| Bu durum bana bir fırsat veriyor, çünkü küratörlügünü yaptigim her tasarım sergisi farklı bir dünyayı inceliyor. Ve bu harika, çünkü her seferinde işimi değiştirmişim gibi geliyor. | TED | و هذا يتيح لي الفرصة لأن كل عرض تصميمات أكون أمينته و كأنه آت من عالم مختلف لأنه يبدو مثل كل مرة أقوم فيها تغيير عملي |
| - Bill, sakatlandı. - Ve kulübeden ziyaretçileri geliyor. | Open Subtitles | ــ ٌ بيل ٌ ' إنه مصاب ــ ها هو آت ، إنه يذهب للمعاينة |
| - Beni bırakma. - Bırakmam. Geliyorum hayatım. | Open Subtitles | لاتتركني لا تتركني لن اتركك انا آت حبيبتي |
| Geliyorum, tabii beni durdurabileceğini düşünüyorsan o başka. | Open Subtitles | أنا آت الا اذا كنت تعتقد أنه بإمكانك منعي |
| Ben buraya yardım dilenmeye gelmedim... param yetmiyosa, başka yere de gitmesini bilirim. | Open Subtitles | أنا لم آت هنا من أجل إطراء وإن كانت نقودي لا تكفي لك يمكنني أن أذهب لأي مكان آخر |
| Buraya trenler hakkında maval dinlemeye gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا لأستمع اليك و انت تثرثر عن القطارات |
| Ses şu adadan geliyor. Hadi dikkatsizce o adaya yaklaşalım. | Open Subtitles | أنه آت من هذه الجزيرة فلنتجه إليها غير مباليين بما نفعل |
| İşte kızların onu neden ektiğini açıklayan harikâ kurgulanmış bahanesi geliyor. | Open Subtitles | حسناً ، ها هو آت .. العذر المخطط جيداً عن سبب رحيلهنا |
| Senden nefret eden her şey bu gece buraya geliyor. | Open Subtitles | كل من كنّ لك حقدا يوما ما هو آت الى هنا هاته الليلة |
| Senden nefret etmiş her şey bu gece buraya geliyor. | Open Subtitles | لِم ليس لدي علم؟ كل من كنّ لك حقدا يوما ما هو آت الى هنا الليلة |
| - Acil destek arabası nereden geliyor? | Open Subtitles | متى ستحضر عربة تنشيط الدورة الدموية أنا آت تمهلي قليلاً |
| Geliyorum Kaptan, bekleyin. | Open Subtitles | أنا آت يا كابتن. ها أنا ذا. |
| Geliyorum Teğmen! | Open Subtitles | يا نوردبرج أنا آت أيها الملازم |
| Anlaşıldı. Seninle Geliyorum anne! | Open Subtitles | هذه هى النهاية أنا آت معك يا أمى |
| Sana Geliyorum Gorgonit. | Open Subtitles | أنا آت من أجلك يا كائن جورجان. |
| Buraya senin trenler hakkındaki dırdırını dinlemeye gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا لأستمع اليك و انت تثرثر عن القطارات |
| Buraya sıkıcı suç işlemleri hakkında konuşmağa gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا للتكلم عن اتجراءات القانون الجنائى الممله |
| Ben buraya can sıkıcı yasal prosedürleri konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا للتكلم عن اتجراءات القانون الجنائى الممله |
| Korkarım bu at arabası Sabbath sonuna dek buraya saplanmış kalacak eğer yardım getirmezsem. | Open Subtitles | أخشى أن هذه العربة ستبقى عالقة لبعد السبت حتى آت بالمساعدة لنشلها |
| Bugünün geleceğini bildiğin için bütün kitaplarıma adını yazmışsın. | Open Subtitles | حتماً اسمك عليه لقد كتبتي اسمك على كل كتبي لأنك تعلمين أن هذا اليوم آت لا محالة |
| California'dan gelip gelmediğini bile bilmiyoruz. lP adresini Çek Cumhuriyeti'ne kadar takip ettik. | Open Subtitles | كالفورنيا من آتي أنه نستطيع لا نحن الصين من آت أنه نؤكد ولكن |
| evet,Yunanistan a gidiyorum yani,sen geliyorsun aniden mi ? | Open Subtitles | -نعم ، أنا ذاهب إلى اليونان أيضا -أعني ، أن آت -فجأة ؟ |
| Buraya arkadaşlarımı özgür bırakmaya geldim. Roma'nın yeni bir kukla kral yaratmasını değil. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لتحرير أصدقائي لم آت لمشاهدة روما تدعم دمية كملك جديد |
| Yaklaşan şeyin dünyada yaşamış bitki ve hayvanlarla alakası yoktu. | Open Subtitles | ما هو آت ليس له علاقة مع النباتات والحيوانات التي عاشت على الأرض. |
| Ona ulaşıp, buraya geleceğimi söylemeye çalıştım, ama olmadı. | Open Subtitles | حاولت الوصول لها لأخبرها بأنني آت إلى هنا ولكن .. |
| Daha erken gelemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف بانني لم آت الى هنا مبكراً |