Seçilen ilk kişi olduğundan seni karşılamak üzere yollandım. | Open Subtitles | ولأنك أول من يتم اختياره من البشر فقد تم إرسالي إلى هنا للترحيب بك هنا |
- Buraya sana yardım etmek için yollandım ve bunu yapacağım. | Open Subtitles | -كيف فعلتِ هذا؟ -لقد تمَّ إرسالي إلى هنا لمساعدتك ، وهذا ما سأفعله تماماً |
Onu incelemem için bir koleksiyoncu tarafından yollandım. | Open Subtitles | تمّ إرسالي بواسطة جامع خاصّة لتفحّصها. |
Öyle çekip gidemem. Bir sebeple buraya yollandım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أرحل فقط لقد أُرسلت هنا لسبب ما |
Hayati değerleri ölçmek için buraya yollandım. | Open Subtitles | لقد أرسلوني إلى هنا كي أسجل الوظائف الحيوية. |
Derhal okul müdürünün odasına yollandım, Ve sevimli bir rahibe olan müdürüm, kitabıma iğrenerek baktı, sayfalar arasında gezindi, çıplakların tümünü gördü-- Bilirsiniz, annem çıplak kadınlar çizerdi, bende onu kopyalıyordum-- rahibe yüzüme bir tokat attı ve şöyle dedi; "Kutsal İsa, bu çocuk çoktan başlamış." | TED | وعلى الفور تم إرسالي لناظر المدرسة، وناظرة مدرستي، راهبة لطيفة، نظرت إلى كتابي بإشمئزاز، قلبت الصفحات، رأت كل العراة -- تعلمون، كنت أرى أمي ترسم أجساد عراة وأنا كنت أقلدها -- والراهبة صفعتني على وجهي وقالت، "يا لطف يسوع، هذا الفتى قد بدأ". |
İki sene sonra da Irak'a yollandım. | Open Subtitles | (بعد سنتين، تم إرسالي إلى (العراق |
- Seninle anlaşmak için yollandım. | Open Subtitles | لقد أُرسلت للإتفاق معك |
İşbirliği için yollandım. | Open Subtitles | لقد أرسلوني إلى هنا لأكون نقطة الإتّصال |