Bilmiyorum, ama şansa bırakamam. Belki hala zaman vardır. | Open Subtitles | لا أدري لكن لن أخاطر فربما يكون هناك وقت |
Tohum ekmek için doğru zaman vardır ve kışın tohum ekilmez. Bu doğru. | Open Subtitles | لكن هناك وقت للصواب و للغلط لكي تزرعي البذور وانتِلا تستطعينأنتزرعيالبذورفيالشتاء. |
Hepimiz hissediyoruz ama bir duyguları ifade edecek zaman vardır bir de onları saklamamız gereken zaman. | Open Subtitles | حسنا , كلنا نشعر بنفس الشئ لكن هناك وقت لنعبر عنهم ووقت لنحتفظ بها داخلنا |
Her zaman biraz aşk için zaman vardır değil mi miniğim? | Open Subtitles | هناك وقت للحب دوماً ، أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Tohumları ekmenin bir zamanı vardır, ve ektiklerinizi biçmek için de bir zaman vardır. | Open Subtitles | وقَت للِزراَعه ووقَت للإِقتَلاع تِلكَ النَبتَات التيِ زرَعت |
Bir şehrin, daha fazlası olabildiği bir zaman vardır. | Open Subtitles | هناك وقت حيث تصبح مدينة أفضل مما كانت عليه |
Belki hala zaman vardır, ama elimizi çabuk tutmalıyız. | Open Subtitles | ربما مازال هناك وقت لكن لابد أن نسرع |
Savaşın ortasında düşünecek çok az zaman vardır. | Open Subtitles | في وسط المعركه هناك وقت قليل للتفكير |
Zamanı her zaman vardır var I'amour | Open Subtitles | هناك وقت دائماً لمحبوبتك |
Harry, verilen her kararın, yıllar önceden belirlendiği zaman vardır. | Open Subtitles | (هاري) هناك وقت لكل قرار محسوم منذ سنوات مضت |
Dans etmek için belirli bir zaman vardır. | Open Subtitles | هناك وقت للرقص{\cH04A8FC} |
Son bir öpücük için... daima zaman vardır. | Open Subtitles | دائما هناك وقت... لقبلة أخيرة |
Zira, güneşin altında her niyet için bir zaman vardır. | Open Subtitles | هنَاك وقَت لِكل غرَض تحَت الشَمس |