| Bu başarısızlıklardan kurtuluşu bulana kadar yolculuğunun devam etmesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | تشعر أن رحلتك يجب أن تستمر رغم أنك وجدت الخلاص؟ |
| yolculuğunun her adımına değdiğini anlardın. | Open Subtitles | كنت ستعلم أن كل خطوة من رحلتك كانت تستحق |
| Bu yüzden sevdiğim her iki şeyi gelecekten geçmişe zaman yolculuğunun mümkün olup olmadığını göstermek için birleştirdim. | Open Subtitles | لذا أدمجت اثنين من الأشياء .. المفضلة لدى لمعرفة ما إذا كان السفر عبر الزمن من المستقبل إلى الماضي ممكن |
| Ve bu ürkütücü gerçeklik geleceğe yapılabilecek zaman yolculuğunun ihtimaline bir kapı açar. | Open Subtitles | وهذه االحقيقة المذهلة هى ما يفتح الباب أمام إمكانية السفر عبر الزمن إلى المستقبل |
| Onu geri getirmeye karar verirsen, yolculuğunun kolay olmayacağını bil. | Open Subtitles | إذا قررتي اعادته أعلمي تماما أن رحلته لن تكون سهلة |
| Zaman yolculuğunun bir etkisi olabilir. | Open Subtitles | أنا قلقة من أنه أثر سلبي للسفر عبر الزمن |
| O an farkında değilmiş ama onu terk edişi, ona dönüş yolculuğunun ilk adımıymış aslında. | Open Subtitles | لم يعلم حينها، لكن، رحيله كان الخطوة الأولى لرحلة عودته لها. |
| yolculuğunun her adımına değdiğini anlardın. | Open Subtitles | كنت ستعلم أن كل خطوة من رحلتك كانت تستحق |
| Süregiden yolculuğunun bir parçası olarak bir sağlık merkezi inşa etmek akıllıca bir fikir. | Open Subtitles | كجزء من رحلتك المستمرّة، تشييد مركز إستشفاء لهي فكرة رائعة، |
| Bu kitabı alıyorsun ve yolculuğunun seni nereye götürdüğünü görüyorsun ve hangi tercihleri nasıl değiştirebileceğini, yoldan nerede çıktığını fark ediyorsun. | Open Subtitles | حصولك على الكتاب جعلك ترى رحلتك وأن ترى أي القرارات كنت يمكن أن تغيرها, حينما خرجت عن الطريق. |
| Buraya gel, sarıl bana ve yolculuğunun nasıl geçtiğini anlat. | Open Subtitles | تعالا إلي هنا، قم بمعانقت أمك وقول لي كيف كانت رحلتك |
| Ayrıca senin de yolculuğunun burada bitmeyebileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأنا أظن أنه ربما رحلتك هنا لم تنتهي أيضاً |
| yolculuğunun hedefine ulaşmanda sana yardımı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيساعدك لترى هدف رحلتك بشكل واضح |
| Yerçekimi zamanı yavaşlatır, ve bu zaman yolculuğunun en önemli noktasıdır. | Open Subtitles | و مكان رائع التواجُد فيه أليس كذلك؟ تُبطىء الجاذبيَّة الزمان و هذا هو المُفتاح لشكل من أشكال السفر عبر الزمان |
| Farazi olarak diyelim ki, zaman yolculuğunun mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | دعنا فقط نقول إفتراضيا نحن نعيش في عالم حيث يوجد السفر عبر الزمن ، حسناً؟ |
| Hazırlık yapmak, fark edilmeden başarılı zaman yolculuğunun anahtarıdır. | Open Subtitles | الاستعداد هو مفتاح نجاح السفر عبر الزمن الغير واضح. |
| John Herschel zaman yolculuğunun yepyeni bir türünü bulanlardan biriydi. | Open Subtitles | كان جون هرشل أحد مؤسسي شكل جديد من السفر عبر الزمن |
| Hatırladığım kadarıyla biz bunu yolculuğunun ileri aşamasında bulduk. | TED | على ما أذكر، وجدنا أنه تأخر للغاية في رحلته نحونا. |
| Bu noktada tam 180 dakika geçti ve profesörün, yolculuğunun yarısında 90 kilolitre yakıtı kalmıştı. | TED | عند هذه النقطة إنقضي 180 دقيقة والبروفيسور في منتصف رحلته ب90 كيلولتر وقود متبقية. |
| Zaman yolculuğunun en önemli kuralı zaman yolculuğu hakkında konuşmamaktır. | Open Subtitles | القاعدة الأولى للسفر الزمنيّ، هي ألّا تتحدث عن السفر الزمنيّ! |
| O an farkında değilmiş ama onu terk edişi, ona dönüş yolculuğunun ilk adımıymış aslında. | Open Subtitles | لم يعلم حينها، لكن، رحيله كان الخطوة الأولى لرحلة عودته لها. |
| yolculuğunun bitmesine daha çok var. | Open Subtitles | "إن رحلتكَ أبعد ما يكون عن نهايتها" |
| Öyle görünüyor ki, kızım, yolculuğunun artık ikinci bir amacı var. | Open Subtitles | يبدو أن رحلتكِ سيكون لها غرض آخر يا ابنتي |
| Bu, Stella'nın yolculuğunun ilk yarısında Terra'nın daha yavaş yaşlandığını ama ikinci yarısında daha hızlı yaşlandığını gözlemleyeceği anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن ستيلا سترصد تيرا تكبر ببطء في النصف الأول من رحلتها، ولكنها تكبر بسرعة خلال نصف رحلة العودة. |
| - Zaman yolculuğunun kuralları biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف قوانين السفر بالزمن ؟ أعطنى نبذة قصيرة |
| Ama zaman yolculuğunun yol açacağı bir paradoks var. | Open Subtitles | ولكن هناك مفارقة واحدة يمكن من خلالها اختراع السفر عبر الزمن. |