Birileri bu darbeyi sayı yayınına adapte edebilme yolunu bulmuş. | Open Subtitles | ثمة من وجد طريقة إرفاق هذا النبض مع بثّ الأعداد |
Fantezisini değiştirmemiş. Adetâ onu mükemmelleştirmenin bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | لم يغير من حلمه ولكنه وجد طريقة ليجعله مثاليا |
Ama oğluna, hâlâ hayatta olduğunu haber vermenin bir yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | ولكنني اعتقد بأنني وجدت طريقة ما لأخبر ابنك بأنك على قيد الحياة |
Bu gezegenden kurtulmanın bir yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | ربما أكون قد وجدت طريقة للخروج من هذا الكوكب |
Üstüne kapanan dünyaya içini dökmenin yolunu bulmuş sakat bir çocuk var ve sen gidip onunla kavga etmenin bir yolunu buluyorsun. | Open Subtitles | .. هناك رجل أعرج وجد طريقه ليتصل بعالم يشعر أنه منعزل عنه |
Bir şekilde kendini Kopyalamanın yolunu bulmuş. | Open Subtitles | بطريقة ما، وجد وسيلة لنسخ نفسه |
Ama bu şehri bir kez olsun işe yarar hale getirmenin yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | لكنّي ربّما وجدت وسيلة تجعل هذه المدينة مفيدة لمرّة. |
Görünüşe göre ruhsal bir güç oluşturmanın yolunu bulmuş. | Open Subtitles | ويبدو انها كانت الطريقة لبناء القدرة الروحية لقد عثر على طريقة لتخزين وتوليد الطاقة الروحية |
Kamerayı klinikte gizlemenin bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | وجد طريقة ما ليخفي ألة التصوير في العيادة |
Sanırım bu hayelet bir kaç dakikalığına, veya en azından onlara istediği şeyi yaptırtacak kadar bir süre, insanların içinde durmanın bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | يطارده كيف؟ اعتقد انه وجد طريقة للسيطرة على الناس لدقائق قليلة |
Birisi demiri bağlama yolunu bulmuş böylece kasayı iki boyut arasına koyabilmiş. | Open Subtitles | احدهم وجد طريقة لربط الحديد بحيث يمكن ان يكون بين بعدين |
Burada kalmanın bir yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنني قد أكون وجدت طريقة لنبقى هنا مدة أطول |
Görünüşe göre şirket maliyetinin altında silikon çip üretmenin bir yolunu bulmuş ve yıllardır topladıkları bağışları bu işe yatırmışlar. | Open Subtitles | يبدو ان الشركة وجدت طريقة لتصنيع رقاقات السليكون بتكلفة أقل و كل الأموال التى جمعوها العام الماضى |
Çocuk yardımını ödemenin bir yolunu bulmuş olabilirim diye düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد اني وجدت طريقة لادفع لك لاعالة الطفل |
Şimdilik olan biteni kontrol etme yolunu bulmuş gibi, karısı onunla birlikte, kurtulanlar grubunu kurmuş, askeriyeyi bile ona ihtiyaçları olduğuna ikna etmiş olmalı. | Open Subtitles | وهو يبدو بأنه وجد طريقه لكي يتدبر أمور كل هذه الأشياء .... لكي يتحكم في الأشياء |
Görünüşe göre, Kevin Murray içeri giriş yolunu bulmuş. | Open Subtitles | حسناً يبدو أن " كيفن موري " وجد طريقه للدخول |
Bir şekilde kendini kopyalamanın yolunu bulmuş. | Open Subtitles | بطريقة ما، وجد وسيلة لنسخ نفسه |
- Muhtemelen uydularımızı bozmanın bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | -غالبا وجد وسيلة لتجنب أقمارنا الاصطناعية |
- Ve tüm ağı çökertmenin bir yolunu bulmuş olabiliriz. | Open Subtitles | ونحن قد وجدت وسيلة لتحقيق الشبكة بأكملها أسفل. |
Birileri çabuk üretmenin yolunu bulmuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم عثر على طريقة لزيادة الإنتاج. |
Herkesi hizaya sokmaya başladım. En iyi tarafı da, hayatımda ilk kez... kaybetmemenin yolunu bulmuş olmamdı. | Open Subtitles | لذلك بدأت في ابتزاز الجميع , ولأول ...مرة في حياتي وجدت الطريقة |
Tarayıcıların hassaslığını artırmanın bir yolunu bulmuş olmalılar. | Open Subtitles | لا بد أنهم وجدوا طريقة لزيادة حساسية المجسات لديهم |
Dostum, ben kolej masraflarını çıkartmak için para kazanmanın bir yolunu bulmuş, bir tıp öğrencisiyim. | Open Subtitles | الذي وجد طريقاً جريئاً لكسب طريقه داخل الجامعة |
Korktuysa da yenmenin yolunu bulmuş. | Open Subtitles | إذا شعر به فمؤكد أنه اكتشف طريقة ما ليهزمه |