O kadar yoksul insanın içinden, kimin n'apabileceğini asla bilemezsin. Bıçaklama. | Open Subtitles | بوجود جميع هؤلاء الفقراء لايمكنك معرفة مايمكن للشخص أن يقوم به |
bilinmeyen bir yoksul olduğumdan,onun kutlu ışığından yararlanmaya, güneşe bile bakmaya utanıyorum. | Open Subtitles | أنا أخشى رؤية الشمس أشعر بالمباركة لأن الفقراء يبقون دون أن يعرفوا |
Kakanın hayat kurtardığı tek yer dünyanın yoksul kesimleri değil. | TED | ليس فقط في الدول الفقيرة يمكن للغائط أن ينقذ الأرواح. |
Ama genellikle açığa çıkmayan şey... ...paravan şirketlerin, yoksul ülkelerden... ...büyük miktarlarda parayı, dönüşümsel büyük miktarlarda parayı... ...çalmak için nasıl kullanıldıkları. | TED | ولكن ما لا يأتي عادة للضوء كيف تستخدم شركات شل لسرقة مبالغ ضخمة من المال، تحويلي مبالغ من المال، من البلدان الفقيرة. |
Bu konudu kendimizi oldukça yoksul görüyoruz. Yirmiden azıyla idare etmek zorundayız. | Open Subtitles | نحن فقراء جداً بالنسبة لهم علينا ان نتدبر الامر بأقل من 20 |
"yoksul bir adam tavuk yerse, tavuklardan biri hasta demektir." | Open Subtitles | "حينما يأكل الرجل الفقير دجاجة, "فلابد أن أحدهم مريض. " |
insani hakları ihlal edilmiş yoksul insanlara… kaybettikleri saygınlıklarını geri verebilir miyiz? Bu sadece insanlara kaybettikleri… …saygınlığın geri verilmesiyle başlar. Şimdilerde, | TED | الناس الفقراء الناس الذين اخترقت حقوقهم البشرية إن أساس الموضوع هو خسارة الكرامة هو نقص الكرامة |
yoksul ve eşcinsel çocuklar zorbalığa daha çok maruz kalıyor, hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile. | TED | الأطفال الفقراء و المثليون من الأرجح أن يتعرضوا للتنمر حتى من قبل الأطفال الذين يصبحون المثليين أيضاً. |
Okul yoksul insanların önemli olduğunu düşündüğü şeyleri öğretecekti. | TED | ما كان يعتقد الفقراء بأنه مهم سينعكس في الكلية |
yoksul ile geri kalanlarımız arasında fark yok. | TED | كما ترون يوجد فرق كبير بين الفقراء وبين البقية |
Ve yoksul depresif insanlar için neler yapıldığını görmek için çıktım böylelikle. | TED | لذا خرجت في محاولة لمعرفة ما الذي يتم عمله للأشخاص الفقراء المصابين بالاكتئاب. |
Ve keşfettiğim şey yoksul insanlara depresyon tedavisi çoğunlukla hiç verilmediği oldu. | TED | و ما اكتشفته هو أن أغلب الناس الفقراء لا تتم معالجتهم من الاكتئاب. |
Böylece görebiliriz. Zengin ülkeler 60 yıldır yoksul ülkelere yardım gönderiyorlar. | TED | قامت الدول الغنية بإرسال المساعدات للدول الفقيرة طوال الستّين عاما الماضية. |
Bu, daha yoksul ülkelerde çok önemli ama zengin, gelişmiş ülkelerde değil. | TED | هذا شيئ هام جداً فى الدول الفقيرة ، ولكنه ليس كذلك فى الدول الغنية المتطورة. |
Çocukların %80'i yoksul olarak tanımlanan bölgelerden geliyor. | TED | ونحو 80 بالمئة من طلابها يقطنون مناطق مصنفة بين المناطق الفقيرة. |
Böyle bir demiryolunu yapmak için yoksul göçmenlerden fazlasına ihtiyacın olurdu. | Open Subtitles | لبناء سكة حديد، إنّك ستكون بحاجة .لأكثر من مُجرد مُهاجرين فقراء |
İster zengin ister yoksul olsunlar, kendi aileleri için aynı kararı verdiler. | TED | انهم صنعو نفس القرار لعائلاتهم , سواء كانوا اغنيه ام فقراء . |
Problem de bu zaten. yoksul salaklarla zengin salaklar birbirlerine tıpatıp benziyorlar. | Open Subtitles | هذه المشكلة، الأحمق الفقير يشبه الأحمق الغني |
1950'lerde Güney Kore son derece yoksul bir ülkeydi ve çok yozlaşmıştı. | TED | خلال عقد الخمسينيات، كانت كوريا الجنوبية دولة فقيرة بائسة. وكان يعمُّها الفسـاد. |
Ve bu insanlar gerçekte yoksul değiller. | TED | وهؤلاء ليسو أناس فعلاً مقهورين من الفقر |
Bu resimde, çok yoksul mahallelerinden birini görüyorsunuz, trafiğe kapalı lüks bir bisiklet caddemiz var, ve arabalar hala çamurda. | TED | في هاته الصورة، ترون في أحد أفقر الأحياء، لدينا شارع فاخر للمشاة و راكبي الدراجات، والسيارات لازالت عالقة في الوحل. |
Son derece yoksul olmak ve gecekonduda yaşamak dünyadaki en kolay iş değildir. | Open Subtitles | و ليس شيئاً سهلاً أبدا أن تكون فقيراً و تعيش في منطقة عشوائية |
Çocuk felci dünyadaki en yoksul topluluklara saldırır. | TED | ان فايروس شلل الأطفال يصيب المجتمعات الأكثر فقرا في العالم. |
Ben yoksul biriyim, cömert efendim. Getirdiğim bilgi çok değerli. | Open Subtitles | أنا رجل فقير أيها الكريم الذى سآتيك به يساوى الكثير |
Hayal et, yoksul çocuklar en sevdikleri öğretmenleriyle 24 saat birlikteler. | Open Subtitles | تخيلي طفل محروم يكون معه معلمه المفضل خلال 24 ساعة. |
Böylece, yoksul kesimden yükselen ortak sesin Bihar'da, Uganda'da ve ötesinde yankılarını duyacağız. | TED | وإذا فعلنا ذلك، سوف نجد أن الأصوات الجماعية للفقراء في ولاية بيهار مسموعة، في أوغندا، وأبعد من ذلك. |
"yoksul olsaydım, çok korkunç olurdu" diyor. | Open Subtitles | يقول أنه إذا كان فقيرا سيكون ذلك رهيبا |
Bir de bu bedava ders verdiğim yoksul aile çocukları. | Open Subtitles | عدى هؤلاء الأطفال المحرومين الذين أعلمهم بالمجان |
Cüzdanlarınızı çıkartın, para yoksul kurumlar için. | Open Subtitles | أخرجن دفاتر الشيكات، وتذكرن أن المال للمؤسسات الخيرية. |