Yardımı dokunabilecek birşey aramak için Henry'yi onun evine yolladık. | Open Subtitles | لذلك ارسلنا هنري الى بيتها ليجد اي شيء قد يفيدنا |
- Avukatlarımızı yolladık hakiki korucunun peşinden çünkü lisans sözleşmelerimizi korumak zorundaydık. | Open Subtitles | لقد ارسلنا المحامين خلف الحامي الحقيقي لأنه كان علينا حماية حقوق صفقاتنا |
Zaten yardımlarını istediğimiz bir mesaj yolladık. Şimdilik hiç cevap gelmedi. | Open Subtitles | لقد أرسلنا لهم رسالة نسألهم المساعدة لم نتلقى أي رد منهم |
Tüm şehir kordonlarımız ve donutlarımız olduğunu görebilir ve şimdi umutsuz bir kızı yolladık. | Open Subtitles | ويمكن رؤية كل المدينة لدينا كردونات والكعك والآن لقد أرسلنا ارتمى عاجزة. |
dedi. Peki biz ne yaptık? Makaleyi editöre geri yolladık. | TED | لذا ما الذي فعلناه؟ أرسلناها مرة أخرى إلى المحرر. |
Fotoğrafları bölgedeki hastanelere ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına yolladık mı? | Open Subtitles | هاى، هل بعثنا الصور فوتغرافية للمستشفيات ؟ |
Diyelim ki bu yoldan aşağı doğru, bir manga yolladık. | Open Subtitles | . نفترض اننا ارسلنا فصيله لاستطلاع الطريق هنا |
Hala kent dışındaydı fakat onunla bağlantı kurduk ve fotoğrafı faksla yolladık. | Open Subtitles | لقد كانت ماتزال خارج المدينة, وقد ارسلنا لها الصورة بالفاكس |
Sınır köylerine adamlarımızı yolladık ve şurdan dağların öbür tarafına kadar yolu kestik. | Open Subtitles | . قد ارسلنا بعض الجنود لقري بعيدة . وقطعنا كل طرق الهروب خلال الجبال |
Geri döndükten sonra robot yolladık efendim. | Open Subtitles | لقد ارسلنا روبوت خلال التحقيق بعد عودتنا. سيدي |
Yarım saat önce MALP robotu yolladık. | Open Subtitles | لقد ارسلنا مسبار خلال النصف ساعة الاخيرة |
Davetiyeleri yolladık bile. Altı hafta sonra evleniyoruz. | Open Subtitles | لقد أرسلنا الدعوات سوف نتزوج بعد 6 أسابيع |
Resmî bir imdat çağrısı yolladık. Yetkililer kısa sürede bizi alacaklardır. | Open Subtitles | لقد أرسلنا نداء استغاثة رسمي وستلتقطنا السلطات عما قريب |
Rus konsolosluğuna yapılacak atak için personelimizi oraya yolladık. | Open Subtitles | لقد أرسلنا الرجال للإستعداد للهجوم على القنصلية الروسية |
ve biz dedik ki yumurta çırpıcısının tüplerin ve geri kalan herşeyin fiziklerini yaptık ve bir dergiye yolladık | TED | وقلنا اننا نقوم بفيزياء مضارب البيض و التصفيف الذاتي للأنابيب و كل الأشياء المتبقية من هذا القبيل. أرسلناها الى مجلة. |
Aslında sana yolladığımız mektubun aynısını, herkese yolladık. | Open Subtitles | الرسالة التي بعثناها لك، أرسلناها للجميع |
- Tahlil için laboratuvara yolladık. - Jay, sıfır vücut yağι. - Komikti. | Open Subtitles | لقد بعثنا بالعينات للفحص بالمجهر الإلكتروني هيى؛لا دهون بشريه مطلقاً... |
Bu yüzden, gidebileceğiniz en geri zekalıca yerlere birimleri yolladık. Beckett'in arabasını bulduk. | Open Subtitles | فأرسلنا وحدات من الدورية لكلّ مكان ظننا أنّكَ ستذهب إليه بشكل مغفّل |
Theo Koutranis'in telefonunun sinyal yolladığı son yere ajanlar yolladık. | Open Subtitles | لقد قمنا بارسال عملاء لأخر موقع حدد هاتف ثيو كترنس. |
Onları takımımın çalıştığı yere, Boston'a, yolladık. | TED | أرسلناه لبوسطون , حيث يعمل فريقي |
Bizim tanığı aldırmak için Pontiac'ın ruhsatındaki adrese devriye yolladık. | Open Subtitles | وجدنا وثيقة تسجيل السيارة وأرسلنا سيارة تابعة للشرطة حتى تُحضر الشاهد |
İfadesini alıp eve yolladık. | Open Subtitles | أجل. أخذنا إفادتها وأرسلناها إلى المنزل. |
Kağıt davetiye, sonra Evite, sonra da Facebook sayfamızı yolladık. | Open Subtitles | حسناً, لقد قمنا بإرسال دعوات ورقية و أرسالنا أيضاً بريد فيتا و رابط على صفحة الفيسبوك |
- Onları evlerine yolladık. Ne oldu ki? | Open Subtitles | - أرسلناهم الى المنزل , لماذا ؟ |