Ya çok akıllı ya da ciddi lif yetersizliği var. | Open Subtitles | إما أنها ذكية جداً أو أن لديها نقص حاد بالألياف |
Peki, göz kapakları ve saç çizgisindeki noktasal kanamalardan hareketle... oksijen yetersizliği diyebilirim. | Open Subtitles | حسنًا، على حسب النزيف الطفيف في الجفون ,وحول دائرة العشر سأقول نقص أكسجين |
Fakat bugün biliyoruz ki, oksijen yetersizliği de bu faktörlerden biri. | TED | ولكن ما نعرفه اليوم هو أن نقص الأكسجين هو أيضا أحد المسببات. |
Ama plasenta yetersizliği, tüm yaştan kadınları etkiler. | Open Subtitles | ولكن قصور المشيمة يصيب النساء فى كافة الأعمار |
Emily'de üçüncü sınıf kalp yetersizliği var. | Open Subtitles | هؤلاء مريضتاي "إميلي" لديها قصور قلبي" في المستوى الثالث |
- Hayır, anemiyi etkilemez. - Sadece demir yetersizliği. | Open Subtitles | لا، لا يؤثّر على مرض فقر الدم وإنّما فقط لنقص الحديد |
Kanser, lösemi... herhangi bir hastalık veya bağışıklık yetersizliği. | Open Subtitles | . أو أي عدد من الأمراض أو نقص في المناعة ..هل لي أن أسأل |
Evet. Biraz oksijen yetersizliği çekti ama iyi olacaktır. | Open Subtitles | نعم، تعاني القليل من نقص الأوكسجين لكنها ستكون بخير |
Protein yetersizliği. Test edilemez ve görülemez. | Open Subtitles | نقص بالبروتين لا يمكن اختباره، لا يمكن رؤيته |
fonların yetersizliği yetersiz eğitmenler, ilgisiz aileler. | Open Subtitles | نقص الأموال، المُعلّمين غير المؤهلين ،تهاون أولياء الأمور. |
Demek ki B1 yetersizliği konusunda haksızmışım. | Open Subtitles | هذا يعني أنّني كنتُ مخطئاً بشأن نقص الثيامين |
Normalde gıda yetersizliği ve vitamin eksikliği görürüm, ama bunlarda yok. | Open Subtitles | بالعادة ارى سوء التغذية و اثار نقص الفيتامينات |
Açıklanmamış bayılma, kardiyomiyopati oksijen yetersizliği, subaraknoid kanama yüzünden- | Open Subtitles | الكثير من حدوث فقدان الوعي الغير مُبَرر يُمكن ان يكون اعتلال في عضلة القلب ..نقص اكسجين عام نزيف تحت العنكبوتية |
Açıklanmamış bayılma, kardiyomiyopati oksijen yetersizliği, subaraknoid kanama yüzünden- | Open Subtitles | فقدان للوعي بدون سبب قد يكون اعتلال للعضلة القلبية نقص عام بالأوكسجين نزف تحت الغشاء العنكبوتي |
Eğer yetersizliği vardır ve savunmasız, bu yüzden diyelim güzel oyun, olur mu? | Open Subtitles | , لديك نقص في عدد الشرطة وضعيف لذا دعنا نلعب بلطف , هل نفعل ؟ |
Evet ama kaynaklarımızın yetersizliği söz konusu ki ben de bundan endişe duyuyorum. | Open Subtitles | بسبب نقص الموارد لدى الناس ذلك اكثر ما يقلقني |
Ajan delil yetersizliği var demiş. | Open Subtitles | وقال العميل المختص كان هناك نقص في الأدلة |
Emily'de üçüncü sınıf kalp yetersizliği var. | Open Subtitles | "إميلي" لديها قصور قلبي في المستوى الثالث |
Böbrek yetersizliği. Anemiyi açıklar. | Open Subtitles | قصور كلويّ يفسّر فقر الدّم |
Ağır besin yetersizliği belirtileri var. | Open Subtitles | لديه كثير من مغذيات لنقص الأعراض |
Delil yetersizliği gerekçesiyle Seth Hampton yerel otoriteler tarafından serbest bırakıldı. | Open Subtitles | "لنقص الأدلّة، أفرجت السلطات المحلّيّة عن (سيث هامبتون)" |