ويكيبيديا

    "zamanlarında" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أوقات
        
    • الأوقات
        
    • وقتِ
        
    • فترات
        
    • في وقت
        
    • اوقات
        
    • الوقت من
        
    • في الاوقات
        
    • في أيام
        
    • في زمن
        
    O yeri günün farklı zamanlarında ziyaret edin ve komşularla gürültü hakkında konuşun. TED زوروا الملكية الجديدة في أوقات مختلفة خلال اليوم وتحدثوا مع الجيران عن الضوضاء.
    Ama benim kişisel görüşüm şu küresel köyü anlamak istiyorsanız insanların neler hakkında tutkulu olduklarını, nelerden keyif aldıklarını, boş zamanlarında ne yapmayı tercih ettiklerini bilmek muhtemelen iyi bir fikir. TED ولكن جدالي هو ، إذا كنت تريد معرفة القرية العالمية فانه من الأرجح أن تكون فكرة جيدة معرفة مالذي يتحمسوا له، ومالذى يقوم بتسليتهم، ومالذي يختارون القيام به في أوقات فراغهم.
    Yani, evrenin o en gerideki ilk zamanlarında çok basit ve anlaşılabilir olduğuna inanıyoruz. TED لذلك، بالعودة في أوقات مبكرة من الكون، نعتقد أنها كانت بسيطة جداً و قابلة للفهم.
    İnsani yardım kuruluşları, savunmasız toplumların en zor zamanlarında başarısız oluyorlar. TED يخذل النظام الإنساني المجتمعات الأكثر ضعفا في أحلك الأوقات.
    Duygusal zamanlarında yaptığın seçimler yüzünden hayatın boyunca pişman olmanı istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أُريدُك تَأْسفُ الإختياراتَ جَعلتَ في وقتِ عاطفيِ... لبقية حياتكَ.
    Yani durgunluk zamanlarında da iş vermeye devam ederler bu talebi arttırır ve durgunluktan çıkmaya yardımcı olur. Open Subtitles وهذا يعني بانه يمكنها الحفاظ على العمالة في فترات الركود مما يزيد من الطلب
    Yeraltı sığınağının amacı, kriz zamanlarında Başkan'ı korumaktır, öyle değil mi? Open Subtitles الغرض من المخبأ هو حماية الرئيس في وقت الأزمات، أليس كذلك؟
    Sancılı adaletsizlik zamanlarında oyun, nefes alabilmemiz için gereken hafifliği getirir. TED في أوقات الظلم المؤلم. اللعب يجلب الخفة التي نحتاجها كي نقدر على التنفس
    Ayrıca eğim aynı anda yılın değişik zamanlarında güneşin yükselme açısının farklı olacağını ve mevsimlerin dönemlerinin iki yarı kürede farklı olacağını açıklıyor. TED والميل أيضاً يفسر ارتفاع زاوية الشمس في مختلف أوقات السنة وينبئ أن الفصول ستكون لا مرحلية في نصفي الكرة الأرضية
    Bu özellikle felaketten kurtarma zamanlarında önemlidir. TED وهذا أمر في غاية الأهمية خاصة خلال أوقات التعافي من الكوارث.
    Savaş zamanlarında ulusal intihar oranları düşüşe geçer. Open Subtitles وفى أوقات الحروب تنخفض نسبة الانتحار على المستوى القومى
    Din savaş zamanlarında büyük bir rol oynayabilir, fakat bundan daha fazlasını, savaş oyuncaklarımız susup, ruhumuz sükunete kavuştuğunda yapar. Open Subtitles الدين ربما يلعب دور كبير .. في أوقات الحرب ولكن الدور الأكبر عند صمت الأسلحة
    Hayatın bazı zamanlarında, soğuk bir duş iyi gelir. Open Subtitles في بعض أوقات حياتنا، ربما يكون الحمام البارد شيء جيد
    Kriz zamanlarında, önce entelektüeller gider. Open Subtitles في أوقات الأزمات، المثقفين أول من يهربون
    İyi zamanlarında laboratuvar buna benzer bir şekilde görünürdü. TED في الأوقات الجيدة، كان المختبر يبدو كشيء من هذا القبيل.
    Veya zor zamanlarında onların yanında olamamak mı? Open Subtitles او عدم وجوده بجانبهم. خلال الأوقات الصعبة.
    Ama öyle olsaydı bile, o zor zamanlarında seni kim teselli ederdi? Open Subtitles ولكن إن كان ذلك ، فمن يواسيكِ في الأوقات الصعبة ؟
    Ama bir Başkan'da olması gereken özellikler bunlar mı, özellikle de kriz zamanlarında? Open Subtitles لكن أهذا ما نحتاجه حاليّاً؟ و بخاصّةٍ في وقتِ الأزمات؟
    Güz dönemindeyiz ve sadece yılın belli zamanlarında yeni öğrenciler kabul ediyoruz. Open Subtitles بدءا من التقويم ونحن أيضا في الفصل الدراسي للخريف ونحن نقبل الطلاب الجدد فقط في فترات معينة من السنة
    İncil, sıkıntı zamanlarında bir araya gelip dua etmemizi söyler. Open Subtitles يخبرنا الكتاب, أنه في وقت الأزمات يجب أن نجتمع لنصلي
    Körfez hakkında bir diğer önemli konu da buradakş hayvan türlerinden birçoğunun yılın yalnızca belli zamanlarında körfeze gelmesidir. TED والشيء المهم اكثر في الخليج بالنسبة للعديد من الكائنات الاخرى التي تتجمع في الخليج اثناء اوقات معينة من السنة
    Yılın bu zamanlarında, tek gidiş en az 10 saat sürer. Open Subtitles هذا الوقت من السنة، هو سيكون عشرة ساعات أيا كانت النتيجة.
    Çocuklarına yeterince bir şeyler verememek mi yoksa zor zamanlarında onların yanında olamamak mı? Open Subtitles ان لا يكون قادرا على اعطاء اطفاله ما يكفي او ان لا يكون معهم في الاوقات الصعبة
    Onlar hiçbir şey yapmadı ama utanç ve ezilme ile yaşamak zorunda bırakıldılar, açık konuşmam gerek babanın zamanlarında olsaydık bu konuşmayı yapmıyor olurduk. Open Subtitles لم يقترفوا شيئاً وهم مُجبرون على العيش مع العار والإذلال، بصدق في أيام والدك
    Destek veriyorlardı çünkü bu karmaşa ve çekişme zamanlarında, bu macera bizlere Amerikalı olmanın ne demek olduğunu gösterdi. TED يحفزوننا لأنه في زمن الارتباك والخلاف هذا، سمحت الرحلة باسترجاع معنى أن تكون أمريكيًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد