Evet. Gri yunuslar bizi yol boyu izledi. | Open Subtitles | نعم, فالدلافين الرمادية كانت تتبعنا طوال الطريق |
yol boyu dayanırım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لذا أعتقد بأنه يمكنني القيادة طوال الطريق |
yol boyu, o kadının apartmanına kadar, Ryota'yı sırtımda taşımıştım. | Open Subtitles | حملت ريوتا ملفوفاً الى ظهري ,طوال الطريق الى شقة تلك المرأه |
Ama o kollarını havaya kaldırdı ve yol boyu dönmeye başladı. | Open Subtitles | فوجدته يرمى بيديه فى الهواء وظل مهموم على طول الطريق |
Kahvaltıda kendilerine yol boyu yetecek kadar yumurta yiyen kuşlar artık kuzeye gidebilirler. | Open Subtitles | الطيور تتوجه الآن نحو الشمال, مكتفين من وجبة البيض التي ستكفيهم طوال الرحلة. |
Haplari zamaninda alirsam yol boyu uyuyabilecegimi biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنه إذا أخذت أدويتي بشكل صحيح سأنام في الرحلة كلها |
Şimdiye kadar sürdüğüm en zor izdi yol boyu rastladığım insanlar işi daha da zorlaştırdı. | Open Subtitles | حسناً لم يكن أصعب درب تتبعته من قبل. لكن الأمر كان يذداد صعوبه على، من الناس الذين قابلتهم طوال الطريق. |
Çocuk yol boyu bizimle kavga etti. Jimmy'e karşı gelmek istemedi. | Open Subtitles | رجال قاومونا طوال الطريق لم يرد عصيان أمر " جيمي " |
Connor yol boyu tek kelime konuşmamış. | Open Subtitles | لقد قال بأنَّ كونور لم ينبس بحرفٍ واحد طوال الطريق |
yol boyu bir kere bile ondan bahsetmedin. | Open Subtitles | طوال الطريق لهنا , لم تذكُري الرجل لمره واحده |
Ama yol boyu benimle konuşacaksın. | Open Subtitles | لكن تحدثي معي طوال الطريق |
- İyi mi? Geçen Salı, bloğun aşağına kadar yol boyu sıra vardı. | Open Subtitles | يوم الثلاثاء الماضي كان هناك رتل على طول الطريق أسفل البناية. |
Bu yüzden yol boyu rehberlik etsin diye sana bir ses, kendi sesimi verdim. | Open Subtitles | لذلك منحُتكِ صوتًا صوتي، لكي يرشدك على طول الطريق |
Yani Gen-U ile sürücü koltuğunda gençler oturacak, yol boyu bizi onlar yönlendirecek. | TED | ستكون مبادرة Gen-U تحت قيادتهم، يوجهونها كما يريدون على طول الطريق. |
Hapları zamanında alırsam yol boyu uyuyabileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | لذا، عرفت أنني إذا أخذت عقاقيري بالشكل الصحيح سيصبح بإمكاني النوم طوال الرحلة |
yol boyu ağladılar ve bu durum sık yaşanıyor. | Open Subtitles | يبكيان طوال الرحلة وهذا يحدث كثيرا |
Uçakta da yol boyu üzerinde miydi bu? - Anne, dikkat... | Open Subtitles | أكنتي تلبسينه في طوال الرحلة |
Haplari zamaninda alirsam yol boyu uyuyabilecegimi biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنه إذا أخذت أدويتي بشكل صحيح سأنام في الرحلة كلها |