Bunu yapmayı hemen kes yoksa seni yetkililere şikayet edeceğim. | Open Subtitles | لا,توقف هذه اللحظةِ الآن وإلا سوف أبلغ عنك إلى السلطات |
Onları Fransız yetkililere teslim ettik ve çok memnun oldular. | Open Subtitles | قمنا بتسليمه إلى السلطات الفرنسية، والتي كانت مسرورة كثيرا بإستعادته. |
Demek istediğim, birisi ayrılmaya çalışırsa yetkililere haber vermediğinden emin oluyormuş. | Open Subtitles | ،إن حاول أي أحد المغادرة فسيتأكد بأنه لن يعيش ليخبر السلطات |
Vince, teybi yetkililere vermek yerine sana göndermekle akıllılık etmiş. | Open Subtitles | كانت صديقتك ذكية لارسال الفيديو الينا، بدلا من ارساله للسلطات |
Yaşınız daha büyük olsaydı sizi yetkililere rapor ederdim. | Open Subtitles | لو كنت كبير ، سيدى ، لكنت أخبرت عنك للسلطات |
Buraya gelip, size ve bahtsız dostunuza yardım etmeleri için yetkililere haber verdim. | Open Subtitles | أنا أيضاً أتصلت بالسلطات حتى تأتي الى هنا لتساعدك مع صديقك الغير محظوظ |
Son kaybolan kişi ise yetkililere yabancı gelmeyen bir isim... | Open Subtitles | وجود شخص مفقود لم يعد شيئاً غريباً وجديداً على السلطات |
Son kaybolan kişi ise yetkililere yabancı gelmeyen bir isim... | Open Subtitles | وجود شخص مفقود لم يعد شيئاً غريباً وجديداً على السلطات |
Eğer yetkililere haber verirseniz veya Dr. Rosenthal'ı teslim edemezseniz, | Open Subtitles | إذا قد أعلمت السلطات أو فشلت فى توصيل الطبيب روزينتال |
yetkililere onu sonsuza dek hapse tıkacak kadar kanıt verdim. | Open Subtitles | لقد منحت السلطات ما يكفيهم للزج به في السجن للأبد |
Yakın Afrika'da kaçak avcılar, kuşların yetkililere yerlerini belli etmemesi için kasten leşleri zehirliyor. | TED | في أفريقيا المجاورة، يُسمّم الصيّادون الجُثّث عمدًا لمنع تواجد الطيور التي تُنبه السلطات على مواقع صيدهم. |
Kurtuluşumuza kadar ona göz kulak olup... onu yetkililere teslim etmeliyiz. | Open Subtitles | إن الطريق الذي هو يعمل أن يعتمد عليه إليه حتى نحن نرتفع ثم ينرسلة إلى السلطات الصحيحة. |
Sonrasında evliliğinizi ayarlarken yetkililere de yalan söylediniz. | Open Subtitles | و فى ترتيبات الزواج ، قمت بالكذب على السلطات |
yetkililere niyetimde ciddi olduğumu ve iddialarımı yerine getireceğimi iknada bana yardımcı olacaksın. | Open Subtitles | ستكون مفيد في المساعدة على اقناع السلطات بأنني أعني ما أقول و سأعمل مالذي أدعية |
Sizden teşekkür beklemiyorum. Tek amacım sizi iyileştirip yetkililere teslim etmek. | Open Subtitles | انا اردت فقط ان تتحسن بما يكفى لتسليمك الى السلطات |
15 Mart 1945'ten önce... silahlarını yetkililere teslim etmemiş olan, | Open Subtitles | الجيش والشعب يقومون بتسليم اسلحتهم إلى السلطات |
Yanlışlık varsa, yetkililere bildirmeliyiz. | Open Subtitles | لأنه لو وجد أى خطأ نريد أن نكشفه للسلطات |
O çok şanslı. Kıçını yetkililere ispiyonlayabilirdim. | Open Subtitles | إنه محظوظ يجب علي كتابة تقرير عن مؤخرته للسلطات المختصة |
Bana Simone'u canlı olarak göstermezseniz bu fotoğrafları yetkililere göstereceğim. | Open Subtitles | اذا لم تريني سيمون حية وبشخصها سوف اكشف هذه الصور للسلطات |
Yasalar oldukça açık. Tacizden şüpheleniyorsan yetkililere haber vereceksin. | Open Subtitles | القانون واضح، إن اشتبهت بالتحرش اتصل بالسلطات |
yetkililere haber vermemek için bir neden yok. | Open Subtitles | ليس هناك آي سبب لكي لا نُعلم السُلطات بذلك |
Zamanlama çipimi çıkardım ve yetkililere vermek üzere elimde tuttum. | TED | أزلت شريحة التوقيت وسلّمتها لأحد المسؤولين عن السباق. |
Ama yasaya göre yarına kadar edindiği tüm bilgileri yetkililere teslim etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | حتى والدك اخذ بالقانون وعليه ان يسلم جيع المعلومات لسلطات بحلول الغد |
yetkililere gitmedik, çünkü bu bizim için kötü olurdu. | Open Subtitles | نحن لَمْ نَذْهبْ إلى السلطاتِ لأن نعَرف أين سيضعونا |
Büyük babam yetkililere karşı çıkmıştı çünkü o ailenin adını taşıyacak erkek bir torun istiyordu. | TED | لكن جدي تصدى للمسؤولين لأنه يريد الحصول على حفيد ذكر يحمل اسم العائلة |
Bildiklerini yetkililere anlatmasını ...göze alamazdınız. | Open Subtitles | لم تستطع السماح له بالذهاب إلى سلطة النقل مع ما كان يعرف |