"آيا" - Translation from Arabic to Turkish

• Aya
• Ayu
• Aiea
• neyse

Aya, sana bir çok mektup yazdım, ama hiçbirini cevaplamadın.
" آيا " لقد أرسلت العديد من الرسائل ولم تجيبي

Aya'yı almak için gelmiştim. Ayers burda değil.
ــ أنا هنا لآخذ ملفاً ــ " آيا" ليست هنا

Yapacak çok işimiz var. Ama sakın Aya'ya söyleme.
لدينا عمل كثير لكن لن تخبري " آيا " الآن

Aya, bunu göreli ne kadar zaman oldu... sekiz, dokuz yüzyıl?
(آيا) كم مضى منذ رأيت هذا نحو 800 أو 900 سنة؟

# Ayu gördüklerine inanamaz. # Bu gece Jinxi'yi ödüllendirecek.
"آيا) لا تصدق ماتراه)، إنّها الآن ستكافيء (جينكسي)"

Aiea'daki berbat bir motel odasını kiralaması eğer Scartelli'nin sakladığı bir şey varsa, oldukça mantıklı aslında.
"لا ، غرفة نزل رديئة في "آيا "اسيكونُ منطقياً إذا كان لدى "سكارتيلي شئ ليخفيهُ

Benimle alâkan yok. Sen Aya'nın gerçekten sözünde duracağına inanıyorsun.
لست مثلي مثقال ذرّة، إنّك فعلًا تخالين (آيا) ستفي بوعودها.

Belki sen Aya'ya, Kol'u kalıcı olarak getirmeme izin vermesini söyleyebilirsin.
ربّما يمكنك إقناع (آيا) بالسماح لي بإحياء (كول) على نحوٍ دائم.

Üzgünüm, senin sevgili Davina'nın başı dertte ve Aya bunu biliyor.
عذرًا، عزيزتك (دافينا) في مأزق لا طاقة لها به و(آيا) تعلم.

Aya Koike ev ödevlerinde bana yardım edecek.
(آيا كوكي) ستأتي لمساعدتي في حلّ واجباتي المنزلية

Aya nerede? Aya'yı riske atıyorsun.
"ــ أين " آيا ــ إنها في الحجز

Bugünün raporu. Oh, bir de Aya bunu sana bıraktı.
هذا دخل الليلة , و " آيا " تركت هذا لك

Ben Aya. Aslında sana bir teklifte bulunmadan, buradan gitmemem söylendi.
أنا (آيا)، أُمرت ألّا أغادر قبلما أقدّم إليك عرضًا.

Aya'nın sana Strix'den biraz bahsettiğini düşünüyorum. Kim olduğumuzu, neleri yapmaya gücümüzün olduğunu.
أظن (آيا) أنبئتك بالقليل عن (ستريكس)، عن هويتنا وما بمقدورنا فعله.

Aya'nın kazığı lanetliymiş. Sana bulaşmış.
وتد (آيا) كان ملعونًا، وقد نقل اللعنة إليك.

Aya sizin kurulunuzdaki cadıların güçlerini kalplerinin istekleri için kullandığını söyledi.
قالت (آيا) إن ساحرات معشرك وُهبن القوّة لتحقيق أعزّ رغبة في قلوبهن.

Niklaus Camille'le başa çıkabilir. O zamana kadar, Ben Aya'nın dikkatini dağıtacağım.
(نيكلاوس) بوسعه معالجة أمر (كاميل)، وحتّئذٍ سأشغل (آيا).

Aya açgözlü bir meraka sahip yükselen bir zekaydı.
(آيا) كانت متوهجة الذكاء ذات فضول لا يريم.

Aya, Tristan'ın küçük sirkine liderlik etmekten mutluluk duyuyor gibisin.
(آيا)، ألا نبدو جميعًا في أوج الارتياح لقيادتك الراهنة لسيرك (تريستن)؟

Ayu ile Jinxi evlendi ve Xiaotian doğdu. Bir seferinden Jinxi'ye nereli olduğunu sormuştum.
(آيا) تزوجت (جينكسي) و ولدت (زايوشان)، ذات مرّة سألتُ (جينكسي) عن موطنه؟

Chin, Lori ile birlikte Aiea'daki şu mota odasını bir kontrol edin, olur mu?
شين" انتَ و"لوري" توجها" "إلى "آيا وتفقدا ذلكَ النزل ، مفهوم؟

Dinle bana yalan söylediğini biliyorum, ben senin şu daha büyük planın mı artık her neyse onun parçası olmadığımı biliyorum, tamam mı?
إسمع أعرف أنك كذبت على أعرف أني لست جزء من خطتك الأكبر آيا تكن هذه الخطه