Şehri dağıttığınız yetmezmiş gibi bir de en önemli suçluyu elinizden mi kaçırdınız? | Open Subtitles | ليس فقط قد جعلتم المدينة في فوضى بل تركتم أهم مجرم أن يهرب؟ |
Annemin öldürülmesi yetmezmiş gibi bir de bu zorbaların önüne yem diye atıldık. | Open Subtitles | وكأن قتل أمى لم يكن كافيا لقد تركونا فريسة لرجال العصابات المجانين |
yetmezmiş gibi, iki gün iki gece sana methiye düzmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وفوق كل هذا قضيت يومين وليلتين اكتب تأبينك |
O kadar insanı öldürdüğü yetmezmiş gibi Brady'yi de öldürdü. | Open Subtitles | لا يكفي كل ما قتله الوحش من ناس بالاضافة انه قتل برادي. |
Bu da yetmezmiş gibi, ve de sizlerin "yetmez" cevabınızdan yola çıkarak -- | TED | وان لم يكن هذا كافيا بالنسبة لكم ... ويبدو ليس كافيا من وجوهكم |
Geceleri sevişmediğimiz yetmezmiş gibi sabahları seviştikten sonra bana sarılıp yatmak istiyor. | Open Subtitles | انه من السيء بما فيه الكفايه اننا لم نفعلها خلال الليل قطاً بعدما نفعلها بالصباح يريد ان يستلقي هناك معي |
Bütün sınıfın önünde dayak yediğim yetmezmiş gibi bir de beni seviyor. - Kim? | Open Subtitles | يكفي سوءاً اذلالي أمام الفريق بأكمله ولكني أروقها. |
Sabah o suç mahallini temizlemekten kaytardığı yetmezmiş gibi adam hırsızlık yapıyordu. | Open Subtitles | ليس فقط إنسحب عن تنظيف مسرح الجريمة مسبقاً بل كان يسرق |
Yani şimdi ona kardeşinin davasıyla ilgili iyi haber götüremediğim yetmezmiş gibi son aldırdığı kararı da çürütüyorum. | Open Subtitles | والآن ، ليس فقط أننى سأخبره بأخبار سعيده عن قضية أخيه الأسوء أننى سأقوض إتهامه الأخير |
yetmezmiş gibi, bu zavallı külüstürün bir iki parçası da eksik miymiş? | Open Subtitles | ليس فقط هذا، لكن الخردة المسكين كان يتصرف بغرابة؟ |
Ve sanki o kadar yıl önce kocamla yatmış olman ve kızını babasının kimliği konusunda karanlıkta bırakmış olman yetmezmiş gibi bir de arkasından evimize paramızı alması için bir sâhtekar gönderdin. | Open Subtitles | وكما انه لم يكن كافيا انك اقمت علاقة مع زوجي كل تلك السنوات , تركتي ابنتك بدون ان تعرف هوية والدها |
Cinayet yetmezmiş gibi, şimdi bir de kaçırılma olayı. | Open Subtitles | كما لو أن القتل لم يكن كافيا ! اختطاف الآن |
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Çinliler ve çılgın Ruslarla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | وفوق كل شيىء اخر لديك هؤلاء الصينين و هؤلاء الروس الملاعين للاتفاق معهم |
Bu yetmezmiş gibi, parti içerisinde bir rakibin olduğuna dair söylentiler var. | Open Subtitles | وفوق كل ذلك أصبحنَا إشاعة متجولة والتي تقول بأنه هناك متحدي داخل الحزب |
Bu da yetmezmiş gibi eğlenceye benim de katılıp katılmadığımı merak ediyor. | Open Subtitles | وإذا كان هذا لا يكفي, انها تتساءل عما اذا كنت أنا جزء من هذه المتعة |
O da yetmezmiş gibi devam ettim. | Open Subtitles | كما لو كان ذلك لا يكفي و اصلت بالكلام |
Onu taciz ettiğiniz yetmezmiş gibi. | Open Subtitles | و كأن الاعتداء الجنسي ليس كافيا |
Ve bunlar yetmezmiş gibi, senin ve Donnie Barksdale arasında kötü bir ilişkinin var olduğu biliniyor. | Open Subtitles | ولو أن هذا ليس سيئا بما فيه الكفايه, اعتقد أنكِ أنتِ ودونى قد تشاجرتما |
Seni aradığımda yardım etmesi için sevgilini göndermen yetmezmiş gibi bir de palavradan ekmek getiriyorsun! | Open Subtitles | يكفي سوءاً أن ترسلي صديقك و الآن الخبز القذر |
Babamın Vietnam'da ölmesi yetmezmiş gibi annem de otomobil yarışçısının teki için beni terk etti. | Open Subtitles | لم يكن سيئا كفاية والدي مات في فيتنام. أمي تركتني لأجل سائق سيارة في سباق اليانكي. |
O boktan herifi temsil ettiği yetmezmiş gibi bir de kız kardeşimin namusunu mu sorguluyor? | Open Subtitles | لم يكن كافياً بأنّه يدافع عن رجلٌ حقير و لكن أن يمس شرف أختي و أن يقوم بالتحقيق في ذلك ؟ |
Katarakt ameliyatım yetmezmiş gibi. | Open Subtitles | كما لو كان لي عملية الساد ليس سيئا بما فيه الكفاية. |
Ve bu yetmezmiş gibi korkuç bir şeyin farkına varmak üzereydim. | Open Subtitles | وإذا لم يكن ذلك سيئاً كفاية كنت على وشك أن يصيبني سوء فى الإدراك |