| Bu süreç sırasında bir kaç yıl tasarım arayarak ve Avrupa'da seyahat ederek çokça zaman geçirdim | TED | عدة سنين في هذه العملية قضيت وقتاً طويلاً أترحل في أوروبا بحثاً عن تصميم |
| Ne güzel bir akşamdı. Harika zaman geçirdim, ya siz? | Open Subtitles | كانت ليله جميله انا قضيت وقتا ممتعا , وانتى؟ |
| Annemle özel bir zaman geçirdim ve sonunda kafamda bir ışık çaktı. | Open Subtitles | لقد حظيت بوقت ممتع مع أمي منذ قليل والمصباح أخيراً قد اضاء |
| Peki, demek istediğim, bak, gerçekten, bunu söylüyorum çünkü bu gece seninle çok güzel zaman geçirdim. | Open Subtitles | حسنا, أعني, انظر حقا, أنا أقول لك الآن لأني قضيت وقت لطيف الليلة حقا |
| Dün gece gerçekten çok hoş zaman geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيتُ وقتاً رائعاً معكَ ليلة أمس |
| Hepsiyle keyifli zaman geçirdim en keyifli zamanı da seninle geçirdim ama o zaman artık bitti. | Open Subtitles | لقد استمتعت بوقتي معهن جميعًا وقد استمتعت بوقتي معكِ أكثر منهن لكن حان وقت إنهاء ذلك |
| Bir adamla çok uzun zaman geçirdim, kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti. | TED | لقد قضيت وقتاً طويلاً مع رجل عاش مع أسرته على جسر السكك الحديدية وقد فقد يده ورجله في حادث قطار. |
| beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim harika zaman geçirdim kocam adına ben özür dilerim eğer onu hayatta tutmak istiyorsanız, yüzü koyun yatmasını sağlayın teşekkürler, deneyeceğim Dr Hibbert unutma, "eğer" dedim | Open Subtitles | شكراً على دعوتي، قضيت وقتاً رائعاً أعتذر عن زوجي إذا أردت له النجاة، فأقترح أن تربتي على بطنه |
| Anne, çok iyi zaman geçirdim. | Open Subtitles | أمي ، قضيت وقتاً رائعاً ، أيمكن لأبي الدخول لتناول الحليب والبسكويت؟ |
| Yani, demek istediğim son 10 yılda kimseyle geçirmediğim kadar onlarla zaman geçirdim. | Open Subtitles | انهم , تعلمون , اجل لقد قضيت وقتا معهم اكثر من اي واحد منكم خلال 10 سنوات |
| Pekâlâ, iyi zaman geçirdim ama artık dışarı çıksam iyi olacak. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد قضيت وقتا رائعا. من الجيد الخروج, كما تعلم. |
| Bak, harika bir zaman geçirdim ama beni işe kadar takip etmiş olman biraz tuhaf. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتا رائعاً لكنه من الغريب أن تتبعيني إلى عملي |
| Hoşçakal demek istemiştim. Çok iyi zaman geçirdim. | Open Subtitles | اريد فقط ان اقول لك الوداع لقد حظيت بوقت ممتع |
| Dinleyin,teşekkürler millet. Bu gece harika bir zaman geçirdim. | Open Subtitles | إستمعوا ، شكراً الجميع حظيت بوقت رائع الليلة |
| Bu gece seninle harika zaman geçirdim. Gerçekten inanılmazsın. | Open Subtitles | لقد حظيت بوقت رائع بصحبتك الليلة أنتِ مدهشة حقاً |
| Küçükken acil servislerde epey bir zaman geçirdim. | Open Subtitles | نعم، لقد قضيت وقت في غرفة الطوارئ أكثر من الوقت اللذي كان يجب أن أقضيه عندما كنت صغيرة |
| Evet, evet, ben de harika zaman geçirdim. | Open Subtitles | أجل .. أجل لقد قضيتُ وقتاً رائعاً أيضاً |
| Ama benden korktuğunu anlayacak kadar seninle zaman geçirdim. | Open Subtitles | لكنني قضيت وقتًا كبيرًا معك لأتبين أنك تخشاني |
| Evle ilgilendiğin için sağ ol tatlım. Çok iyi zaman geçirdim. | Open Subtitles | شكراً عزيزتي على الانتظار القلعة, لقد أمضيت وقتاً رائعاً |
| Ama şu varki, seninle orada gerçekten harika zaman geçirdim. | Open Subtitles | الأمر و مافيه، أننا لما كنا هناك أمضيت وقتا رائعا |
| Dün çok güzel zaman geçirdim. | Open Subtitles | لقد حصلت على وقت رائع الليلة الماضية |
| Seninle takılırken çok iyi zaman geçirdim ve düşünüyordum da... | Open Subtitles | اسمعي .. تعرفين لدي وقت رائع كي اخرج معك .. وكنتُ افكر |
| Mutsuz dulu oynayarak bayağı zaman geçirdim, ama siyah eskidi. | Open Subtitles | قضيت فترة فى دور الأرملة العزباء ولكن اللباس الأسود مدته قصيرة |
| Hoş zaman geçirdim. | Open Subtitles | كان وقتا ممتعاً |
| Lisedeyken senden daha güzel zaman geçirdim. | Open Subtitles | كان حضيت بوقت ممتع في المدرسة الثانوية كما قد فعلت. |
| Onlarla zaman geçirdim birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | أمضيتُ وقتاً معهما و رأيتُ كيفَ كانا مع بعضهما |