Şimdi,yerel düşündüğümüz ve yerli davrandığımız... ...toplumlarımızda rol yapma zamanıdır. | TED | الآن هو الوقت لكي نعمل على مجتمعاتنا حيث نفكر محليا ونعمل محليا. |
Belki şimdi küçük bir kahvenin zamanıdır, değil mi? | Open Subtitles | ربما الآن هو الوقت المناسب لقليل من القهوة، أليس كذلك؟ |
Bu basında yer alışımız, bizde artık kutlama zamanıdır, dedik. | TED | هذه كانت كل التغطية الصحفية التي حصلنا عليها. ووقتها قلنا، إنه الوقت للإحتفال. |
Belki de ne kadar iyi bir öğrenci olduğunu onunla paylaşma zamanıdır. | Open Subtitles | إنه الوقت الذى شاركته معه يالك من طالب جيد أصبحته |
Ortak başarısızlığımız için,başka vergiler... ...alışveriş merkezleri,cezaevleri... ...ve statlar inşa... ...etmeyi kesme zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت لوقف بناء مراكز التسوق، السجون، الملاعب والمساهمات الأخرى لجميع أعمالنا بالفشل الجماعي. |
Bu yüzden biz Afrikalıların kaderimizi kendi elimize almanın ve hayatın gidişatında söz hakkımızın olduğunu fark etmenin zamanıdır. | TED | لقد حان الأوان لنا كأفارقة لنتولى بأيدينا زمام مصيرنا ولندرك بأننا نملك القوة للتحكم في حياتنا. |
Şimdi leziz kahvaltımızı yaptığımıza göre günün kalanı için giyinmenin zamanıdır. | Open Subtitles | حسناً ,والان بعدما تنازلنا إفطاراً لذيذاً وحان الوقت لنختار فستان اليوم |
Tamam,ama bundan sizde zaten var, Belki biraz değişiklik zamanıdır. | Open Subtitles | لكن عندك واحد منها ربما حان الوقت لترى تشكيلة اخرى |
Artık güçlü Atlantis'in yüzeye çıkıp düşmanlarına dehşet saçmasının zamanıdır. | Open Subtitles | الآن هو الوقت المناسب لعظيم اتلانتيس لترتفع والرعب في قلوب أعدائها. |
Evet sanırım artı k desteğimizi resmen göstermenin tam zamanıdır. | Open Subtitles | لذلك، أعتقد أنه أن هذا هو الوقت المناسب أن نقوم بطلب رسمي لإظهار دعمنا |
Eğer bırakılmak isterseniz şimdi zamanıdır. | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون المغادرة الآن فالآن هو الوقت المناسب |
İçinizden biri bunu değiştirmek veya bir şeyler eklemek istiyorsa şimdi tam zamanıdır. | Open Subtitles | أيرغب أي شخص أن يغير أو يضيف فهذا هو الوقت المناسب |
Masal yaşamaya bir son vermenin zamanıdır, Shrek. | Open Subtitles | إنه الوقت للتوقف عن الحياة في القصص الخيالية، شرك |
Şimdi yörüngemizde, hayat serüvenimizde yönümüzü doğrultmanın zamanıdır. | Open Subtitles | إنه الوقت المناسب لتصحيح المسار خطّ مسارنا على طريق مغامرتنا |
Uyumak istemiyorum seninle evlenmek istiyorum ve diyorum ki artık zamanıdır. | Open Subtitles | لا أريد أن أنام أريد أن أتزوجك و صدقيني، إنه الوقت المناسب |
Sonunda eve dönme zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت للعودة إلى الوطن في النهاية. |
Bugün, içindeki cevhere ulaşmaya çalışıp kalbini ve cesaretini bulan ve tüm sınırları zorlayıp devam eden tüm duyulmamış kahramanlar için kutlama zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت للاحتفال بجميع البطلات المجهولات الوصول إلى أعماقهم وإيجاد ذلك الحب والشجاعة للمضي قدماً وتجاوز كل حاجز. |
İnsanları insan olarak görmeye başlamanın zamanıdır benimsediğimiz veya tepki verdiğimiz fikirler olarak değil. | TED | لقد حان الوقت أن نبدأ رؤية الناس كأشخاص وليس مجرد الأفكار التي نعرضها عليهم أو نتفاعل معها. |
Felix sınıra geldi. Onu biraz daha zorlamanın zamanıdır. | Open Subtitles | فيلكس على الحافة وحان الوقت لدفعه للأسفل |
Tehdit ciddi ve şimdi bunun için hazırlanma zamanıdır. | TED | التهديد خطير، وحان الوقت للتجهيز له. |
kitle imha silahları yerine daha güçlü birşeyi ortaya çıkarma zamanıdır. | Open Subtitles | بدلا من أسلحة الدمار الشامل, حان الوقت لإطلاق شيء أقوى بكثير. |
Belki başkasını bulma zamanıdır. FBI çalışanı ve adli antropolog. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لإيجاد آخرين عميل مباحث، وعالم إنسانيات عدلي |