Bir adamın çene kemiği düştüğünde... durumu değerlendirme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | متي يارجل وقعت عظام فكي.. حان الوقت لأرجع الي حالتي |
Belki de kulağına pis şeyler sokmayı bırakmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما، حان الوقت لتتوقف عن وضع الأشياء المتسخة داخل اذنيك |
Belki artık takıImak için başka bir yer bulmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | يا إلهي . ربما حان الوقت لتجد مكاناً مناسباً لتعيش فيه |
Belkide derisini ilk ve son kez yüzmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان وقت إنارة هذا الوجه لأول و آخر مرة |
Hayır, sen, şimdi Yaşlı ve bu gibi hareket başlama zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | لا ، أنت شيخ الآن . و لقد حان الوقت لتتصرف كهذا |
O halde biraz da havlamayan köpeğe dikkat kesilme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | إذن ربما حان الوقت لأعطاء بعض التفكير للكلب الذي لم ينبح |
Belki de ara vermemizin zamanı gelmiştir. Sen şu kitabı yaz. | Open Subtitles | ربما حان الوقت أن نأخذ وقتاً من الراحة، مثل كتابة كتاب. |
Hükümetin, bu anonim kaynakların arkasına saklananları artık durdurma zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | حان الوقت لهذه الإدارة بأن تتوقف عن الاختباء وراء مصادر مجهولة |
Zoe belki de ikimizin de ikinci şansların olmadığını anlamamızın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | اتعلمين رما حان الوقت زوي لكلانا أن ندرك بانه لاتوجد فرصة اخرى |
Belki de zor kararları başka birinin alma zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | اعتقد حان الوقت لأن يأخد شخصاً ما دور القيادة هنا |
Belki de herkesi gruplara ayırmanın yerine, kucak açmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت للبدء بإحتضان الجميع بدلا من تقسيمهم إلى مجموعات |
Belki de bağlantılar kurmamızın, işi resmiyete dökmemizin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لأن نتخذ و نجعل هذه الجماعة رسمية. |
O anda, belki de Almanya'da grevlere başlamanın zamanı gelmiştir diye düşündüm. | TED | وكان الأمر هناك تمامًا حيث شعرت ربما حان الوقت للبدء في الاضراب في ألمانيا. |
O zaman belki de küçük bir tatile çıkmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | حسنا، ربما حان الوقت لتحظين بعطلة صغيرة. |
Bir kadını sarhoş edip ağzından laf almaya kalkıştığım an, o işten vazgeçip geri dönme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | عندما أبدأ بأجهاد إمرأة مع الويسكي يكون حان الوقت لرمي المفتاح في دلو الماء والركوب |
Şunu söylemeye çalışıyorum arkadaşlar... o zencinin yaptığının bedelini ödeme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ما أقوله يا رفاق لقد حان الوقت لكي يدفع الزنوج الثمن |
Belkide kanatlarını açıp uçmasının zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | بالطبع , ربما قد حان الوقت لتفرد جناحيها وتطير |
Belkide derisini ilk ve son kez yüzmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان وقت إنارة هذا الوجه لأول و آخر مرة |
Wall Street'den nefret ediyorsun. Belki de ayrılmanın zamanı gelmiştir? | Open Subtitles | أنت تكره وول ستريت ربما حان وقت استقالتك |
Bilmiyorum, belki de yükseltmenin zamanı gelmiştir. Eski şirketine döndüğün için mutlu musun? | Open Subtitles | لا أدري، أظن أن الوقت حان لزيادته أسعيد أنت بعودتك إلى شركتك السابقة؟ |
Fakat belki de iklim değişikliğini, havayı tecrübe ettiğimiz o içgüdüsel seviyede düşünme zamanı gelmiştir. | TED | لكن ربما هذا هو الوقت لكي نبدأ بالتفكير في التغيّر المناخي علي نفس المستوى المتوغل الذي اختبرنا فيه الهواء. |
Hayatım, belki de paparazzilikten emekli olmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | حبيبي، ربّما آن الأوان لكي تتقاعد من تصوير المشاهير |
Bay Lincoln, belki politikayı düşünmenizin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | جيّد، لعلّ الوقت قد حان لتفكّر بشأن السيّاسة. |
Belki de artık resmin tamamını görmenin zamanı gelmiştir. Tarihin derinliğini takdir etmenin zamanı. | Open Subtitles | ربّما حان الوقتُ لتأخذ نظرةً أوسع، و تبدأ بتقدير دورة التاريخ. |
-Belki yemek sohbetinin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | حســنا، لربّما جاء الوقت الذي نجري فيــه دردشة العشاء الخاصّة. |
İnsan halkını anlamamaya başladıysa belki de görevi bir sonraki kuşağa devretmesinin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | عندما لا تعودي قادرةً علىفهمشعبك... فلعله الوقت للتسليم إلى الأجيال القادمة |