Hayır, senin yetenekli olmadığını söylemiyorum. Sen çok yeteneklisin. | Open Subtitles | انني لا أقول أنك لست موهوب أنت موهوب للغاية |
Doğuştan yeteneklisin. Böyle bir araba sürmek için yaratılmışsın. | Open Subtitles | أنت موهوب لقد ولدت لكي تسوق السيارة هكذا |
Daha farklı rolleri oynamanı belki de. Çok yeteneklisin. | Open Subtitles | أن تلعبي أدواراً مختلفة فأنت ممثلة موهوبة |
Özür dileyecek bir şey yok. Bu konuda yeteneklisin. Ona çok iyi baktın. | Open Subtitles | ليس هناك ما تعتذرين لأجله أنت موهوبة في هذا، اعتنيت بها جيداً |
Biliyor musun, bana kendimi ikinci sınıf vatandaş gibi hissettirme konusunda inanılmaz yeteneklisin. | Open Subtitles | أتعرفين ، لديك موهبة رائعة في جعلي أشعر أني مواطن من الدرجة الثانية |
Hayır doktor, bence çok yeteneklisin. Ama sana daha sıkı bir gözetim gerekiyor. | Open Subtitles | لا يا دكتور، أعتقد أنك موهوب جداً، أنت تحتاج إشراف أكثر فحسب |
yeteneklisin biliyorum ama geleceği görebildiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | عرفت أنك موهوب لكن كنت أجهل أنك تتنبأ بالمستقبل |
Gerçekten yeteneklisin ve çok yetenekli olduğun için de anlayamıyorsun. | Open Subtitles | أنت فعلا شخص موهوب لكن لا تستطيع رؤيته بسبب انك موهوب جدا |
Çok yeteneklisin Keith. İyi bir akademik potansiyelin var. | Open Subtitles | أنت موهوب جداً يا كيث لديك إمكانية كبيرة للتعلم |
Sen çok yeteneklisin, böyle yaşamaktan bıkmadın mı hala? | Open Subtitles | أنت موهوب جداً لكن أترضى أن تعيش هذه الحياة؟ |
Böyle olmalı çünkü kazanamamak için çok yeteneklisin. | Open Subtitles | فإن الأمور ستتغير لأن أنت موهوب جدا لأنه لم يحدث. |
Hayatını mankenlik yaparak heba edemeyecek kadar yeteneklisin. | Open Subtitles | أنتِ موهوبة للغاية على أن تضيّعي حياتكِ كعارضة |
Vay canına,gerçekten yeteneklisin. Belki de ambar odasını benim için sen yapmalısın. | Open Subtitles | حسناً , أنت موهوبة جداً ربما ستقبلين بالوظيفة لأجلي |
Çok güzelsin, çok yeteneklisin ve hayatımı kurtardın. | Open Subtitles | انا فقط اريد ان اقول ، أنكِ جميلة و موهوبة وانقذتى حياتى |
Çok yeteneklisin. Demiri tavındayken dövmelisin. | Open Subtitles | أنتِ موهوبة للغاية ، عليكِ ضرب الحديد بينما هو حامي |
Sana diyorum, yeteneklisin. | Open Subtitles | انت لديك الموهبة انا اخبرك انت , لديك موهبة |
Çok yeteneklisin. | Open Subtitles | إسمعي يا فتاة, لديك موهبة عليك إستغلالها |
Şaşırdım. Sen hala Öyle genç.. öyle yeteneklisin ki. | Open Subtitles | انا منبهر انت مازلت شابا و لكنك ماهر جدا |
İngiltere konusunu düşünüyordum, bu küçük kasaba için fazla yeteneklisin. | Open Subtitles | فيما يتعلق بذهابك إلى انجلترا اشعر إنها فرصة جيدة لكي أنت موهوبه جداً لهذه المهنة |
Gerçekten yeteneklisin, Kurt ama bence, bilirsin, Starchild da öyle olabilir. | Open Subtitles | انت موهبه حقيقيه كيرت ولكن اعتقد بانك تعلم بان ستارشيلد قد يكون كذلك |
Güzelsin, yeteneklisin ve sana sahip olduğum için çok şanslıyım. | Open Subtitles | انك جميلة وموهوبة وانا محظوظة لأنني حظيت بك |
İnanılmazsın. Öyle yeteneklisin ki. Seni seviyorum. | Open Subtitles | أنت مذهل جداً وموهوب للغاية وأنا أحبك |
Yaratıcı olsan da olmasan da bence gayet yeteneklisin. | Open Subtitles | سواء كنت مبدعاً أم لا, أظنك موهوباً بشدة. |
Üzücü olan şu ki, sen Dubois'den daha yeteneklisin. | Open Subtitles | الشيء المحزن هو، بأنك موهوبٌ أكثرَ من (دوبوا). |
Sen sandığından çok daha yeteneklisin. | Open Subtitles | أنت تتمتعين بموهبة أكثر مما تظنين تريدن أن تصبحي ممثلة؟ |
Bak, endişelendiğini biliyorum ama sen gerçekten yeteneklisin. | Open Subtitles | أعرف أن هذا مُربك لكنك موهب حقاً |
yeteneklisin tamam ama sende aptal cesareti var. | Open Subtitles | اظهرت مهارتك الحقيقيه حتى ولو كان هذا مجرد تباهي. |
yeteneklisin ama nankörsün. Tek söyleyeceğim bu. | Open Subtitles | أنتِ موهوبةٌ و لست ممتنة ، هذا كل ما أقوله |