| Şey, Somali'de yetimler için okul açabilirim. | Open Subtitles | استطعت بناء مدرسة أيتام في الصومال ولا يمكنني غسيل ملابسي |
| Bu yavşakların çocukları uyuşturucuya alıştırmaları yetmezmiş gibi alıştırdıkları çocuklar bir de anası babası olmayan yetimler. | Open Subtitles | أسوأ ما بهؤلاء المُروجين انهم يجعلون هؤلاء الأطفال مدمنين على هذا المخدر أن هؤلاء الأطفال أيتام والأيتام ليس لديهم أباء |
| Başka yetimler de bu şekilde yaşıyorlardı, hatta daha kötü bir şekilde. | TED | العديد من الأيتام نجو بهذه الطريقة، أو أسوأ |
| yetimler yurdunda iki Bulgar vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدينا طفلين بلغاريين في ملجأ الأيتام |
| Kör yetimler herşeyi aldı! | Open Subtitles | اليتامى المصابون بالعمى يحصلون على كل شيء |
| Ağır travma geçiren yetimler geldi. | Open Subtitles | تصل معظم الايتام هنا وهي تعاني صدمة نفسية عميقة |
| Kör yetimler! | Open Subtitles | يتامى مصابين بالعمى |
| yetimler'in olmadığı büyük bir toplantı nasıl olur? | Open Subtitles | كيف يكون اجتماعًا كبيرًا إذا لم يكونوا (أورفانس) حاضرين؟ |
| Basit matematik bilgisi ve ebeveynlerden yoksun olan yetimler için bile mi? | Open Subtitles | ليس حتي لـ أيتام الذين فقدوا آبائهم والمهارات الأساسية في الرياضيات؟ |
| Dışarıda kablolu yayını olmayan yetimler varken adamın ilaçlara para harcamış olduğundan şüphem var. | Open Subtitles | أشك في أن هذا الرجل سينفق ماله على المخدرات بوجود أيتام في الخارج بدون اشتراك بالفنوات التلفزيونية |
| Teröristler tarafından kaçırıldığı sırada Suriye'deki yetimler için gönüllü olarak çalışıyormuş. | Open Subtitles | تعمل في دار أيتام في سوريا عندما تم إختطافها من قبل الإرهابيين |
| Merhaba! Kaybolmuş sevimli yetimler! | Open Subtitles | مرحباً، نحن أيتام محبوبون تائهون |
| yetimler. Bir anlamı olmayan şeyler işte, bilirsin. | Open Subtitles | أيتام كما تعلم أشياء غير منطقية |
| Ya bir düğünü bombalamış oluyoruz ya bir camiiyi ya da bir yetimhaneyi ya da yetimler için olan bir medreseyi... | Open Subtitles | كانوا سيقولون أننا ضربنا مسجدا أو... أو دار أيتام ومسجدا للأيتام |
| Güneş parlıyordu. yetimler yurduna oyuncak götürmeye gidiyordum. | Open Subtitles | كانت الشمس مشرقة، وكنت متوجهاً إلى دار الأيتام لتوزيع الألعاب |
| Dul ve yetimler fonuna iki Dinar bağışlayın ve ona istediğiniz şekilde meydan okuyabilirsiniz! | Open Subtitles | للتبرع بدينارين لصندوق الأرامل و الأيتام و يمكنك تحديه على أي نوع من المباراة التي تود |
| Seni diğer yetimler gibi okula göndermek lazım! | Open Subtitles | حريّ بكِ أن تكوني ممتنة كونكِ تعيشين في هذا المنزل عوضاً عن الميتم مع الأيتام الآخرين |
| Düğün gününde, yetimler kutlamada bize katıldı. | Open Subtitles | وفي يوم زفافها، انضم اليتامى إلينا في الاحتفال. |
| yetimler yerleri siliyor. | Open Subtitles | اليتامى يقومون بتنظيف الأرضيات. |
| Savaş, korkunç bir savaş. Dullar, yetimler, annelerini kaybeden çocuklar. | Open Subtitles | حرب, حرب شنيعه, ادت لوجود الأرامل , الايتام ,وافقدت الأمهات لأبنائهم |
| yetimler? | Open Subtitles | يتامى ؟ |
| Sence yetimler buna layık değil mi? | Open Subtitles | أتعتقد أن (أورفانس) لم يكونوا هناك؟ |
| Ve aç, yalvaran yetimler. Oldukça moral verici. | Open Subtitles | وأيتام متسولين جائعون انه مشجع جداً |
| İşte bu! Küçük yetimler için şu okul var ve yemek de yiyemiyorlar. | Open Subtitles | ذلك هو الأمر ، هناك مدرسة للأيتام الصغار |
| Haiti'deki yetimler ve çeteler için toplasaydınız daha çok şansınız olurdu. | Open Subtitles | لديك فرصة أفضل لجمع الأموال . لأيتام الهايتيين في كلان رالي |
| Acele edin yetimler. | Open Subtitles | أسرعا أيها اليتيمان. |