Savaşın bitmesinin ardından, 2000'e yakın Alman savaş esiri Danimarka'nın batı sahillerindeki 1,5 milyon kara mayınını temizlemeye zorlandı. | Open Subtitles | بعد الحرب ، أُجبر أكثر من 2000 جندي ألماني على إزالة 1.5 مليون لغم أرضي من الساحل الغربي للدنمارك |
12:06'da Amerika üzerindeki tüm sivil uçaklar yere inmeye zorlandı... | Open Subtitles | 06 ظهرا كانت جميع الطائرات المدنية فوق أميريكا قد أجبرت على الهبوط |
Kendi karaciğerini yemeye zorlandı, yavaş yavaş kıyma makinesine sokuldu, | Open Subtitles | أُجبرت علي تناول كبدها قطعوها ببطء بواسطة منشار قطع أشجار |
Sovyetler Birliği rakibine karşı kendi bloğunu inşa etmek için zorlandı. | Open Subtitles | واضطر الاتحاد السوفياتي لبناء كتلة منافسة خاصة به |
Tuzağa düşürüldüğünü biliyoruz. Bunu yapması için zorlandı. | Open Subtitles | لقد تم الإيقاع به، إنه مجبر على فعل هذا |
Ve tek oğlum benden uzakta yaşamaya zorlandı. | Open Subtitles | وابني الوحيد أجبر على أن يعيش بعيداً عني. |
Yani öldürme sebebini kısmen değiştirmeye zorlandı. | Open Subtitles | مما يعني انه اجبر على تغيير جزء من اسلوبه |
- Bir çekim daha yapmak istemiyor musun Ed? Koca kel o kapıdan geçerken biraz zorlandı gibi. | Open Subtitles | يبدو أن العملاق واجه مشاكل عند عبور الباب |
Ve üç gün sonra, Mübarek istifa etmeye zorlandı. | TED | وبعد 3 أيام ، أُجبر مبارك على الاستقالة. |
Bu benim büyükbabam Salman Schocken. Fakir, eğitimsiz, 6 çocuğa bakan bir ailede doğdu ve 14 yaşında iken, sofraya ekmek getirebilmek için okulu bırakmaya zorlandı. | TED | إذن، هذا هو جدي سلمان شوكين، الذي وُلد لعائلة فقيرة وغير متعلمة عائلة تحوي ستة أطفال لإطعامهم عندما كان عمره 14سنة، أُجبر على ترك المدرسة ليساعد في كسب العيش. |
Ceza olarak, Daedalus minotor için sarayın derinliklerinde, çıkışı olmayan bir labirent inşa etmeye zorlandı. | TED | وكعقاب له، أُجبر دايدالوس على عمل متاهة لا مفر منها أسفل القصر من أجل المسخ "المينوتور". |
Zinanın cezası olarak kızıl "A" harfini taşımaya zorlandı. Robbie: lütfen dur. | Open Subtitles | أجبرت على ارتداء حرف قرمزي لمعاقبتها على الزنا |
Savunma şebekemiz onları yoketmeye zorlandı. | Open Subtitles | شبكة دفاعاتنا أجبرت على تحطيمهم |
Bebeğinden vazgeçmesi için neye zorlandı? | Open Subtitles | هل أجبرت على التخلي عن طفلها ؟ |
O gün Rin Kirigakure tarafından kaçırılıp Sanbi'nin Jinchuriki'si olmaya zorlandı. | Open Subtitles | رين أُختطفت من قبل قرية الضباب المخفية و أُجبرت لكي تصبح جينشوركي ذي الثلاث ذيول |
Kor halindeki kömürlerin üzerinde yatmaya zorlandı. | Open Subtitles | أُجبرت على السير على الفحم المُشتعل |
Bay James Murray zorlandı seferden ayrılmak için | Open Subtitles | واضطر السيد جيمس موراي إلى الانفصال عن حملتنا |
Siegel da kapattırılmaya zorlandı. | Open Subtitles | واضطر (سيجل) لإيقاف |
Scott, Amerikan Haber Kanalı USA'da spor haberi sunmaya zorlandı. | Open Subtitles | سكوت" كان مجبر على تقديم أخبار الرياضة" "في قناة الأخبار الأمريكية "يو إس آى |
Benim profesörümdü ve sonunda istifaya zorlandı. | Open Subtitles | وأستاذي، و... في النهاية أجبر على الاستقالة. |
Tek oğlum benden uzakta yaşamaya zorlandı. | Open Subtitles | ابني الوحيد اجبر على العيش بعيداً عني. |
George buraya gelmekte zorlandı. | Open Subtitles | جورج" واجه مشاكل للحضور هنا" |
Almanlar köşeye sıkıştırıldı ve teslim olmaya zorlandı. | Open Subtitles | حوصر الألمان وأجبروا على الاستسلام |
Bu noktada, Albay'ı olduğu kişi yapan her inanç ve düşünceyle yüz yüze geldi, kendisini bu kurallara göre yargılamaya zorlandı. | Open Subtitles | و عند تلك اللحظة، عليه أن يواجه كل فكرة و كل عقيدة تمثل الكولنيل أونيل و قد تم إجباره على الحكم على نفسه من هذا المنطلق |