Ton yetiştirmeyi de deneyebiliriz ama ton, su kültürü için nefes keser bir biçimde kötü. | TED | يمكن ايضا تربية التونة ولكن التونة سيئة بشكل مذهل للمزارع السمكية |
Ve yeni projemiz, hükümlüler ve bizlerin Washington eyaleti ve Oregon'da nesli ciddi tehdit altında olan lekeli Oregon kurbağası yetiştirmeyi öğrenmesi olacak. | TED | والمشروع الجديد هو وجود السجناء وأنفسنا تعلم كيفية تربية ضفدع أوريغون المرقط وهو من البرمائيات المهددة بالانقراض بشكل كبير في ولاية واشنطن وأوريغون. |
Diğer uzmanların değersiz gördüğü atları yetiştirmeyi nasıl başarıyorsunuz? | Open Subtitles | كيف تنجح في تربية سلالات أخرى أدنى مستوى؟ |
Tabi ki, bir tasarımcıya, bu çok heyecan verici. Çünkü, düşünmeye başlıyorum da, vay canına, tüketilebilir ürünler yetiştirmeyi gerçekten de hayal edebiliriz. | TED | بالتأكيد ذلك في غاية الإثارة لي كمصممة. لأنني آنذاك أبدأ في التفكير، واو، نستطيع فعلا تخيل زراعة منتجات إستهلاكية. |
Gıda yetiştirmeyi de bu süreye sığdırmaya çalışmamız gerekecek. | TED | في مكان ما، نحتاج أيضًا إلى ملاءمة زراعة الغذاء. |
Çocukları yetiştirmeyi görev edinen bu kadınlara değişim karşılığında aylık on beş peseta verilir. | Open Subtitles | تقوم النساء بتربية الأطفال مقابل 15بيزيتا في الشهر |
O iki sersem ergenin bu kadar başarılı bir çocuk yetiştirmeyi becerebileceklerini düşünmezdim. | Open Subtitles | لم اعتقد بأن هؤلاء المراهقين الأغبياء لديهم مايتطلب لتربية طفل ناجح. |
Wilber'ı yetiştirmeyi kabul ettiğimde dizginlerimi Gina'ya teslim etmedim. | Open Subtitles | أنا لَمْ أُسلّمْ جينا كراتي عندما وافقتُ على رَفْع ويلبير. |
...ve tüm bunlara rağmen olgun ve sağlıklı bir evlat yetiştirmeyi başarmışlar. | Open Subtitles | معذلك.. تمكنوا من تربية ابن مستصح عميق الإحساس |
Biliyor musun, hep bu evde çocuklarımızı yetiştirmeyi hayal etmiştik. | Open Subtitles | خلنا دوماً أنه بوسعنا تربية أطفال في هذا المنزل |
Bu adam seninle olmayı seçmiş ve çocuklarını kendi çocuğu gibi yetiştirmeyi kabul etmiş. | Open Subtitles | لقد إختار هذا الرجل البقاء معكِ و تربية أطفالك كما لو غنهم أبنائه |
Çoğu Adelie çifti, her dönem sadece tek bir yavru yetiştirmeyi başarabilecek. | Open Subtitles | سينجح معظم أزواج أديلي في تربية فرخٍ واحدٍ كل موسم |
Hayvan eti yemeyi hiçbir zaman bırakmayacağım, buna eminim; ama herkesin yararı için, onları endüstriyel olarak yetiştirmeyi ve düşüncesizce tüketmeyi bırakmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. | TED | لن اتوقف عن تناول اللحوم,وأنا على يقين من هذا لكنني أعتقد بأنه من أجل تحقيق مصلحة الجميع علينا التوقف عن تربية الحيوانات لأهداف صناعية ,و أكلها بدون تفكير |
Çocuk yetiştirmeyi nereden bilebilirdim ki? | Open Subtitles | ماذا كنت أعرف عن تربية الأطفال |
Doğruyu söylemek gerekirse, çiftlik hayvanları yetiştirmeyi tercih ederim... | Open Subtitles | إذا كان والحق يقال كنت أفضل تربية الماشية... |
Hiç kimse bu yükseklikte kahve yetiştirmeyi denemedi. | Open Subtitles | لم يجرب أحد أبداً زراعة البن بهذا المستوى العالي |
Muhtemelen beraber olabilir. Beraber havuç,yetiştirmeyi düşünebilirim. | Open Subtitles | هل يمكن ربما رسم الجزرة ، ولكن أعتقد زراعة. |
O zaman, bu tepelerde doğup ölen çoğu köylüden daha iyi ot yetiştirmeyi bildiğimi de duymuşsundur. | Open Subtitles | أنني على دراية بكيفية زراعة الحشيش أكثرمن.. الأشخاص الذين يقومون بزراعة حبوب الذرة في هذه التلال؟ |
- Ciddi sorular soruluyor bu çocukları kendi başınıza yetiştirmeyi, becerebilecek misiniz. | Open Subtitles | هناك سؤال دائما ً متعلق بإمكانية قيامك بتربية هؤلاء الأطفال بمفردك |
- ...ciddi sorular soruluyor bu çocukları kendi başınıza yetiştirmeyi, becerebilecek misiniz. | Open Subtitles | ـ منذ موت زوجك ـ مقتل , مقتل هناك سؤال دائما ً متعلق بإمكانية قيامك بتربية هؤلاء الأطفال بمفردك |
Bu kızı yetiştirmeyi gerçekten planlıyor musun? | Open Subtitles | هل لديك خطة حقيقة لتربية هذه الفتاة؟ |
Claude'u yetiştirmeyi de. | Open Subtitles | مثل أنت إخترتَ رَفْع كلود. |
Hatta tavus kuşu yetiştirmeyi bile denedim çünkü o da tavus kuşu yetiştirmişti. | Open Subtitles | لقد حاولت حتى أن أربي طيور طاووس لأنها كانت تربيهم |