir çocuğun kültürel hurafelerine sıkı sıkıya sarılmasının şaşılacak bir tarafı yoktur. | Open Subtitles | وصل للتو للغرب لا عجب أن يتمسك بخُرافاتات ثقافته |
Buraya yeni gelmiş acemi bir şahin için ciddi bir mücadele bu. | Open Subtitles | بالنسبة للصقر المبتدئ الذي وصل للتو ، انهم يشكلون تحدي كبير. |
- Ne iş yapıyorsun? Çok hoş görünüyordu. Dubai'den yeni gelmiş. | Open Subtitles | "انها تبدو رائعة , عادت للتو من "دبي |
- Henüz tanışmadım. O da yeni gelmiş. | Open Subtitles | ليس بعد، لقد وصل للتو |
Bende Melbourne'den yeni gelmiş takımlar var. | Open Subtitles | لدي زي وصل للتو من "ملبورن" |
Haiti'den yeni gelmiş. | Open Subtitles | لقد وصل للتو من "هيتي" |
- Daha yeni gelmiş, üstüne varma! | Open Subtitles | - لقد عادت للتو .. لاتضايقها |