Barış için bir zeytin dalı uzattığına inanmak bana zor geldi. | Open Subtitles | أجد صعوبة فى تصديق أنك قد جئت حاملة غصن الزيتون للسلام |
Belki zeytin dalı da uzatabilir. | Open Subtitles | لو قدم لك غصن الزيتون فليكناليوميومسلام. |
Pekala, şimdi size bazı kötü haberlerim olacak. zeytin dalı Operasyonu'nda bazı güvenlik açıkları buldum. | Open Subtitles | حسناً, لديّ اخبار سيئه, اكتشفت خرق امني في عمليه "جذع الزيتون" |
İsimsiz bir suikastçıyı önlemek için geldim. Avrupa'nın dışından kiralanmış ve zeytin dalı da hedefi. | Open Subtitles | علمت بشأن قاتل مجهول تم توظيفه من "اوربا" و "جذع الزيتون" هو هدفه |
Sıcak, ev yapımı kurabiyelerle zeytin dalı uzatmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أعرض عرض سلام بحفنة من بسكويت دافئ من صنع المنزل |
zeytin dalı uzatıyorum. Öyle mi deniyordu? | Open Subtitles | أهدئ الأمور أهذا ما تطلق عليها ؟ |
Sandım ki haneye tecavüz yapan birine zeytin dalı uzatmak çok saygın bir davranış ama ne görmek istersen iste tek bir gerçek var. | Open Subtitles | إعتقدت أن غصن زيتون كان رداً متحضراً جداً ...على الإقتحام عنوة، لكن كما تستطيع رؤية ذلك تبقى حقيقة واحدة |
Meclis de bizim gibi, bu düşmanca tavırlara bir son verme isteğinde olacaktır. Uzlaşma arayışı içinde olacaklardır. Onlara bir zeytin dalı uzatmalıyız. | Open Subtitles | المؤتمر يريد وقف الأعمال العدائية وكذلك نحن ويبدو علينا تقديم غصن الزيتون كهدية لجلالتة |
Cumhuriyete bir zeytin dalı uzatmak için temsilcilerinizi ikna edebilseydiniz, eminim ki, Senato sonuçta müzakereleri başlatmak için yeteri kadar hoşgörülü davranabilirdi. | Open Subtitles | لان يمدوا غصن الزيتون السلمي تجاه الجمهورية ربما هذا يكون كاف لتعاطف المجلس اخيرا للمفاوضات المفتوحة |
13 bulut ya da 13 zeytin dalı gibi. | Open Subtitles | ثلاث عشرة سحابة ثلاث عشرة ورقة في غصن الزيتون |
Elinde zeytin dalı var. | Open Subtitles | إنه يحمل غصن الزيتون رمزًا للسلام |
Bunu bir zeytin dalı olarak görmeni istedim bunun-- | Open Subtitles | أنها غصن الزيتون هذا ما توقعته لم أتوقع |
Barış görüşmelerinin ortasında Prag'ı işgal edip sonrasında da zeytin dalı uzatıyor. | Open Subtitles | إنها تغزو "براغ" في منتصف مفاوضات السلام وبعدها يصل مدّها إلى غصن الزيتون |
Operasyonun adı zeytin dalı. Başlama saati gece yarısı. Sabaha kadar sürecek. | Open Subtitles | انهم يدعون هذه العمليه "جذع الزيتون" الموعد هذه الليله حتى الفجر |
Evet. Sizi çağırıp zeytin dalı uzatmak istedik. | Open Subtitles | نعم، لقد أردنا أن نحضركم ونقدم عرض سلام |
zeytin dalı. | Open Subtitles | إنّه عرض سلام |
zeytin dalı. | Open Subtitles | عرض سلام |
zeytin dalı uzatmaya çalışıyorum. Öyle mi deniyordu? | Open Subtitles | أهدئ الأمور أهذا ما تطلق عليها ؟ |
Bill, sana zeytin dalı uzattı bu gece. | Open Subtitles | بيل عرض عليك غصن زيتون الليلة. |