| Ve Foreman idman arkadaşına atar gibi o müthiş yumruklarını atıyordu ve Ali gemi armasında sallanan adam gibi sallanıyordu. | Open Subtitles | 'وكان فورمان رمي هذه اللكمات معجز تتأرجح 'وعلي وكأنه رجل في التزوير. ' |
| Bir boksörün yumruklarını yiyormuş gibi kurşun yiyor. | Open Subtitles | يستطيع ان يتلقى الرصاص كما يتلقى الملاكم الضربات |
| Belli ki yumruklarını kullanmayı da seviyormuş. | Open Subtitles | صحيح, وكما يظهر يبدو أنه كان يحب استخدام قبضته. |
| yumruklarını biraz daha çekebilirdin ortak. | Open Subtitles | كان عليك أن تخفّف من لكماتك قليلا يا شريكي. |
| İnsanlar da canlandı; bağıranlar, çığlık atanlar, yumruklarını kaldıranlar, telefon ve kameralarıyla o anları kaydedenler. | TED | الشعب، أيضا كان يصرخ، يصيح، يرفعون قبضاتهم وبلتقطون الصور لتلك الحظة على هواتفهم وكاميراتهم. |
| Harika yumruklarını sonsuza kadar saklayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستترك قبضتك هكذا بدون ملاكمة مدي الحياة؟ |
| Şimdi yumruklarını kaldır, göster kendini. | Open Subtitles | حسنا الان ارفع قبضتيك الى اعلى دعنى ارئ ما تستطيع فعله |
| Çocuk yumruklarını havaya, gördüğüm en çılgınca şekilde kaldırdı | TED | ليرفع قبضتيه عاليًا في إشارة مذهلة للنصر، لم أرها من قبل. |
| Bazıları yumruklarını kana bulayıp Kitchen'ı güvende tutmaya çalışır. | Open Subtitles | بعض دموية بقبضاتهم يسعى للحفاظ على المطبخ آمنة. |
| Sokaklarda büyümüş, evleri soymuş, yumruklarını konuşturmuş. | Open Subtitles | نشأ في الشوارع، يسرق البيوت، يتحدث بقبضته. |
| Ardından indir yumruklarını. Vur ona! Hiç hoşuna gitmeyecektir. | Open Subtitles | وأطلق وابلاً من اللكمات إضربه، لن يروقه الأمر |
| Ardından indir yumruklarını. Vur ona! Hiç hoşuna gitmeyecektir. | Open Subtitles | وأطلق وابلاً من اللكمات إضربه، لن يروقه الأمر |
| Unutma, yumruklarını yüzüne bir saldırı olduğunda,.. | Open Subtitles | تذكري , لتجنب الضربات اجلبي يدك هكذا |
| Ve George yumruklarını sallarken duyacağım şey şudur: | Open Subtitles | ،و عندما أرى "جورج" يلقى الضربات :هذا ما الذى سأسمعه |
| Tatlı patates çocuk yumruklarını ağzına tıktı ta ki söyleyecek bir şeyi kalmayana kadar. | TED | وأَقحم الصبي "حبة البطاطا" قبضته في فمه حتى لم يعد لديه ما يقوله. |
| Hiç bir erkek Octavia için hırslı yumruklarını dizginleyemezdi. | Open Subtitles | -و اى رجل لايمكن ان يوقف قبضته الطامعة من اجل اوكتافيا |
| Zayıf yumruklarını güçlendirme ya da başkalarının karısına ilanı aşk etme pratikleri mi yapıyorsun? | Open Subtitles | تتدرب على لكماتك الضعيفة تعلن عن حبك لزوجات الآخرين؟ |
| yumruklarını ağızlarına sokup gürültülü sesler çıkartıyorlar korkunç sırıtışlarla gürültü yapıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يطلقون أصواتاً كأنهم يلتهمون بأفواههم يقومون بحشو قبضاتهم فى أفواههم و يطلقون أصواتاً تلتهم و كانت وجوههم عابسة بصورة مخيفة |
| Tabii bir bilim adamı olmak yerine senin ve senin gibilerin olduğunu kanıtladığımız bir hayvan gibi yumruklarını kaldırmana şaşmamalı. | Open Subtitles | بالطبع ، بدلاً من أن تكون رجل علم ترفع قبضتك كالحيوان الحيوان الذي نُثبت أن كل شعبكم منه |
| Biliyorum. yumruklarını kullanacak cesaretin yok ki. | Open Subtitles | أعلم ذلك، فأنت لا تمتلك الشجاعة لإستخدام قبضتيك. |
| Bir insan tehlike altındaysa yumruklarını sıkar. | Open Subtitles | عندما شخص يتوقّع خطرًا يُطبق قبضتيه. |
| Claude Allen ve Barry Lawrence yumruklarını kullanmış. | Open Subtitles | كلود ألين وتستخدم باري لورانس بقبضاتهم ... |
| Severide'ın yumruklarını kaldırıp üzerime gelmek yerine Rice'ı doğru düzgün izlemesi lazım. | Open Subtitles | ـ(سيفيرايد) عليه أن يراقب (رايس) بشدة بدلاَ من أن يأتي إلي بقبضته ليهاجمني |
| Karşı olanlar yumruklarını göstersin! | Open Subtitles | والذين ضد هذا القرار ! فليظهروا قبضات أيديهم |