Evet, kalp kriziydi ama otopsi yapmışlar, ama direkt kalpten değil, zehirden ölmüş. | Open Subtitles | بلى، كانت نوبة قلبية، ولكنهم أجروا تشريحاً، ولم السبب ذبحة قلبية، بل السم |
Daha önce zehirden ölen başkasını gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رايت من قبل اى شخص آخر يموت من السم ؟ |
Fareler gibi zıbarmalı! zehirden daha kötü bişeyle! | Open Subtitles | يجب ان تموتو مثل الفئران بشئ اخر غير السم |
Örnek olarak, karaciğerde, kanı zehirden arındırmak için, kanallar oluşturuyorlar. Akciğerde, solunum için hava torbacıklarına dönüşüyorlar. | TED | فمثلا, في الكبد تكون قنوات لإزالة السموم من الدم. في الرئة, تبطن أكياس الهواء لتسهل تبادل الغازات. |
Kalp krizini etkisiz hale getirmek için ve bana verdiğin zehirden kaynaklanan düşük nabzı etkisiz hale getirmek için kullanılır. | Open Subtitles | لقد استُخدمت كمضاد للجلطة القلبية أو اضراب القلب المسبب من قبل السُم الذي أعطيتنيه |
Sebep oldukları uzun vadeli zararları gördüm. Bana kalırsa zehirden farksız. | Open Subtitles | يبدو أنّها تسبب ضرراً على المدى الطويل بقدر ما أنا قلق، فإنّها مثل السمّ |
Sadece zehirden başka şeylerin de olabileceğini göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تكون لدي القدرة على إثبات أنه يمكن أن يكون شئ آخر غير السم |
Sonuçta zehirden kurtuldum. İsterseniz Nigel'a sorun, ya da Len'e. | Open Subtitles | أقصد أني قد قمت برمي السم "إسأل "نايجل" أو "لين |
zehirden bahseder bahsetmez tepkilerini beklemeye başladı. | Open Subtitles | سايرس أخبرهم انهم شربوه اظن انه يخادع لم تظن ذلك؟ بعد أن اخبرهم عن السم |
O gece, engerek zehirden daha etkili olan cesareti keşfetti. | Open Subtitles | فى هذه الليله, فيبر وجدت الشجاعه قوه اكثر فعاليه من السم السعاف |
Eğer istediği şeyi yapmazsak, zehirden hasta oluruz. | Open Subtitles | إن لم نفعل ما يطلبه منا, فإننا نمرض من السم |
Babamı da zehirden iyileştiği için kutladığını ileteyim mi? | Open Subtitles | هل لي أن أقدم لوالدي مباركتك من النهوض من السم ؟ |
Bunu içmeniz gerek. Sizi o zehirden kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | يجب ان تشربي هذا علينا تطهيرك من هذا السم |
Ateşten ya da zehirden, ...tecavüzden ya da kaçırılıp işkence görmekten ya da Patty Hearst gibi beynimin yıkanıp hipnotize edilmekten korkmam. | Open Subtitles | ، أو النار أو السم ، الأغتصاب ، أو الإختطاف أو التعذيب |
Sodayı zehirden daha çok fark ederdin. | Open Subtitles | كنت ستشعر بالصودا اكثر من السم |
Onu hastaneye götürüp içindeki zehirden kurtaracağım. | Open Subtitles | سأصطحبها للمشفى لأخرج السم من جسدها. |
zehirden olmuş zamansız ölümü. | Open Subtitles | السم كما أرى كان نهايته الغير موقوتة |
Ciğerlerimi zehirden temizlesin... diye temiz hava... soluyorum. | Open Subtitles | أستنشق بعض الهواء النقي لأنظف رئتي من تلك السموم |
Yani eninde sonunda zehirden ölürmüş ama buna fırsat kalmadan boğulmuş. | Open Subtitles | أعني ، كان ليموت بسبب السُم عدا أنه تعرض للخنق |
* Dün gece, o zehirden çok fazla * * içtim bebeğim * | Open Subtitles | * ليلة الأمس , شربت أكثر من المعتاد * * من ذاك السمّ * |
Ancak Sam zehirden, Carrie de vurularak ölmedi. | Open Subtitles | وحده سام لم يمت من التسمم وكاري لم تمت من العيار الناري |
Bir kere isabet ettirildiğinde, maymunlar zehirden etkilenene kadar takip edilmelidirler. | Open Subtitles | حالما يُضرَب, يجب تعقب القرود بينما يبدأ مفعول سمّ كرمة الكورار |
Benden kaçtı ama zehirden kaçmayı başaramayacak. | Open Subtitles | ,لقد تمكن من الهرب لكنهُ لا يستطيع إخراج السُمّ |