Ya da Londra metrosunun stratejik bir zayıflık olduğunu düşünen... | Open Subtitles | أَو أن تحت أرض لندن هو نقطة الضعف الإستراتيجية الرئيسية |
Onlarda zayıflık ve yorgunluk en büyük belirtilerden biri. | TED | يعتبر الضعف والتعب الإشارة الرئيسية بالنسبة لهم. |
Hmph. General hangi şeyleri kendi için zayıflık olarak algılıyorsa algılasın. | Open Subtitles | مهما كان هذا الضعف الذي يقصده الجنرال يجب ان يدرك ان هذا ضعفه |
Dişisel zayıflık onları evde tutmanın, örgü yapmalarının korseyle gezmelerinin sonucudur. | Open Subtitles | في حاجتهن للحركة ضعف النساء هو سبب بقاء الفتيات في المنازل |
Bazı erkekler, kontrolü elinde tutmayı ister. Yardım istemeyi zayıflık olarak görürler. | Open Subtitles | بعض الرجال يشعرون بالحاجة ليكونوا مسيطرين ويرون السؤال عن الاتجاه كنقطة ضعف |
Herkes hayat arkadaşını arar. Bu bir zayıflık göstergesi değil. | Open Subtitles | كل شخص يبحث عن نصفه الآخر ليست هذه علامة ضعف |
Etrafımdaki şımarık çocukları geçmem hiç zayıflık göstermeden her şeyde kazanamam gerekiyordu. | Open Subtitles | احتجتُ لهزيمة تلك النخبة المدلّلة من حولي كي لا أظهر ضعفاً كي أنجح في كلّ شيء |
Hmph.g General nasıl bir zayıflık algılıyorsa o kendi zayıflığıdır. | Open Subtitles | مهما كان هذا الضعف الذي يقصده الجنرال يجب ان يدرك ان هذا ضعفه |
Asla gardını indirmezdi ve asla zayıflık göstermezdi. | Open Subtitles | وهي لاتسمح للحرس إطلاقا أن يظهروا علامة الضعف |
Asla gardını indirmezdi ve asla zayıflık göstermezdi. | Open Subtitles | وهي لاتسمح للحرس إطلاقا أن يظهروا علامة الضعف |
General nasıl bir zayıflık algılıyorsa o kendi zayıflığıdır. | Open Subtitles | مهما كان هذا الضعف الذي يقصده الجنرال يجب ان يدرك ان هذا ضعفه |
Bu adamın aklı zayıf. Fiziksel zayıflık iyi bir uyku ile tedavi edilebilir. | Open Subtitles | إن الرجل ضعيف عقلياً النوم ليلاً يشفي الضعف الجسديّ |
Sana söyledim, babam sigara içmeyi bir zayıflık belirtisi olarak görür. | Open Subtitles | قلت لك أبى يرى أن التدخين دليل على الضعف |
Teklifimi zayıflık belirtisi olarak algılamış olabilirsin onun için sana iyice anlatayım. | Open Subtitles | ربما فهمتى أن عرضى دلالة على ضعف لذا دعينى أوضح الأمر تماماً |
Muhtemelen onlar da böyle düşünüyordu fakat bir zayıflık anında her şeylerini kaybettiler. | Open Subtitles | من المحتمل انهم اعتقدوا نفس الشيء. لكن في لحظه ضعف, فقدوا كل شيء. |
Bu mekanların cazibesi de güçlü bir adamdaki bir zayıflık anı olabiliyor. | Open Subtitles | والأغراء لتلك الأماكن يمكن أن يكون قويا على الرجل في لحظة ضعف |
Bunun bir zayıflık olduğunu düşünüyorsun ama inan bana, bu senin güçlü yanın. | Open Subtitles | و أعلم بأنك تظن بان ذلك نقطة ضعف و لكن صدقني تلك قوتك |
Biri bende bir zayıflık görürse o yönümü avantaja çeviririm. | Open Subtitles | حين يرى أحدهم نقطة ضعف لدي، أحولها إلى مصدر قوة |
Henüz tam bir asker sayılmazsın, Asla özür dileme, bu bir zayıflık belirtisidir. | Open Subtitles | انت لم تعد جنديه بعد . لا تعتذرى ابدآ انه علامه ضعف |
Hayır. Erkeklerin tabiatında bizde olmayan bir zayıflık var. | Open Subtitles | كلّا، إن الرجال لديهم ضعفاً فِطرياً لا نملكه نحن |
Sana şifreyi verdi çünkü sende bir zayıflık gördü. | Open Subtitles | لقد أعطاكِ الرّمز لأنّه رأى ضعفًا في عينيْكِ. |
Artemis, dostlarına açılman zayıflık göstergesi değildir. | Open Subtitles | آرتيميس , أنها ليست أشارة للضعف لتنفتحي للأصدقائك |
Bu çok saçma. Onunla konuşmalıyım. O bunu bir zayıflık belirtisi olarak alır ve seni yine incitmeye çalışır. | Open Subtitles | سيعتبر ذلك ضعفا منك ثم سيحاول أن يؤذيك مجددا |
Başta zayıflık olarak düşündüğünün naziklik olduğunu fark ettin ve ondan hoşlanmaya başladın. | Open Subtitles | أوّل ما فكّرتِ به أنّه كان ضعيفاً ثمّ أدركتِ أنّه لطيف، ووقعتِ في حبّه |
Sol tarafımın aşağısında zayıflık hissediyorum ve neredeyse sürekli başım ağrıyor. | Open Subtitles | أحس بضعف في جانبي الأيسر, و لدي صداع تقريبا في كل وقت. |
- zayıflık gösterdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | اسفة على ضعفي الشديد |
Artık bunu bir zayıflık olarak görmüyorum. | TED | من الآن فصاعدًا، لا أرى ذلك كضعف. |
Ona gözyaşı diyorlar, bir tür zayıflık belirtisi. | Open Subtitles | انهم يسموا هذه الدموع انها علامة على ضعفهم |
Nasıl böyle merhametli bir davranışı zayıflık olarak nitelendirirsiniz? | Open Subtitles | لا أستطيع إدراك كيف يمكن أن يوصف الإهتمام بفعل الصدقة بالضعف. |
Aynı anda en büyük güç ve en büyük zayıflık kaynağınız. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت، هو مصدر أعظم قواكم وأعظم نقاط ضعفكم |