ويكيبيديا

    "zamanlama" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التوقيت
        
    • توقيتٌ
        
    • توقيتك
        
    • بالوقت
        
    • توقيتاً
        
    • الزمني
        
    • وقتٌ
        
    • بالتوقيت
        
    • توقيته
        
    • توقيتكِ
        
    • توقيتي
        
    • توقيتها
        
    • الوقيت
        
    • التوقيتُ
        
    • إنه الوقت
        
    Benim dünyamda, zamanlama her şeydir. ve bazen şansımız yaver gider. Open Subtitles في عالمي , التوقيت هو كل شيء وأحياناً , نكون محظوظين.
    Sadece zamanlama doğru değilmiş çünkü Mike ile ben Indy 500'de tanışmıştık. Open Subtitles لكن التوقيت لم يكن مناسبا لانه تواجهنا ونحن في سباق انديانا للسيارات
    Sadece cinayet olması açısından değil. zamanlama da gayet tuhaf. Open Subtitles الغريب ليس فقط انها قتلت ولكن التوقيت هو الغريب للغاية.
    McManus'la beraber Şair'i veda konuşmacısı olarak seçtiğimizden dolay mükemmel bir zamanlama olacak. Open Subtitles إنهُ توقيتٌ مِثالي بما أني اخترتُ معَ ماكمانوس الشاعِر ليكونَ الطالِب المُتفوِق
    Yaklaşık 15 saniye sonra şansımıza, zamanlama doğru olursa uydu fırlatılacak. Open Subtitles وبعد حوالي 15 ثانية على أمل التوقيت المناسب سوف يقلع المكوك
    Jethro, zamanlama için üzgünüm ama Bay Parsons'la görüşmemi şimdi tamamladım. Open Subtitles جيثرو ,أنا أعتذر على التوقيت ولكنى أنهيت مقابلتى للتو,مع السيد بارسونز
    zamanlama çipimi çıkardım ve yetkililere vermek üzere elimde tuttum. TED أزلت شريحة التوقيت وسلّمتها لأحد المسؤولين عن السباق.
    Bunu deneyebiliriz tabii ama burada önemli olan zamanlama. TED حسناً، يمكنكم محاولة الأمر، لكن المشكلة هي التوقيت.
    CO: zamanlama. Felaketzedelere yardım, özünde tersten bir siyasi kampanyadır. TED كايتريا أونيل: التوقيت. الإغاثة في حالات الكوارث هي في جوهرها حملة سياسية بشكل عكسي.
    Bu bir fırsattı. Teolojisi mükemmeldi, zamanlama tartışılmazdı ve cevap bir günahkarın alabileceği kadar dürüsttü. TED اللاهوت كان متقن، التوقيت ليس به جدال، والجواب نزيه مثل أكثر نزاهة يستطيع أن يصل لها مذنب
    zamanlama doğru olunca daha da önemli oluyordu. TED في بعض الاحيان كان الأهم هو التوقيت الصحيح.
    Zamanlamayı anlıyorum! zamanlama hayattaki her şeydir. Open Subtitles أفهم التوقيت، التوقيت هو أهم شيء في الحياة.
    Aslında, zamanlama kötü değil. Tam son bölümü bitiriyordum. Open Subtitles في الواقع لم يكن التوقيت سيء فقد كنت أقارب على إنهاء الفصل الأخير
    Ama zamanlama çok önemlidir, ve bu bugün olmayacak. Open Subtitles فقط تحب أنت تجعلها تقتلك لكن التوقيت هو كل شىء إذن, هذا لن يكون اليوم
    Önemli olan zamanlama. Hazır olana dek bekledi. Open Subtitles إن التوقيت هنا هو كل شيء لقد اُنتظر حتى شحنك بحبه
    Başkan da programını ayarlayamamış. Kötü zamanlama. Open Subtitles والرئيس لا يستطيع تعديل جدولة التوقيت سيئ من جميع النواحى
    zamanlama tam olmalı. Bir kaç saniyemiz var. Open Subtitles التوقيت يجب أن يكون مضبوط فقط بضعة ثوانى
    Güzel zamanlama. Ona, cinayetlerinle ne kadar meşgul olduğunu anlatabilirim. Open Subtitles إنه توقيتٌ جيد، استطيع أن أقول لها كيف كنت منشغلاً مع جرائم القتل الخاصة بك
    İyi zamanlama. Yemeği hazırlıyordum. Open Subtitles توقيتك ممتاز إنني أضع العشاء على الطاولة
    Doğru zamanlama sezgisi hariç... - Merhaba. Open Subtitles أن الإحساس بالوقت لم يكن بين هذه الصفات ..
    Bu kötü zamanlama idi. Bu doğru. Ama sen onu getirmedin Open Subtitles كان ذلك توقيتاً سيئاً، ذلك صحيح ولكنّك لم تحضريه ليقابلني قبلها
    Asıl faktör ortaya koyduğunuz zamanlama. Open Subtitles العامل الرئيسي هو الجدول الزمني من قِبَلك
    Hayat zamanlama üzerine kuruludur. Her şeyin bir vakti var. Open Subtitles الحياة عبارة عن وقت هناك دائماً وقتٌ مناسب لكل شيء.
    - Bu çok-- Bu çok da zor değildi. Her şey zamanlama meselesi. Open Subtitles لم يكن بتلكَ الصعوبة يتعلّق الأمر كله بالتوقيت
    Bundan güzel bir zamanlama olamaz. Open Subtitles ربما لم نستطيع تقدير توقيته بصوره افضل
    Ayrıca o kapıyı açmandaki zamanlama var ya, muhteşemdi. Open Subtitles بالمناسبة كان توقيتكِ ممتازاً عندما فتحتِ باب السيارة.
    Kötü zamanlama demek. Neyse. Başka sefere artık. Open Subtitles كان توقيتي سيئ ضعها هناك، رائع، في المرة القادمة
    En büyük yeteneği de... zamanlama konusundaydı. Open Subtitles و أعظم موهبة من مواهبها كانت توقيتها
    zamanlama kötüyse üzgünüm, ama dünya senin çevrende dönmüyor. Open Subtitles أنا آسفة إذا كان الوقيت سيئا ولكن العالم لا يدور حولكِ فقط
    zamanlama çok önemli. Herkes bizim emrimizle harekete geçecek. Open Subtitles إنَّ التوقيتُ هو سلاحنا ولتتحركـ الفرقُ رهناً لإشارتنا
    Mükemmel zamanlama, yani sonuçta artık kendini tanıtma devrin bitti. Open Subtitles ...إنه الوقت المثالي يارجل ، أقصد لقد اكتفيت من فرضِ نفسك يارجل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد