ويكيبيديا

    "zamanı değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليس الوقت المناسب
        
    • هذا ليس الوقت
        
    • ليس بالوقت المناسب
        
    • هذا ليس وقت
        
    • لا وقت
        
    • ليس وقتاً مناسباً
        
    • ليس هذا وقت
        
    • ليست المرة
        
    • هذا ليس وقتاً
        
    • ليس الوقت المُناسب
        
    • الوقت غير مناسب
        
    • الوقت ليس مناسبا
        
    • الوقت ليس مناسباً
        
    • وقت غير مناسب
        
    • ليس هذا الوقت
        
    Zor bir geceydi ve şimdi sabrımı denemenin zamanı değil. Open Subtitles وكان ليل طويل والآن ليس الوقت المناسب لاختبار صبر بلدي.
    derdi. Bizler ve bizim dışımızdakiler için merhamet gösterme zamanı değil. TED أنه ليس الوقت المناسب لنا لنري الآخرين الرأفة والرحمة.
    Bu yüzden şimdi usule göre hareket etme zamanı değil. Open Subtitles لهذا، الآن ليس الوقت المناسب لعمل تلك الأمور بالترتيب
    Bu masum numaralarının hiç zamanı değil! İkimiz de idam sehpasına çok yakınız! Open Subtitles هذا ليس الوقت المناسب لألاعيبك الطفولية, نحن الأثنين مهددين بالأعدام,
    Ne olduğunu tahmin ediyorum ama şimdi zamanı değil. Open Subtitles انسى ذلك و لكن هذا ليس بالوقت المناسب أنا لن
    Frank, şimdi hayat dersleri verme zamanı değil, tamam mı? Open Subtitles فرانك .. هذا ليس وقت تشرح لنا فيه دروس الحياة
    Yani, kendine çeki düzen ver arkadaş. Kendine acıma zamanı değil Open Subtitles .حسنٌ، لملم شِتات نفسك يا صاح .لا وقت للشفقة على ذاتك
    Yılın doğru zamanı değil. Balık akını olduğunda bir daha geliriz. Open Subtitles ليس وقتاً مناسباً على أي حال للصيد في السنة، سنعود عندما تعج البحيرة بالأسماك
    Ama şu anda bunu tartışmanın zamanı değil. Open Subtitles قد يكون هذا صحيح، لكنه ليس الوقت المناسب لنُناقش هذا.
    Şimdi burasının eyalet polisleriyle dolup taşmasının zamanı değil. Open Subtitles انه ليس الوقت المناسب للحصول على المكان الشرطة الدولية قادمة.
    Utanma zamanı değil hanımlar. Dediğimi yapın. Open Subtitles إنه ليس الوقت المناسب لتخجلوا يا سيداتى أفعل كما أقول
    Her neyse, daha sonra yapmalısın. Şimdi zamanı değil. Open Subtitles مهما كان ، يمكنك الاتفاق معها في وقت لاحق ، فهذا ليس الوقت المناسب
    -Eminim ona söyletmek istediğiniz şeyleri... -Albay, şimdi zamanı değil. Open Subtitles أنا متأكد أنها قادرة على قول كولونيل هذا ليس الوقت المناسب
    Ben de diyorum ki hem de yüzde yüz eminim bundan zamanı değil! Open Subtitles حسناً، صدقني أنت أنا متأكدة بنسبة مائة بالمائة أنه ليس الوقت المناسب
    İyi, ben de yüzde yüz emin olarak zamanı değil diyorum. Open Subtitles حسناً، صدقني أنت أنا متأكدة بنسبة مائة بالمائة أنه ليس الوقت المناسب
    Ajay bunu düşünmenin zamanı değil, bir karar almalısın. Open Subtitles هذا ليس الوقت للتفكير إنه وقت إتخاذ قرار
    Anne, eğer konuşmak istiyorsan, zamanı değil. Open Subtitles أمي, إن أردت التحدث، فالآن ليس بالوقت المناسب
    Zaman duvar inşa etme zamanı değil, zaman duvarları boyama zamanı. TED هذا ليس وقت بناء الجدران، هذا هو وقت البدء في طلاء الجدران.
    Şaka zamanı değil ama hatırladın mı, filimde hani... Open Subtitles أعرف انه لا وقت للمزاح لكن تذكر في الفيلم
    - Çöpçatanlığın zamanı değil. Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً لتعثري لي على عشيق
    zamanı değil! Bir strateji hazırlamalıyız. Open Subtitles ليس هذا وقت الشرب علينا أن نخطط لخطوتنا التالية
    Tatlım, şimdi zamanı değil. Open Subtitles العسل، والآن ليست المرة.
    Şimdi duygusal olma zamanı değil, Tamam mı? Open Subtitles هذا ليس الوقت المُناسب لتكوني عاطفيّة ، حسناً ؟
    Biliyorum, zamanı değil, ama bir şeyler oldu... Open Subtitles اعرف ان الوقت غير مناسب ولكن اشياء قد حدثت
    Biliyorum sana söylemenin zamanı değil ve üzgünüm. Alındın mı? Open Subtitles اعرف ان الوقت ليس مناسبا و أنا أسف لذلك هل تمانعين ؟
    - Şimdi zamanı değil. - Kapıyı aç diyorsam açacaksın. Open Subtitles الوقت ليس مناسباً إذا قلت إفتحوا الباب يحب أن تفتحوه
    Ben sana detaylı olarak anlatırdım ama burası yeri ve zamanı değil. Open Subtitles حسناً, سوف اوضح ذلك لكى بالتفصيل. ولكن هذا وقت غير مناسب ومكان ايضاً.
    Benimle öylesine takılmanın zamanı değil; boru hatları ve dev matkaplar dünyayı mahvediyor. TED ليس هذا الوقت للمجيء معي. خطوط الأنانيب والحفر قد دمرت الأرض، كما ترون. لا أستطيع تحمل كل كراهية النساء المستمرة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد