Ama sıcaklığa, şefkate, ağlayacak bir omza, gülücüğe, kucaklaşmaya ihtiyaç duyduğunda bir suçlu gibi, karanlık köşelere gizlenmek zorundasın. | Open Subtitles | لكن لو تريد بعض الدفء وكتف تبكى عليه وابتسامة تحتضنك000 أنت يجب أن تختبىء فى الزوايا المظلمة مثل المجرم |
Okul kayıtların büyük ihtimalle postada kaybolduğuna göre en alttan başlamak zorundasın. | Open Subtitles | بما أن كشف درجاتك بالتأكيد ضاع بالبريد يجب أن تبدأي من البداية |
Çocukların akıl sağlığı için bunu yapmaya gönüllüydüm ama gerçekle yüzleşmek zorundasın. | Open Subtitles | كنت راغباً لمواصلة هذا لراحة بال الأطفال لكنك يجب أن تواجهي الحقيقة |
Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok. | Open Subtitles | هارفي، يجب عليك أن تفهم ليس لدي الحق لتركك ترحل من هنا لوحدك |
- Ama karar vermek zorundasın. Onlar yapmaz. - Kararımı verdim, Albay Stewart. | Open Subtitles | و لكن يجب ان تقرر ، لن يفعلوا لقد قررت ، كولونيل ستيوارت |
Ama tarafsız olmak zorundasın ve tokat iddiasının şerefini her şeyin önünde tutmalısın. | Open Subtitles | لكن عليكِ أن تكونِ محايدة و وضع أمانة رهان الصفع فوق كل شئ |
- Daha nazik olmak zorundasın. - Ve sen çok yenilikçiydin. | Open Subtitles | عليك ان تكون قادرا ان تكون لطيفا وانت كنت تقدمى جدا |
Bir tanem, istemeye gelen her talibi reddetmekten vazgeçmek zorundasın. | Open Subtitles | عزيزتى.. يجب أن تتوقفى عن رفض أى شخص يتقدم لطلبك |
Bir gün onu tek başına başarmak zorundasın. Hepimiz başardık. | Open Subtitles | يجب أن تفعل ذلك لنفسك يوماً ما، كلنا فعلنا ذلك |
"Kapa çeneni seni köpek, hak ediyorsun..." "...acı çekmek zorundasın!" diyordu." | Open Subtitles | إخرس ايها الكلب أنت تستحقّ ذلك ، أنت يجب أن تعاني |
Bilirsin, sert olmak zorundasın yoksa diğerleri seni yere sererler. | Open Subtitles | يجب أن تكون قاسياً. و إلا سيسحقك الناس على الأرض. |
İstemediğini biliyorum... ama sen de ne olduğunu anlatmak zorundasın. | Open Subtitles | حسناً أعلم أنك خائفة لكن يجب أن تخبريني ماذا حدث |
Avatar haline hakim olmak amacı ile bütün çakralarını açmak zorundasın. | Open Subtitles | من أجل أن تتحكم بحالة الافاتار يجب أن تفتح كل الشكرات |
Bak, eğer yöneticinle bir ilişki yaşıyorsan, bu durumu bildirmek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً, إذا أنت على علاقة مع رئيستك, يجب أن تكشف عنها |
Rodney, beni dinle.Bunu yapmak zorundasın, bu bizim tek şansımız. | Open Subtitles | رودني, استمع إلي. يجب أن تفعل ذلك إنها فرصتنا الوحيدة |
Çünkü onunla sen çalışmak zorundasın ve yavaş yavaş gitsen iyi olur. | Open Subtitles | حسناً, لان عليك العمل معها وهذا الصوت يبدو ان يجب عليك الذهاب |
ben abimin istediği herşeyi yaparım... ama önce bir şeyi öğrenmek zorundasın. | Open Subtitles | افعل اي شيء يريده اخي لكن يجب عليك ان تتعلم شيئا اولا |
Sakin olmak zorundasın. Sakin olursan o da sakin olur. | Open Subtitles | يجب ان تكون هيناً معه, اذا فعلت ذلك لن يزعجك |
Tanrım, neden onlar için bu kadar endişe etmek zorundasın? | Open Subtitles | يا إلهي، لما يجب عليكِ أن تقلقي بشأنهم هذا القدر؟ |
Bir kaç gün burada kalmak zorundasın. Eve gidecek kadar iyi değilsin. | Open Subtitles | عليك ان تبقي هنا يومان اخرين لا يجب ان تعود لمنزلك الان |
Biraz sonra oraya çıkmak zorundasın ve Courtney Love gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ هناك قريباً، وأنت تَبْدو مثل حبَّ كورتناي. |
Eğer siz bir kurbansanız ya da tanıdığınız biri, şunu bilin: Güçlenmek için kendine bakmak ve kendini sevmek zorundasın. | TED | إذا كنت ضحية أو تعرف أحد الضحايا فاعلم هذا حتى تمتلك القوة لابد أن تعتني بنفسك لابد أن تحب نفسك |
Kasalarla ilgili tecrübesi olan birini bulmak zorundasın. Düşün biraz! | Open Subtitles | عليكَ أن تجد أحد له تاريخ في إختراق الخزائن, فكر |
Bu oldukça rahatlatıcı. Fakat o zaman beklemek zorundasın . | Open Subtitles | هذا منتهى الترف لكنى أخشى أنك ستضطر للأنتظار |
Üzgünüm, dostum. Beni dinlemek zorundasın. | Open Subtitles | أنا آسف يارفيق لكن يتوجب عليك الإستماع لي |
Ona zarar verirsen,yetkilere açıklamak zorundasın buraya nasıl girdiği hakkında. | Open Subtitles | إذا قمت بإيذائها, سيكون عليك تفسير كيف دخلت إلى هنا |
Yani 3 oyunu daha bir bilgisayara karşı oynamak zorundasın? | Open Subtitles | إذاً, سيتوجب عليك أن تلعب ثلاث مباريات إضافية ضد الحاسب؟ |
- Korkarım, o kadar bekleyemeyiz. - Korkarım, beklemek zorundasın. | Open Subtitles | اخشى الا نستطيع الانتظار كل هذا الوقت اخشى انك مضطر لهذا |
Eğer iyi bir baba olmak istiyorsan oğlunla zaman geçirmek zorundasın. | Open Subtitles | إن أردت أن تكون والداً صالحاً فعليك أن تقضي الوقت مع ابنك. |