ويكيبيديا

    "zayıflık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الضعف
        
    • ضعف
        
    • ضعفاً
        
    • ضعفًا
        
    • للضعف
        
    • ضعفا
        
    • ضعيفاً
        
    • ضعفه
        
    • بضعف
        
    • ضعفي
        
    • كضعف
        
    • ضعفهم
        
    • بالضعف
        
    • نقاط ضعفكم
        
    Ya da Londra metrosunun stratejik bir zayıflık olduğunu düşünen... Open Subtitles أَو أن تحت أرض لندن هو نقطة الضعف الإستراتيجية الرئيسية
    Onlarda zayıflık ve yorgunluk en büyük belirtilerden biri. TED يعتبر الضعف والتعب الإشارة الرئيسية بالنسبة لهم.
    Hmph. General hangi şeyleri kendi için zayıflık olarak algılıyorsa algılasın. Open Subtitles مهما كان هذا الضعف الذي يقصده الجنرال يجب ان يدرك ان هذا ضعفه
    Dişisel zayıflık onları evde tutmanın, örgü yapmalarının korseyle gezmelerinin sonucudur. Open Subtitles في حاجتهن للحركة ضعف النساء هو سبب بقاء الفتيات في المنازل
    Bazı erkekler, kontrolü elinde tutmayı ister. Yardım istemeyi zayıflık olarak görürler. Open Subtitles بعض الرجال يشعرون بالحاجة ليكونوا مسيطرين ويرون السؤال عن الاتجاه كنقطة ضعف
    Herkes hayat arkadaşını arar. Bu bir zayıflık göstergesi değil. Open Subtitles كل شخص يبحث عن نصفه الآخر ليست هذه علامة ضعف
    Etrafımdaki şımarık çocukları geçmem hiç zayıflık göstermeden her şeyde kazanamam gerekiyordu. Open Subtitles احتجتُ لهزيمة تلك النخبة المدلّلة من حولي كي لا أظهر ضعفاً كي أنجح في كلّ شيء
    Hmph.g General nasıl bir zayıflık algılıyorsa o kendi zayıflığıdır. Open Subtitles مهما كان هذا الضعف الذي يقصده الجنرال يجب ان يدرك ان هذا ضعفه
    Asla gardını indirmezdi ve asla zayıflık göstermezdi. Open Subtitles وهي لاتسمح للحرس إطلاقا أن يظهروا علامة الضعف
    Asla gardını indirmezdi ve asla zayıflık göstermezdi. Open Subtitles وهي لاتسمح للحرس إطلاقا أن يظهروا علامة الضعف
    General nasıl bir zayıflık algılıyorsa o kendi zayıflığıdır. Open Subtitles مهما كان هذا الضعف الذي يقصده الجنرال يجب ان يدرك ان هذا ضعفه
    Bu adamın aklı zayıf. Fiziksel zayıflık iyi bir uyku ile tedavi edilebilir. Open Subtitles إن الرجل ضعيف عقلياً النوم ليلاً يشفي الضعف الجسديّ
    Sana söyledim, babam sigara içmeyi bir zayıflık belirtisi olarak görür. Open Subtitles قلت لك أبى يرى أن التدخين دليل على الضعف
    Teklifimi zayıflık belirtisi olarak algılamış olabilirsin onun için sana iyice anlatayım. Open Subtitles ربما فهمتى أن عرضى دلالة على ضعف لذا دعينى أوضح الأمر تماماً
    Muhtemelen onlar da böyle düşünüyordu fakat bir zayıflık anında her şeylerini kaybettiler. Open Subtitles من المحتمل انهم اعتقدوا نفس الشيء. لكن في لحظه ضعف, فقدوا كل شيء.
    Bu mekanların cazibesi de güçlü bir adamdaki bir zayıflık anı olabiliyor. Open Subtitles والأغراء لتلك الأماكن يمكن أن يكون قويا على الرجل في لحظة ضعف
    Bunun bir zayıflık olduğunu düşünüyorsun ama inan bana, bu senin güçlü yanın. Open Subtitles و أعلم بأنك تظن بان ذلك نقطة ضعف و لكن صدقني تلك قوتك
    Biri bende bir zayıflık görürse o yönümü avantaja çeviririm. Open Subtitles ‫حين يرى أحدهم نقطة ضعف لدي، أحولها إلى مصدر قوة
    Henüz tam bir asker sayılmazsın, Asla özür dileme, bu bir zayıflık belirtisidir. Open Subtitles انت لم تعد جنديه بعد . لا تعتذرى ابدآ انه علامه ضعف
    Hayır. Erkeklerin tabiatında bizde olmayan bir zayıflık var. Open Subtitles كلّا، إن الرجال لديهم ضعفاً فِطرياً لا نملكه نحن
    Sana şifreyi verdi çünkü sende bir zayıflık gördü. Open Subtitles لقد أعطاكِ الرّمز لأنّه رأى ضعفًا في عينيْكِ.
    Artemis, dostlarına açılman zayıflık göstergesi değildir. Open Subtitles آرتيميس , أنها ليست أشارة للضعف لتنفتحي للأصدقائك
    Bu çok saçma. Onunla konuşmalıyım. O bunu bir zayıflık belirtisi olarak alır ve seni yine incitmeye çalışır. Open Subtitles سيعتبر ذلك ضعفا منك ثم سيحاول أن يؤذيك مجددا
    Başta zayıflık olarak düşündüğünün naziklik olduğunu fark ettin ve ondan hoşlanmaya başladın. Open Subtitles أوّل ما فكّرتِ به أنّه كان ضعيفاً ثمّ أدركتِ أنّه لطيف، ووقعتِ في حبّه
    Sol tarafımın aşağısında zayıflık hissediyorum ve neredeyse sürekli başım ağrıyor. Open Subtitles أحس بضعف في جانبي الأيسر, و لدي صداع تقريبا في كل وقت.
    - zayıflık gösterdiğim için özür dilerim. Open Subtitles اسفة على ضعفي الشديد
    Artık bunu bir zayıflık olarak görmüyorum. TED من الآن فصاعدًا، لا أرى ذلك كضعف.
    Ona gözyaşı diyorlar, bir tür zayıflık belirtisi. Open Subtitles انهم يسموا هذه الدموع انها علامة على ضعفهم
    Nasıl böyle merhametli bir davranışı zayıflık olarak nitelendirirsiniz? Open Subtitles لا أستطيع إدراك كيف يمكن أن يوصف الإهتمام بفعل الصدقة بالضعف.
    Aynı anda en büyük güç ve en büyük zayıflık kaynağınız. Open Subtitles وفي نفس الوقت، هو مصدر أعظم قواكم وأعظم نقاط ضعفكم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد