Çok yorucu bir akşam geçirdim. En iyisi ben yatayım. | Open Subtitles | .لقد كانت ليلة متعبة جدا .أعتقد من الأفضل أن ننام |
Siz gençlerin yorucu bir gün geçirdiğinizi biliyorum ve sizi rahatlatacak olan güzel bir duş. | Open Subtitles | أعرف بأن يومكم كان مرهقاً ما تحتاجونه هو حمام مهدئ |
Genç bir kocanın tek eşi olmanın çok yorucu olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | أعتقد أنك علي الأرجح مرهقة جدا لكونك الزوجة الوحيدة لزوجك الشاب |
Biraz dinlensen iyi olur Süper Star. Yarın yorucu bir gün olacak. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحصل على قليل من الراحه غدا ً يوم شاق |
yorucu bir gün geçirmişsindir. Sen oturup keyfine bak. Çay yapmayı da bana bırak. | Open Subtitles | كان نهاركِ متعباً ، اجلسى واستريحى فحسب ودعينى أهتم بإعداد الشاى |
Belki de öyle, fakat mükemmelliği aramak çok stresli demek spor yapmak çok yorucu demekle aynı şey. | TED | حسنًا، ربما، ولكن القول بأن السعي لبلوغ الكمال أمر مرهق كالقول بأن ممارسة الرياضة أمر منهك للغاية. |
yorucu. Çocukların haritada Kanada'yı göstermeleri, kırk dakika sürdü. | Open Subtitles | مُتعب ، الطلاب استغرقوا 40 دقيقة لتحديد كندا على الخارطة |
dedi. Böylece, karavan parklarına gitmek için bir başka yorucu liste yaptım. | TED | لذا وضعت لائحة أخرى متعبة للذهاب الى مواقف المقطورات. |
Berlin'den buraya çok yorucu bir yolculuk yaptım. Biraz dinlenmek istiyorum. | Open Subtitles | رحلتي من برلين الي هنا كانت متعبة اريد ان استعيد نشاطي قليلا |
Tabii, bütün gece bir yerde oturup kadınsız kalmak yorucu olabiliyor. | Open Subtitles | الجلوس في طاولة الليل برمته دون مهبل، قد يكون مرهقاً |
Çekimler iki ay boyunca yurt dışında yapılacağı için yorucu olabilir. | Open Subtitles | سيحتاج هذا البرنامج إلى شهرين من التصوير في الخارج قد يكون هذا مرهقاً قليلاً |
Fakat bunu yapmak yorucu olmak zorunda değil. | TED | ولكن لا يتوجب في تلك العملية أن تكون مرهقة. |
Üç günde 60 müthiş şarap içmek hepsi neticede birbirine karıştı. Çok yorucu bir tecrübeydi. | TED | لكن شرب 60 نوع رائع من النبيذ خلال 3 أيام جعلهم يختلطون مع بعضهم وأصبحت التجربة نوعا ما مرهقة |
Ama çok yorucu bir gün oldu ve yarının vaazına daha hazırlanamadım. | Open Subtitles | لقد كان يوما شاق للغاية ولم ابدا الى الان باعداد خطبة الغد |
İstiyorsan bir iş var. yorucu ama iyi getirir. | Open Subtitles | لدى عمل إذا كنت تريد انه عمل شاق , ولكن الآجر جيد |
Her zaman ikinci sırada olmak senin için çok yorucu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون متعباً تعباً حقيقياً لتأتي بـ ثانية لي. |
Duymak bile yorucu. biliyorum. | Open Subtitles | إنه منهك فقط السماع بهذا الشأن نعم، أعرف، أعرف، لكن |
Demek istediğim, o kadar yorucu ki... | Open Subtitles | أعني، أنه مُتعب إنها مثل التي لا تستطيع توفير المُخدّرات. |
Evrensel olarak karşı çıkılan bir şeye inanmak çok yorucu olabiliyor. | Open Subtitles | للتصديق بأمر ما معاكس .للمعارضة الكونية يعتبر أمر مُرهق |
İnanmıyor musun? Birşey yapmamak yorucu olmalı. | Open Subtitles | لا تصدق ذلك، إنه لأمر مجهد أن لا تفعل شيئاً |
Üzgünüm doğru ya Mr. Walker! Baya yorucu bir gündü. | Open Subtitles | عفواً، هذا صحيح، السيد والكر لقد كان فعلاً يوماً شاقاً جداً |
Takdir edersiniz ki Bay Brand yorucu bir gün geçirdi. | Open Subtitles | هذا يكفي ، كما يمكنكم أن تتخيلو ، فان السيد براند كان لديه يوم حافل |
Dairenize gitmek ister misiniz? Eminim yorucu bir gün olmuştur. | Open Subtitles | أتريد أن تذهب لشقتك أنا واثق أنه كان يوما متعبا |
Korkunç yorucu haftalardan sonra, korkunç bir işniz yoksa, birazda eğlenelim, değilmi? | Open Subtitles | حسنا , بعد أسابيع متعبه اذا لم تكن قاسيه هيا نمرح حقيقى؟ |
yorucu bir gündü, erken yattım. Tatlı rüyalar. | Open Subtitles | كان يوماً حافلاً أخلد الى النوم باكراً |
Ne dersiniz, bir ara verelim mi? Tüm bu pazarlıklar, çok yorucu. | Open Subtitles | لم لانقول أن علينا أخذ إستراحه من كل هذه المفاوضات إنها فقط مرهقه |