yolculuğumun beni şu anda getirdiği New York City'de berberlerle deneyimimiz farklı olmadı. | TED | وكانت تجربتنا مع الحلاقين في مدينة نيويورك لا تختلف، حيث قادتني رحلتي حالياً. |
Bu yüzden, yolculuğumun sonuna gelirken, 50'nin üzerinde yer buldum. | TED | ومع نهاية رحلتي كنت قد وجدت أكثر من 50 فسحة. |
Ve bu benim bu konudaki kişisel yolculuğumun ve bu alandaki Christopher ve Dana Reeve Vakfı ile çalışarak araştırmalarımın başladığı noktadır. | TED | وهكذا بدأت رحلتي الشخصية في هذا المجال من الأبحاث بالعمل مع مؤسسة كريستوفر ودانا رييف. |
Konuşmam için hazırlanırken, hayatım üzerine düşünüyor ve yolculuğumun başladığını anın tam olarak ne zaman olduğunu anlamaya çalışıyordum. | TED | أثناء تحضيري لمحادثتي كنت أفكّر بحياتي وأحاول معرفة أين بالضبط كانت اللحظة التي بدأت فيها رحلتي. |
yolculuğumun seyri, dışarıda top oynayan bir grup mülteci çocukla tanışmamdan üç yıl sonra değişti. | TED | اتخذت رحلتي مساراً غريباً بعد ثلاث سنوات، عندما قابلت مجموعة من الأطفال اللاجئين يلعبون الكرة في الجوار. |
Aslında, yolculuğumun manası neydi şu ana kadar emin değilim. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا لست متأكد من هدف رحلتي حتى |
Öte yandan, yolculuğumun nasıl gittiğini bilmeyi de hakediyorsun. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنك تستحق أن تعلم ما آلت إليه رحلتي |
Plansız yolculuğumun rezevasyonunu yapacağım çünkü ben havalı bir pilicim. | Open Subtitles | حسنا, هأنا ذاهبة لحجز رحلتي الإعتيادية لأنني عصرية و أنيقة و شيك |
Şimdiye kadarki yolculuğumun en şaşırtıcı hikâyesini ortaya çıkarmak üzere. Oh! | Open Subtitles | أوشك أن يكشف أروع قصّة في رحلتي حتى الآن |
"yolculuğumun sonuna ulaşmıştım" "Başladığımdaki bir çok soruyla birlikte." | Open Subtitles | انا اصل الى نهاية رحلتي مع اسئلة كثيرة مثل التي بدأت بها |
Sen şaşırtıcı ve destekleyici oldun ve tüm yolculuğumun bir parçası olduğun için çok memnunum. | Open Subtitles | أنتم يارفاق كنتم رائعين وداعمين وأنا سعيدة جدا أنكم جميعا أصبحتم جزءا من رحلتي |
Endişelendiğin için teşekkürler ama yolculuğumun, eşimin ölümüyle hiçbir alâkası yok. | Open Subtitles | نعم, حسناً انا اشكرك لإهتمامك لكن رحلتي ليست لها أي علاقة بموت زوجي |
Artık şimdi, genetik yolculuğumun son bölümü için hazırım. | Open Subtitles | أنا جاهز الآن للجزء الأخير من رحلتي الوراثية |
yolculuğumun en güzel kısmıydı ve ben oraya geri dönmeyi çok istiyorum. | Open Subtitles | كانت أفضل جزء في رحلتي أريد العودة الى هناك بشدة هناك الكثير من الأشياء أريد مشاهدتها |
yolculuğumun geçmişi ile ilgili size bazı anlar göstermek istiyorum, ki muhtemelen dünyanın herhangi bir yerinde göremezsiniz. | TED | أريد أن أعرض لكم بعض الحظات التاريخية في رحلتي ، التي ربما لم تحصلوا على فرصة لأن تتطلعوا عليها في أي زمان أو مكان من قبل. |
"Nihayet uzun yolculuğumun sonuna geliyorum. | Open Subtitles | "أخيرا,رحلتي الطويله قد شارفت علي الأنتهاء |
İkimiz de biliyoruz ki yolculuğumun nasıl geçtiği umrunda değil. | Open Subtitles | كلانا نعلم أنه لا يهمك كيف كانت رحلتي. |
"O günden bugüne nasıl olup da kurbanımın kardeşiyle yüz yüze geldiğim muhteşem kefaret için yaptığım yolculuğumun son perdesinin nasıl olduğu ayrıca beni dinlemenin nasıl olup da hayatta ilerlemenin bir yolu olduğu hakkında önümüzdeki yirmi yıl boyunca konuşabilirim. " | Open Subtitles | يمكن أَن أَتحدث عن ذلك اليومِ وهذا اليوم للسنوات الـ20 التالية كيف واجهت شقيق ضحيتي وجهاً لوجه وكيف تم التصرف النهائي في رحلتي الرائعة نحو الخلاص |
Güneş İmparatorluğundaki yolculuğumun sonuna geldik. | Open Subtitles | انها نهاية رحلتي في امبراطورية الشمس |
Ancak bir şekilde yolculuğumun henüz yeni başladığını biliyordum. | Open Subtitles | وبطريقة ما، علمت أن رحلتي بدأت لتوها |